17.bölüm

540 222 149
                                    

İnsanlar eğlenebildikleriyle arkadaş olurlar. Bişeylerini anlatabildikleriyle dost, beraber saatlerce ağlayabildikleriyle kardeş olurlar..

Teknedeki doğum gününün üstünden tam bir hafta geçmişti.
Herkes sevgilisiyle aşırı mıtluydu.
Ben ve Ayaz hala konuşmuyorduk. Daha doğrusu o benim yüzüme bile bakmadı. Kızlar ikidebir neyim olduğunu sorup durdular.
Onları terslemekten bıkmıştım artık.
Onlar benim gözlerimden anlardı neyimin olduğunu. Daha fazla inkar edemedim. Dün gece oturup herşeyi anlattım. Hemde herşeyi.
Ödev için İzmir'e gittiğimiz zaman aramızda geçenleri bile. Onlarda bir anlam veremedi, Ayaz'ın bu hallerine. Ben üzüldükçe onlar da üzüldü. Onların üzülmesi demek benim kahrolmam demekti. Bu yüzden artık bu sabah yeni bir başlangıç yapıyorum. Bana Ayaz'la ilgili bir planlarının olduğunu söylediler. Ama plandan bana bahsetmedi sıçanlar.
Ve hala kim olduğunu bilmediğim "X" denen sıfatsız bana mesaj atmaya devam ediyordu. Dün gece bu mesaj olayını da anlattım kızlara. Onların da kim olduğuna dair en ufak bir fikri yok.
Ve dedektif gibi bu işin peşine düştüler. Çok ciddiyim.
Sabahın köründe kalkmış , baştan aşşağıya simsiyah giyinmiş ellerinde oyuncak siyah silahlarla , yüzlerinde siyah buyalarla bahçede çalıların arkasına saklandılar. Beni de yem misali bahçenin ortasında tek başıma bırakıp elime Kayla'nın kitaplarından verdiler. Telefonum da mesaj gelir diye Arya'daydı.
Ahh işte bizim çatlak kızlar. Kafaya takmış bu bay sapığı yakalayacaklarına inanıyorlar.
Bu sabah beklenenin aksine mesaj gelmedi bay sapıktan.
Ve ben tam bir saattir bu kitabı okuyorum. Desem yalan olur.
Beşinci dakkada uyuyakaldım.
Sonunda bizimkilerin çığlıklarıyla ve darp sesleriyle uyandım. Adamın birini yere yatırmış dövüyorlar.

" Lan bi durun "

" Kızlar bi sakin " dedim ellerinden adamı kurtarmaya çalışarak.

" Adam seni izliyordu Deniz, bu bay sapık eminim " dedi Ada daha çok vurarak.

" Bırak dövücem lan bırak " dedi Hira, Kayla'nın ellerini iterek.

" Seni şizofrenin fırtlattığı pire yavrusu, ne istiyon lan Deniz'den " dedi Pınar. Ellerini ve tekmelerini havada savurup adama vurmaya çalışarak. Arya onu belinden yakalamış adamdan uzak tutuyordu.

Adam artık haraketsiz uzanınca bıraktılar. Adam başını kaldırdığında şok olduk ve hep bir ağızdan ;
" Rüstem Amcaa" diye bağırdık.
Evet mahallenin bakkalı Rüstem Amca..

*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*

" Kızım siz mal mısınız lan , Gece sizi uzaylılar kaçırıp genetiğinizle oynayıp sonrada geri mi bıraktılar. Bu ne hal lan, Ve Rüstem Amcaya naptınız " dedi Savaş, Bir yandan Rüstem amcaya pansuman yaparken.
Bizim kızlar koltukta süt dökmüş kedi gibi oturmuşlar.

" Rüstem amcacım affet nolur, kızlar beni korumak istediler o yüzfen üstüne atladılar affet nolursun " dedim adama yalvararak bir yandan da bizim kızşara baktım ters ters.
Savaş birden bağırdı;

" Hemen odanıza toz olun hemen" dedi hepsini gönderek bende onlarla kaçtım. Hepimiz Hira'nın odasına girdik. Kızlar üstlerini değiştirdi ve yüzlerindeki savaş boyalarını sildiler.

Haliyle sabah oyalandığımız için hiçbirşey yemeden hızla evden çıktık.

Savaş bizden bir açıklama bekledi. ama gerçeği ona anlatamazdık. Bu yüzden Hira'yı onun üstüne saldık. Hira durumu her türlü kurtarır. Hira ve Savaş arabanın içinde ve hepimiz kamyon kısımdaydık. Onları yanlız bıraktık. Evet kesinlikle bu yüzden. Yoksa Savaş bizi arabadan kovmadı yani. Bize sinirlide değil. Müzik açmaya korktuk ve sessizlik içinde okula vardık. Ta ki Kayla, Eda yüzünden kasadan düşene kadar. Dirseği kanamıştı. Rüzgar da ne ara geldiyse Kayla'nın dibindeydi.
Savaş Eda'ya çok pis bağırdı;

AMİNOASİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin