Büyük bir kargaşa vardı....Zihnimde, kulaklarımda.....
Tedhor ile saraya döndüğümde karşılaştığım abim aldığım kararı duyar duymaz öfke nöbetleri geçirmiş beni engellemeye ikna etmeye çalışmıştı. Kendince doğru yapıyordu kim bilebilirdi ki ama ben de kendimce doğru yapıyordum. Gözümden usulca süzülen yaş ile gözlerim karnıma indi, ümitsizce baktım ona.
' sanırım son zamanlarımız hep ortak geçecek ufaklık ' dedim fısıltıyla
Tebessüm etmeye zorladım dudağımı, toplanan konseyin konuğu olarak Tedhor tarafından götürülmeyi bekliyordum. Benim için güzel kokularla hazırlanmış banyoda bedenim yıkanırken üzerime vanilya kokusunun ağırlıklı olduğu ancak pahalı parfümlerde bile bulamayacağım o güzel kokulardan oluşmuş bir elbise giydirilmişti. Bütün bedenimi boydan boya kaplayan elbise omzumun üzerinden atılan pelerin ile tamamlanmıştı, tamamiyle beyaz ve gül renginin muhteşem uyumu içerisinde olan elbiseye baktım. Göğüs kısmı tam ölçü alınmışcasına göğüslerimi sıkarken derin bir dekolteye sahipti, dekolte giyerdim ancak bu bile fazla gelmişti bana.
Bu olaylardan sonra bunun bana fazla gelmemesi gerekirken hemde
Omuz silkerek çalınan kapıya döndüm, bu kaderin seçilmiş kurbanı bendim. Belki de yaşamam gereken her şeyi yaşamış ve yaşayamamış niceleri için vazgeçecektim bilemiyordum tek bildiğim zamanın bunu bana göstereceğiydi. O küçük kız Bizzat Tedhor tarafından Getirilmişti saraya, onunla ilgilenen yardımcılara son kez istekler sunulmuş onun telaşlı gözlerine bakarak çıkmıştım odama. 2 gün önce kendi kendime konuşurken daha varlığını hissetmeye bile çalışmadığım bebeği istemediğimi söylemiştim ancak şimdi ona mecburdum, tıpkı onun da bana mecbur olduğu gibi.
Ortak yönümüz olsa da ben yaşatmak için o yaşamak için bana mecburdu, bu bizi ayırıyordu. O yaşamak için beni yok ederken ben yaşatmak için onu var edecektim.
Kapıya döndüm bedenimi, bana yaklaşan beyaz saçlı adamın bütün söyledikleri zihnimde dolanırken uzattığı avucuna elimi koydum. Vlad bizden önce gitmek yükümünde olduğu için erkenden gitmiş ve beni hizmetkarların kollarının arasına atmıştı. Zor da olsa tebessüm ettim, bir sonun başlangıcıydı...
Benim yaşamımdan vazgeçtiğim sonun başlangıcı...
.
.
Gergin yüzler odakladığı noktada kalmış, Yaşlı Kahinin tuttuğu elin sahibine bakıyorlardı. Karnı hafifçe şişmiş kızın yüzü netleştiğinde şaşırdı yüzler, 5 Diyarın efendileri onlara irileşmiş parlak mavi gözlerle bakan kıza hayretler içerisinde bakıyordu. Vlad ve Aiden ise suskundu, gözlerini kardeşine içinde büyüttüğü korku ile kaldıran adam acıyla bakarken Aiden onun aksine gözlerinde zerre ifade barındırmadan genç kıza bakıyordu.
Hepsinin gümüşlerle yapılmış tahtlarının aksine bu iki Diyarın hükümdarı onlardan kayrılıyordu, tamamiyle altından olan tahtları oldukça gösterişliydi. güçleri gibi...
Alfheim Diyarının hükümdarı Samarra ilk konuşan olmuştu, bembeyaz saçları omzundan aşağı dökülürken buz gibi beyaz ve parlak teninin yaydığı ışık kessinlikle onu seçilmiş bir elf olduğuna herkesi inandırıyordu. Onu diğer Diyarlardan ayıran hiç şüphesiz kulakları ve gelişmiş elementlerin kontrolü iken o halkı gibi fazlasıyla nazik ve mütevazıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağ
FantasyKaderin bana oynadığı o cilveli oyundu karnımdaki bağ. İki krallığın acımasız savaşının ortasında kalmış hamile bir kadın mı? Ondan hamileydim ve daha onun kim olduğunu bile bilmeden... Kehanet gercekleşmişti, iki krallığın efendisi bir Vamp...