Umutsuz bir dünyada kendimce mutlu olmaya çalışıyordum, her ne kadar bunun imkansız olduğunu bilsem de deniyordum işte. İç çekerek ateşi yavaş yavaş sönen şömineye baktım, odun atmam gerektiği anlamına geliyordu yani. Oflayarak bedenimi doğrulttum, bacaklarımı battaniyenin altından çıkararak zemine koyduğumda çıkardığım çoraplarım yüzünden bedenim ayaklarıma değen soğuklukla irkildi. Yana doğru dönerek merdivenlerin olduğu tarafa baktım, üst kata çıkma diyerek üst kata gitmiş kapıyı ardından kapatmıştı ve bunu saatler önce bunu yapmıştı. Şöminenin yanına koyduğu odunlardan bir kaç tanesini gelişi güzel ateşe atarak elimi belime koydum, neden gitmem yasaktı?Hem yanımda olmadı gerekmiyor muydu?
Kararsız kalan düşüncelerime rağmen bana kızmasını göze alarak inat uğruna merdivenlere doğru ilerledim, beni Vampir Krallığına götürmediyse bakıcı gibi tepemde olmak zorundaydı. Dudaklarımı dişleyerek son basamağı da çıktığımda derin bir nefes aldım kapıyı açarken, korkmaktan ziyade sınırlarını zorlamak istiyordum. Yüzümde beliren hin bir ifade ile sırıttım, ne ama beni öylece başıboş bırakamazdı!
Tamamen açılmasa da geçtiğim kapıda görünen yatak odasına dudaklarımı büzerek baktım, farklı bir şekilde yapılmıştı. Geniş yatağın üzerinde uzanmış olan Aiden'e fark etmem ile gözlerimi ondan almaya çalışarak odaya baktım. Pek başarılı olamamıştım ne yazık ki. O kadar huzurlu uyuyordu ki çatık kaşları bile sempatik gelmişti, engel olamadığım çok şey vardı vücudumda örneğin dudaklarım. İstemsiz yana doğru masum bir şekilde kıvrıldıklarında ellerimi nereye koyacağımı bilemeden belime koydum, karnımda varlığını hissettiren bebeğim oynadığında ses çıkarmamak adına dudağımı dişimin arasına alarak ezdim. Geri çıkmak mı?kessinlikle onu yapacaktım ancak şimdi değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağ
ФэнтезиKaderin bana oynadığı o cilveli oyundu karnımdaki bağ. İki krallığın acımasız savaşının ortasında kalmış hamile bir kadın mı? Ondan hamileydim ve daha onun kim olduğunu bile bilmeden... Kehanet gercekleşmişti, iki krallığın efendisi bir Vamp...