Yaman'ın kardeşi ve eşi için yapılan konak bitmişti. Hep birlikte oraya giderlerken yutkundu Ahmet, kardeşi ve eşi iyiydi ama... eşinin kardeşi Yaman'ın ağzının içine düşüyordu.
Ve Ahmet'in içi kaynıyordu, o narin oğlanı tek yumrukta yere sermek istiyordu.
"Güzelim, hadi inelim." Yaman onun alnını öpüp ilerletirken ilk kez engel olmadı ona, hatta uzanıp elini tuttu ve parmaklarını kenetledi.
"Elimi bırak da sikeyim belanı..." sinirle dişlerinin arasından konuşunca yoğun gözlerle ona bakan ağasını gördü.
"Ya da beni... elini tutmak için kendimi deli ettim ben. Sence bırakır mıyım?" Ahmet hafiften utanmıştı sanki, uzun zamandır üstte olmuyordu.
"Konağa girelim de bir... yemekten sonra tatlı diye yiyeyim seni ağam.." Yaman derin bir nefesle başını salladı.
"Önce ben... özledim seni güzelim." Kardeşi geldiğinden beri pek yalnız kalamamışlardı, herkes odasına çekilse de o minik oğlan etrafta oluyordu ve Ahmet konsantre olamıyordu.
Ama artık canına yetmişti... sikerlerdi misafiri... ağasının dokunuşları için yalvaracak haldeydi. Biraz da kışkırtmak istiyordu adamı...
"Sevdiğin mürdüm rengi tangadan var altımda, keşke odaya geçip dişlerinle parçalasan..." Yaman kulağına fısıldanan sözlerle sertçe yutkundu.
"Yavrum, yapma. Bak seni uzun zamandır sevemiyorum zaten, tüm köy deliliğime şahit mi olsun?" Ahmet omuz silkip dudaklarını yaladı.
"Olsun, bende deliririm belki seninle." Yaman bu sefer sesli gülünce yanına yürüyen oğlan ona bakakaldı.
"Şeyyy... ağam... bizi gezdireceksiniz değil mi?" Ahmet sağ gözü seyirirken genç adama tip tip baktı.
"Yok yavru, ağan benimle ilgilenecek. Sen sizi gezdirecek başkasını bul, özleştik sizin tatavanız yüzünden." Yaman gülmemek için kendini tutarken genç Ahmet'e umursamaz bir bakış attı.
"Ben ağama sordum, sana değil. Oğlan olamayan adam.." burnunu kıvırıp Yaman'a baktığında gördüğü sert bakışlarla yutkunup bir adım geri gitti.
"O benim ağam, sen hayırdır lan? Kaç gündür susuyorum ama yeter, göstereyim mi nasıl oğlan olduğumu, hmm?" Genç başını yere eğip uzaklaştı hızlı adımlarla, geriye baktığında ona sırıtarak bakan adamı gördü.
"Bana öyle bakma hiç, valla seni alırım altıma Yaman ağa...." nefes nefese inip kalkan göğsüyle yanakları kızarmaya başlamıştı sinirden.
"Yapma yaaa, hani oğlan olduğunu gösterecektin? Vaz mı geçtin yoksa, ha yavrum?" Ahmet'i belinden kendine çekince kollarına tutundu hemen.
"Valla inanmazsın ama bana her türlü uyar şuan, yanıyorum amına koyayım." Yaman onu sırtına atıverince deli gibi güldü, ikisi de delirmişti artık.
"Hangi oda bizim lan, bu kadar büyük yaptırırsanız böyle olur." Yaman kendine söverken Ahmet elini kumaş pantolonun belinden içeri sokup kalçasını avuçladı muzipçe.
"Yavrum, güzelim... biraz daha delirt.." Ahmet gülerek ellerinin içindeki sıkı kalçayı mıncıkladı.
"Ben seni delirteyim sende beni delirt." Sözleri bittiği gibi bir odaya dalan ağası onu yatağa fırlattı, içerden çıkan mutfak oğlanı şaşkınca onlara bakıyordu.
"Boşaltın odayı, bir saat sonra gelin." Ahmet yataktan oğlana bakıp güldü.
"Sen onu iki saat yap oğlan, hadi yallah." Genç oğlan alelacele dışarı fırladı, gündüz vakti tövbe çekip mutfağa koştu ve olanları kıkırdayarak diğer oğlanlara anlattı.
Yaman kararan gözlerle yataktaki sevdiğine doğru yürürken Ahmet çoktan soyunmaya başlamıştı bile. Altındaki tangaya uzanınca ağası elini tuttu ve tangadan belli olan sertliği okşadı. Ahmet zevkle gülümsüyordu, onun ağası bir tek onu seviyordu işte...
Yaman'ı yatağa çekip kucağına çıktı ve kasıklarının üstüne sertçe oturdu. Bu kadarcık şeyle bile inleyen adam onu gülümsetmişti yine...
"Bir daha birisine gülümsersen...." Yaman dudaklarına uzansa da geri çekildi.
"Gülümsemem..." Ahmet'in aşkıyla coşuyorken, kim onu gülümsetebilirdi ondan başka.
"Bunu rüyanda görürsün bak..." cilveyle ama sertliğini de elden bırakmadan kalçasını yuvarladı.
"Rüyalarımda bile bir tek sen varsın güzelim... sadece sen..." Ahmet bu sözlerin üstüne dudaklarına kapandı, bu kadar konuşma yeterdi.
İçine dalan sertlikle yüksek sesle inledi, iki haftada darlaşmıştı. Yaman'ın boynuna sarılıp kalçasını indirip kaldırdı, ikisi de deli gibi inledikçe dışarıda sinirden kuduran birisi olduğunu bilmiyorlardı.
Saatlerce öpüşüp seviştiler, kaç kere sona ulaştılar, en son kim kimin içindeydi belli değildi artık. Ahmet yorgunca kafasını bağımlısı olduğu kalp atışlarını duymak için adamın göğsüne yasladı.
"Kalbin de vücudun da benim, herşeyin benim, bana aitsin." Onun tarafından bu kadar sahiplenildikçe mest olan Yaman sevdiğine kollarını sardı.
"Her zerrem sana ait, senin her zerren de bana..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kucak Oğlanı
DiversosKadın nüfusunun azaldığı bu çağda, çok erkek çocuğu olanlar narin görünen oğullarını Kucak Oğlanı olarak satmak zorunda kalıyordu... Melih ise bu olaya gönüllü olmuştu, balbaş olduğunu bilmeden.... Balbaş.... doğurgan olan erkeklerdi ve nadir bulunu...