Medyada o manyak 4 lü var. Anladınız siz :D
Saat sabahın dördü.
Bu saatte manyakmısın neden kalktın diyeceksiniz.
Ama birisinde sizin evinizin kapısını kırarcasına tekmelerse habire zile basarsa sizde uyanırsanız.
O korkuyla herkes yerinden sıçradı. Önce salona indik.
Sonra herkes bi yere dağıldı.
Ve ellerinde güya zedeleyici aletlerle geri döndüler.
Mesela Hira viledanın sapını,
Arya elektrikli süpürgenin hortumunu ,
Ada merdaneyi ,
Eda'nın bir elinde simli kremi diğer elinde tava, Pınar manyağıda dünyayı kurtardığı pembe oyuncak ayısıyla tetikteler ve Savaş'ı bekliyorlar.
Savaş'ta uyku sersemi eline aldığı su tabancasıyla kapıya yöneldi.
Ben ve Kayla hiç oralı değiliz ve salonda koltukla birbirimizin üstünde tuhaf bir şeklide uyuyoruz. Derken Savaş kapıyı açtı.
Ve bizimkiler ellerindekilerle kapıdakileri haşat ettiler.Arya hortumla kapıdakine çok pis vurdu. Eda diğerlerine simli kremini sürdü. Tavayıda bi tanesinin sırtına geçirdi. Savaş'ta hala uyku sersemi elindeki büyük su tabancasıyla kapıdakileri ıslatması gerekirken tüm suyu Hira yı ıslatmak için kulladı. Kapıdakiler dedim çünkü beş aştı kişiler.
Meğer kapıdakiler bizim Amino Boylarmış. Yazık oldu çocuklara hepsi ağrı içinde inleyerek yere yattılar. Biri kafasını , biri belini, biri gözünü tutuyordu. Şaşırma işi bittikten sonra Kayla uykulu sesiyle beni uyandırmadan üstümden kalktı ve ;
" Rüzgar bu saatte ne arıyosunuz, of ya manyak mısınız şu yüzünüzün gözünüzün haline bakın . " dediğinde Rüzgar ;
" Napim aşkım seni rüyamda gördüm. Çok kötü ve gerçekçiydi. Seni aradım açmadın. Sonra bende kalktım geldim. Bizimkilerde peşimden gelmişler. " dediğinde Özgür;
" Allah belamızı verdi , ne diye gelmişsek peşinden " dedi gözünü tutarak. Arda bağırdı;
" Manyak mısın Eda o simli kremi nasıl yüzüme sürersin lan . Senin yüzünden ay gibi parlicam " dediğinde kahkaha attık ve onları içeri aldık. Serdar ekledi;
" Neyse gelmiz iyi oldu bende Pına.. Yani sizi özlemişim " dediğinde
Savaş ekledi;
" Olum manyak mısın zaten üç saat sonra okulda görüşecektik. Kapıya yazık oldu öküz gibi abandınız" dedi ve Umut;
" Asıl bize yazık oldu bırak kapıyı. Ah karnım kim tekme attı lan karnıma" dediğinde Ada ;
" Ş-şey ben atmış olabilirim" dedi.
" Hee sen attıysan sorun yok " .
Rüzgar araya girdi;
" Sevgilim ve ben tatlı bir uyku çekmeye giyoruz bizi rahatsız etmeyin " dedi Kayla'yla içeri doğru yürürken. Ben hala koltukta uyuyorum tabi. Uykum ağırdır .
Hayatta en sevdiğim üç şey;
Aminoasit, uyku ve uyku..
Hira Ada'ya seslendi;
" Ada biraz uyu sonra kalkıp kahvaltı hazırla ve bizi asla erken kaldırna" dedi ve sevgilisiyle odalarına dağıldılar.
Diğerleri de yavaş yavaş her biri bir koltukta uyuya kaldılar.
Birden sağ tarafta bir çöküntü hissettim. Aslında uyanmıştım ama çaktırmadım. Meğer manyak Serdar sağıma , deli Pınar sol tarafıma yatmışlar. Tabi Pınar öküzünün bedeninin yarısı üstümde. Gözlerimi hafif araladığımda Arya ve Özgür' ü yerde , Ayaz ve Arda' yı tekli koltukta yan yana yatarlarken buldum. Tekrar uykuya esir olduk.
Bir süre sonra bizimkiler mutfaktan gelen sesle uyanmaya başladılar.
Ada ve Umut yüzde bir milyon mutfağın ırzına geçtiler.
Üstümdeki ağırlığa bakılırsa Pınar hala sırtımda. Gözlerimi açtığımda üstümde Pınar' ı görmeyi beklerken Hira'yı gördüm. Sen ne ara geldin oraya. Sonra Savaş bizi uyandırmaya geldi. Tabi bizde bilerek kalkmadık. Ama başımızdan aşşağıya bir sürahi su dökmesinide beklemiyorduk açıkçası. Hızla ikimizde kalkıp evin içinde Savaş' ı kovaladık.
Savaş takılıp yere düşünce kovalamayı bırakıp odama çıktım.
