❀
Felix'in yaşadığı sitenin güvenlik ofisi, tüm pencereler kapalı olduğundan yalnızca monitörlerin ve lambanın verdiği loş ışıkla aydınlanıyordu. Hyunjin, geniş masanın üzerine yayılan kablolar ve monitörler arasında yapması gerekeni yapıyordu. Sarı saçlarını kulaklarının arkasına itmiş, parmaklarını hızla klavyede gezdiriyordu. Yanındaki Chan ise kollarını göğsünde kavuşturmuş, hafifçe eğilmiş bir şekilde monitöre bakıyordu. Yaklaşık bir saati aşkın süredir bu odadalardı. Yalnızca ikisiydi. Bunun daha mantıklı olduğuna karar vermişlerdi.
"Bu yaptığımız kesinlikle yasal değil," diye mırıldandı Chan, kaşlarını çatıp ekrana odaklanırken. "Bunu biliyorsun, değil mi?"
Hyunjin alaycı bir gülümsemeyle başını çevirdi, ancak gözleri ekrandan ayrılmadı. "Biliyorum. Jisung seni ikna etmek için iyi bir yol bulmuş olmalı."
Chan'ın omuzları istemsizce gerildi. "Jisung'un konuşması değil, Felix'in güvenliği önemli. Beni bu kadar kolay manipüle edebileceğini sanma."
"Tabii, tabii," diye yanıtladı Hyunjin, sesine belli belirsiz bir eğlence tonu ekleyerek. Daha sonra sesi ciddileşti. "Tamam, kayıtlara ulaştım. Buradaki dosyalara yapılan müdahaleleri görebiliyorum. Görünüşe göre yalnızca belirli saniyeler silinmiş."
Chan bir adım daha yaklaştı. "Sildiği bölümlerdeki görüntüleri geri getirebilir misin?"
Hyunjin gözlerini monitöre dikti, birkaç dosya açıp kapattı. "Bu zaman alacak... ama mümkün. Dosyaların sadece yüzeyi silinmiş gibi görünüyor. Derin bir temizleme yapılmamış. Hatta bir kısmını şimdiden kurtardım bile."
Chan kaşlarını kaldırdı. "Bu kadar hızlı mı?" sesinde bariz bir şaşırma vardı.
"Bana bu kadar şaşırmayı bırak," dedi Hyunjin, hafif bir kibirle. "Eğer bu kadar iyi olmasaydım, burada olmazdım şu an. Bak işte burada."
Monitörde beliren bulanık görüntüler arasında karanlık bir figür belirginleşmeye başladı. Kapüşonlu bir kişi, Felix'in yaşadığı siteye giriş yapıyordu. Ancak görüntü birden bire bozuluyor, gölge kayboluyordu.
"İşte burası silinmiş," dedi Hyunjin, parmağıyla ekrandaki boş alanı işaret ederek. "Sadece bekle. Bunu düzeltmeye çalışacağım. Bana biraz daha zaman ver."
O sırada ofis o kadar sessizdi ki, yalnızca bilgisayarın sesi duyuluyordu. Chan'ın yüzü ciddileşti. Felix için bir tehdit varsa, onu bulmak zorundaydılar.
Yarım saat kadar daha sonra Hyunjin'in işi bittiğinde hareketleri yavaşladı ve ardından sırtını sandalyeye yaslayıp bir nefes verdi. "Tamam, işte bu," dedi, ekrana hafif bir baş hareketiyle işaret ederek. "Kayıtları geri getirdim. Artık kim olduğunu görebiliriz."
Chan monitöre yaklaşıp ekrana dikkatle baktı. Kaydın kurtarılan kısmında kapüşonlu bir adamın silueti belirginleşti. Kameranın görüş alanına girdiği anda yüzünü bir an için yukarı kaldırır gibi oldu, ancak kapüşonundan dolayı hiçbir şey belli olmuyordu.
Chan kaşlarını çattı. "Hiçbir şey göremiyoruz. Kapüşonu bütün yüzünü kapatıyor."
Hyunjin bir şeyler mırıldanarak başka bir dosyayı açtı. "Bekle. Birkaç açı daha var. Belki diğer kameralardan daha fazla şey görürüz."
Kayıt birkaç saniye daha ilerledi. Adam, sitenin demir kapısının önünde duruyor, bir süre etrafa bakınıyordu. Daha sonra çevresinden emin olunca cebinden küçük bir cihaz çıkardı. Birkaç tuşa basarak kapının elektronik kilidini devre dışı bıraktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Behind The Light | Minlix
FanfictionFelix'in hayatı, ışıkların altında mükemmel görünse de, karanlık bir gölge peşini bırakmıyor. Bir gece tehlike kapısını çaldığında, Minho ile yolları kesişir. Korku ve sırlarla dolu bu hikayede, güvene ve belki de aşka giden yolu birlikte bulabilece...