Barış, arabasını hızla hastane park yerinden çıkardı ve yola koyuldu. Akşam saatlerinde Derin evine dönmeden önce, o tehdit eden kişiyi bulmalıydı.
Yolda, giderken, Cem'den gelen bir mesajın sesi onu düşüncelerinden uyandırdı. Hemen telefonu eline alıp mesajı okudu.
CEM: "Abi, adamın kimliğini bulduk.. Hemen harekete geçiyoruz. Bu işin içinde başka biri olabilir."
Barış, mesajı okuduktan sonra direksiyonu daha sıkı tuttu. Her şeyin çok çabuk ve sessizce hallolması gerektiğini biliyordu. Kimsenin gözüne çarpmadan hareket etmesi gerekiyordu.
Cem'den bir telefon geldi. Barış, hızla telefonu açtı.
BARIŞ: "Ne buldunuz Cem? Çabuk söyle!"
CEM: "Abi, herifin adı Yavuz. Küçük çaplı bir çetesi var ama arkasında daha büyük birilerini destekçi olarak kullanıyor gibi. Adamlarını bir depoda topluyorlar. Konumunu sana yolluyorum."
BARIŞ: "Yavuz mu? O adı bir yerlerden hatırlıyorum. Daha önce bir iş mi çevirdik bu adamla?"
CEM: "Aynen abi, bir yıl önce o liman işinde karşımıza çıkmıştı. Büyük bir zarara uğratmıştık onu. Anlaşılan, sana sevdiklerin üzerinden saldırmayı seçmiş."
Barış, Cem'in sözlerini dinlerken öfkesini kontrol etmekte zorlanıyordu. Direksiyonun başında gözleri kararlı ve sert bir şekilde yola odaklanmıştı. Telefonu kulağında tutarken Cem'e talimat verdi.
BARIŞ: "O herifi o depoda kıstıracağız. Ama dikkatli olun. Yanında kimler var, ne yapmayı planlıyorlar, her şeyi öğrenmek istiyorum. Bir hata istemiyorum Cem."
CEM: "Merak etme abi, adamları hazırlıyorum. Depoyu gözetim altına aldık bile. İşaretini bekliyorum."
Barış, telefonu kapattıktan sonra arabayı hızlıca konumun olduğu bölgeye doğru sürdü. Yolda ilerlerken zihninde sürekli Derin vardı.
Bir süre sonra, deponun bulunduğu bölgeye geldi. Aracını biraz uzağa park etti ve etrafı dikkatlice süzdü. Telefonunu çıkarıp Cem'i tekrar aradı.
BARIŞ: "Ben geldim. Ne durumdasınız?"
CEM: "Abi, içeride en az beş adam var. Yavuz da içeride. Kapılarda silahlı nöbetçiler var. Ama arka tarafta bir açık bulduk. Sessizce girebiliriz."
Barış, Cem'in planını dinledikten sonra arabanın torpido gözünden silahını aldı ve sessizce dışarı çıktı. Cem ve adamları, deponun arkasında onu bekliyordu.
Cem'i gördüğünde, Barış'ın yüzündeki kararlılık bir kez daha ortaya çıktı. Cem, elindeki tabletle Barış'a deponun içindeki düzeni gösterdi.
CEM: "Abi, Yavuz odanın tam merkezinde. Etrafında korumalar var. Ama dikkatli olmamız lazım. Bir hata yaparsak, buradan sağ çıkmamız zor olur."
BARIŞ: "O herifi elimden kimse alamaz.
Barış ve Cem, adamlarıyla birlikte sessizce depoya doğru ilerledi. Arka taraftan içeri sızdılar. İçeride, Yavuz ve adamlarının konuşmaları yankılanıyordu. Barış, bir an için durdu ve onları dinledi.
YAVUZ: "Barış'a gönderdiğim mesajı almıştır. Bizi buraya kadar takip edeceğinden eminim. O gelir gelmez onu bitireceğiz. Ama önce... önce canını yakacağız. Sevdiği herkesin birer birer nasıl yok olduğunu izleyecek."
Barış, bu sözleri duyduğunda yumruklarını sıktı. Öfkesini kontrol etmekte zorlanıyordu, ama Cem'in koluna dokunmasıyla kendine geldi.
CEM: "Abi, sakin ol."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönlümün mafyası...
Romanceİstanbul'un karmaşık ve gölgeli sokaklarında, mafya lideri olan Barış Kaya, beklenmedik bir saldırı sonucunda ağır yaralanır ve hastaneye kaldırılır. Hastanede görev yapan, genç ve güzel doktor Derin Arslan ile karşılaşır. İkilinin arasında, zıt dü...