Bugün hastalığımın ikinci günü ve evimizdeyiz. Dün gece döndük. Baş ağrısından uyuyamıyorum. Şuan saat 06.00 yatağımda kıvranıp duruyorum. Derken yarım saat sonra Arya pat diye daldı odama;
" Kanka yalvarırım bana da bulaştır kızamıkkından "
der demez Hira ve Savaş' da daldı odama;" Deniz kurtar bizi bebeğim"
dedi Savaş ve yatağıma oturdu. Hira'da yanıma uzandı. Allah'tan bizimkiler kızamık geçirmişler de kimseye bulaşmayacak . İki dakika geçmeden Pınar ve Eda ;
" bizi kurtaaaar "
diye bağırıştılar. Hastayım ama dimi acıyın bana ya. Onlardan hemen sonra Kayla elinde kitapla daldı odama;" Kanka onları boşver asıl beni kurtar Ada'nın gazabından "
dediğinde bizimkiler odamda buldukları hemen her şeyi Kayla'ya fırlattılar. Beş dakika kadar sessizce baktılar bana.
Söze başladım." Sağolun ya halimi hatrımı sorduğunuz için cidden çok iyiyim gerçekten " dedim sertçe bakarak.
Saat 07.00 ve Ada evin içinde bağırarak dolanmaya başladı.
" Uyanın laaağğğnnn bugün temizlik yapılacaaaakkk " dedi ve ilk benim odama daldı. Yatağımda 7 kişiyi birden görünce şaşırdı tabi ;
" Noluyo lan burda " .
Bizimkilerin hepsi Ada'ya korku dolu gözlerle bakıyorlar. Ada devam etti;" Kayla kahvaltı sırası sende seni mutfağa alalım . Kahvaltıdan sonra görev dağılımı yapıcam sizde Deniz'i rahat bırakın lan dışarı" dedi herkesi kovarak ve benimde kalkmama yardım etti .
Kayla hepimize onlet yapmıştı. Neli sevdiğimizi biliyordu. Beni de sofraya zorla oturttular ama ben tabi yine bişey yiyemedim. Ama hastalık Ada'ya sataşmama engel değil tabi ne de olsa temizlikten yırttım ;
" Ada'cım hayırdır , senin omlet neden kocaman " dedim Kayla'ya bakarak.
" Neden olacak yağcılık yapıyor aklı sıra" dedi Savaş. Hira devam etti;
" Cidden yırtabileceğini falan mı düşündün Kayla" dediğinde hepimiz gülüştük. Şu halimle bile beni güldürebilen yanlız bırakmayan arkadaşlarım var daha ne isteyeyim ki gerçi azcık da sessiz olabilirler ama neyse.
" Deniz bugün nasılsın " diye sordu Eda.
" Senceee " dedim açılmayan gözlerimi açmaya zorlayarak. Hepsi cevabımı anlamış olacak ki bana daha çok ilgi göstermeye başladılar. Derken kahvaltı bu kez temizlik yapılacağından kısa sürdü.
Kayla sofrayı topladı ve salona yanımıza geldi.
Biraz muhabbet ettiğimiz sırada benim gözlerim kapandı kapanacak nerdeyse. Yanımdaki Eda'yı gönderip koltuğa uzandım, uzanmamla gözlerimin kapanması bir oldu.
Yavaşça kendimi uykuya teslim ettim.Ada'nın ağzından;
" Evett şimdii görev dağılımıı" dedim ve elimdeki kağıtla odaya daldım.
Deniz uyuyurdu. Bize üzülmeyelim diye belli etmesede ağrıları olduğu her halinden belliydi.
Konuşmaya başladım ;" Hira ve Savaş çifti siz--" diye devam edemeden çalınan kapı zili lafı ağzıma tıktı. Sinirle kapıya yineldim. Kapıyı açtığımda karşımda Hiper Boyları görmeyi beklemiyordum açıkçası . Hemde elinde çiçeklerle hiç mi hiç beklemiyordum. Bir süre onlara baktıktan sonra.
" Ah içeri geçin" dedim ve Serdar;
" Deniz nasıl kankamı ziyarete geldim" dedi.
Ciddende cıvık çocuk. Deniz'le kankasıymış gibi ilgileniyordu. Aslında iyi niyetli oldupu için ona kızamadık. Bizim kızlar onları görünce temizlikten yırttıklarını zannedip sevindiler.