Rahat ve güzel bir uykunun ardından sabah erken kalktım ve gidilecek yerler listesi yapmaya başladım. Kahvaltı saatine tam bir saat olduğu için Ayaz'ın odasına gidip planı göstermeye karar verdim. Saat henüz 06.00 umarım uyanıktır.
Değilsede uyanacak. Kapının önünde durup acaba uyandırsam mı diye düşündüğüm sırada , kendimi çoktan kapıya alacaklı gibi vururken buldum. Tahmin ettiğim gibi onu uyandırdım kapıyı açınca da pat diye hiç sorma gereği duymadan donuk yüz ifademle odaya daldım. Bu da huylarımdan biri.
Elimdeki yapılacaklar listesini Ayaz'a uzattım ve mutfağa geçtim ikimize de kahve yaptım. O şaşkınlıkla bir süre beni izledikten sonra listeye geri döndü. Listeyi incelerken yüzü şekilden şekle girdi , kahveyi ona uzattım ve kendi kahvemide alarak hiçbişey demeden kağıdı da ondan alıp odadan çıktım. Arkamdam;
" Sana da günaydın buz prensesi" diye bağırdığını duysam da umursamadım. Kahve yaptım ya daha ne istiyor. Yanlız ben kahveyi çok acı içerim umarım oda acı seviyordur.HİRA ve SAVAŞ;
" Aşkımmm açsana kapıyı ben geldim " dedi Hira. Ama Savaş öküz gibi uyuduğu için ancak on dakika sonra açtı sevgilisine kapıyı.
" Günaydın sevgilim " dedi Hira, kapıyı açan Savaş'a .
" Günüm senle aydın bi tanem " dedi Savaş.
Birbirlerine sabah öpücüklerini verip hazırlanmaya başladılar. Savaş banyodayken Hira'da sırt çantasına lazım olacak şeyleri doldurmaya başladı. İki aşık çantalarını hazırlarken içeri temizlik görevlisi adam girdi. Girdiği gibi Hira' yı süzmeye başladı. Bunu fark eden Savaş durur mu köpürdü.
" Gördüğün gibi müsait değiliz , dışarı" dedi kibar olmaya çalışarak. Gönderdi adamı dışarı. O sırada Hira sordu ." Aşkım çantaya koymak için başka bir şey lazım mı ? "
" Bana lazım olan , biraz kokun, biraz gülüşün , birazda cennet gözlerinle , gözlerime bakışın " dedi sevgilisine sarılıp kokusunu içine çekerek. O sırada telefonu çaldı . mükemmel zamanlama Hira'yı arayan kişi ise çok özlediği annesiydi.
ARYA ve ÖZGÜR;
Özgür yine Arya'nın kapısına kırarcasına tekme ve yumruklar savururken , kapı açılmış ve o hala havaya yumruk atmaya çalışıyordu. Arya'nın kahkahasıyla kendine geldi. Beraber kahvaltıya indiler.
Kahvaltı esnasında Özgür de bir liste yapmış ve Arya'ya uzatmıştı.
Arya , " bu olmaz, bunu beğenmedim, bu hiç değil , daha yaratıcı şeyler istiyorum "dedi listeyi katlarken.
Ve Özgür ; " Ali Ağaoğlu musun sen lan sen bu ne haller" demesiyle anında pişman olduğu kafasına aldığı darbe ile.PINAR ve SERDAR ;
Bağıra bağıra şarkı söylerek kahvaltıya indiler. Bazı otel çalışanları' bi an önce gitsinler artık ' diye söylenmeye başladılar. Bazıları da bu çifti oldukça sevimli bulmuşlardı. Daha 1 gün olmasına rağmen Mardin'in altını üstüne getirdiler. Kahvaltıdan sonra ise Pınar'ın odasında hazırlık yapıp Mardin' i keşfe çıktıkar. Çalışanlar da rahat bir nefes aldı.ADA ve UMUT;
" Şizofren misin olum sen ?" dedi Ada. ''Nerdeyse bir saattir kapıya vuruyorum lan niye açmıyon" dedi ve odaya daldı. Uyku sersemi Umut hala olanları idrak etmeye çalışıyordu ama daha fazla dayanamayıp kendini tekrardan yatağına attı.
"Gerizalı kalk artık bugün çok işimiz var " dedi Ada .
"Lan saat daha 07:03'' dedi Umut.
"Neeeee kahvaltıya 3 dakika geç kaldık çabuk ol " dedi ve tekrar kapının ağzından bakarak " Bu arada geceliklerinle inmeyi düşünmüyosun değil mi !? " dedi ve Umut'a sırıtarak bakıp koşarak odadan çıktı.
Umut ise şok olmuştu çünkü ilk defa ona haraket etmeden bir cümle konuşmuştu onunla ve tebessüm etmişti nedense buna sevindi. Daha sonra saati hatırlayıp Ada' nın peşinden koşarak kahvaltıya indi.EDA ve ARDA;
Eda söylenerek huncarca çalınan kapısını açmaya gitti. Yüzünü beyaz maskeyle kaplamıştı. Hani şu gençlik maskelerinden olan. Kapıyı açtı. Arda; " Anneeeğğ hortlakk" diye bağırdığında Eda kahkaha krizine girdi.
" Kızım yüzüne niye böyle şeyler sürüyosun .Tamam sür ama kapıyı niye bu suratla açıyosun altıma sıçtım lan korkudan tipe bak ya git yıka yüzünü " dediğinde Eda masadan aldıpı simli kremi bi güzel eline sürdü ve o ellerini açarak tehditkar bi şelikde Arda'ya doğru yürüdü.
" Yaklaşma sakın kendimi öldürürüm valla hee o kreme dokunmaktan iyidir. " dedi masadaki kalemi boğazına dayadı.
" Arda defol " dedi Eda bağırarak. Arda kendini kapının dışında buldu. Söylenerek odasına gidip hazırlanmaya başladı.