Bölüm 2

263 27 3
                                    


Sabahın ilk ışıkları odama vururken kendimce dört günün muhasebesini yapmaya başlamıştım bile, teyzem görünüş olarak anneme benzemese bile onun yanında gülmemek elde değil hayatımda ilk defa bu kadar gülüyorum bunu yüz kaslarımın ağırmasın dan anlayabiliyordum. Sırık çocuk ise o günden sonra bana tek bir imada bulunmadı zaten o kadar kuğul takılıyor ki yapılan espirilere bile sadece tebessümle tepki veriyor karizmasının çizileceğini düşünüyor sanırım ve gün boyu içtiği Türk kahvesi, insanın içi kararır...

Onu daha fazla düşünmek istemiyorum. Hem dün geceden beri hayatımın değişebileceğini mutlu olabileceğimi hissediyorum. Oysa ki hayatım bu ev ve aileyle ibaret yine de içimdeki bu heyecanın sebebini çözemiyorum.

Bu düşüncelerle boğuşurken odamın kapısını yavaşça aralayan Duyguyu fark ettim uyumadığımı anlayınca arkasında bekleyen Elife işaret ederek beraber yatağıma atladılar. Duygu evin en küçüğü bunun vermiş olduğu bir şımarıklıkta var tabi bu yıl on yedi yaşına bastı o gündür de koyu kestane saçlarına maşa yapmadan, ela gözlerini ortaya çıkaracak rimeli sürmeden evden adımını atmaz oldu rengarenk rujlar ve mini olan her şeyde favorisi tabi amcamın bundan pek haberi yok...

Elif ise duyguya göre daha durgun, ikimizde yirmi bir yaşındayız fakat Elif'in benden daha hayat dolu olduğu kesin. Mavi gözleri sarı saçları bana bir taraftan amcamı diğer taraftan da babamı hatırlatıyor. Kuzenlerim kendilerinden çok emin ve özgüvenliler, benimde onlar gibi olmam gerekmez mi? Belki de küçüklüğümden beri yaşadıklarım hatta şımarabileceğim bir anne babamın olmaması beni duygularımı gizlemeye itmişti.

Düşüncelerim Elif'in kolumdan tutmasıyla dağılmıştı. "Kaç gündür görüşemiyoruz bugün hep beraber kahvaltı yapalım olur mu?" dediğinde Duygu hınzır bir şekilde " Tabi bende dört gündür yakışıklı çocukla yiyip içsem eve bile uğramam." Diyerek gülmeye başladı. Yataktan doğrulup "Ben teyzemle takılıyorum" dedim. Elif bu sözüme karşılık " yine de hoş çocuk valla ... "

Duygu yatağa iyice uzanarak "Evet çocuk çok karizmatik kulağı delikti, kesin dövmesi de vardır." Diyerek bana döndü, aslında bunu bende merak ediyordum ama önemsemiyormuş gibi burun kıvırdım. Elif Duyguyu destekleyerek "Simay bu çocuk tam sana göre " Diyerek gülmeye başladı. Duyguda gülerek "Yani kaçırma bu çocuğu iki bakış bir gülüş tamamdır."

Bu konuşma yavaş yavaş kuzenlerimin fantezi dünyalarına gidiyordu bu yüzden araya girerek "Çocuk dediğiniz yirmi beş yaşında adam üstelik gereksiz bir havası var" diyerek ayağa kalktım. Elif muhabbetten hoşlanmadığımı fark edince kahvaltıya inmeyi teklif etti. O kadar açtık ki bu teklife kapıya doğru koşarak cevap vermiştik.

Kahvaltıya indiğimizde amcam ve yengem kahvaltıya başlamışlardı bile... Kızlarla yerlerimize oturduğumuzda amcam "teyzenle gitmek istiyor musun?" diye sordu. teyzemin kararlılığı amcamı pes ettirmişti otoritesinin sarsılmasına kolay kolay izin vermez ama konu ben olunca çokta önemsemesine gerek yoktu. " evet" diyerek cevap verdim.

Yengem amcama dönerek "yirmi bir yaşında artık zincir vuramayız. Hayatı boyunca yanında olacağız gözetiminde olacak elbet ama yapmak istediği şeylerde engelleyemeyiz." İşte yengem amcamın dilini iyi biliyordu. O sırada Duygu araya girerek "Belki de üniversiteyi İzmir de okur." Bu fikir Elife de mantıklı gelmişti. Elif geçtiğimiz yıl İzmir de müzik öğretmenliği okumaya başlamıştı bense burslu okumak istediğim için bu yıl çok çalışarak sınava girmiştim. Duygunun ortaya attığı bu fikir amcama da mantıklı gelmişti sanırım başını olumlu bir şekilde sallaması bunu gösteriyordu. Benim için önemli olan artık kendi hayatımı kurmamdı. Bu yüzden şehrin benim için önemi yoktu sadece buradan gitmek kendimi tanımak, bulmak istiyordum.

Elifle konuşmaya başlamıştık...

"Simay İzmir de istediğin bir bölümü okuya bilirsin."

"Olabilir ama önce sonuçları görmeliyiz"

"On beş gün içerisinde açıklanacak, belki bende yurttan çıkarım aparta yerleşiriz." Diyerek gülümsemeye başladı.

Biz kendi aramızda konuşurken amcam çayından son yudumu içerek masadan kalktı ve cebinden bana yazdığı notu çıkartıyordu. Amcam benimle bu şekilde iletişim kurardı. Notu bana verip işe gitmek için arabanın anahtarını alıp bahçe kapısına doğru ilerledi. Ne yazdığını merak ediyordum ama şuan amcam olmadan bu sofranın tadını çıkartmak istiyordum.

Odama ancak iki saat sonra geçebilmiştim kapımı kapattığım gibi cebimden not kağıdını çıkardım amcam bu sefer uzun bir not yazmıştı.

"Simay ilk defa Denizli dışına çıkacaksın kendini fark etmen ve başka hayatlarda olduğunu keşfetmen için kabul ettim, artık yetişkinsin nasıl olsa üniversiteye gittiğinde bu yıl evden ayrılacaksın. Bazen bakışlarından bazı şeyler için beni suçladığını hissediyorum. Biliyorum ki bu evden gitmek istiyorsun. Ama ben amcan olarak elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. O kadın teyzen olsa bile ne onu nede yanındaki çocuğu düzgün tanımıyoruz dikkatli ol, yirmi bir yaşında olsan bile her zaman benim gözetimim altında olacaksın istemesen bile yanında olacağım, emin ol annen ve babanda bunu isterdi.

Belki bilmiyorsun ama Honaz'daki bahçelerde baba'nında payı var. Fakat o zamanlar ödemelerimiz devam ediyordu artık tamamen bizim, yaz kış çıkan ürünlerden babana düşen payı alacaksın bir hafta sonra hesabına para yatırılacak ama bu aydan sonra mesleğini eline alana kadar ödemelerini aylık olarak yapacağım böylelikle hem idare etmeyi öğreneceksin hem de ihtiyaçlarını istediğin gibi karşılaya bilirsin. İhtiyacın olduğunda mutlaka beni ara..."

Amcam ilk defa bu kadar uzun not yazmıştı beni önemsiyor gibi, asıl bomba ise bana ait bir para olacak artık amcamdan istemek zorunda değilim o kadar zordu ki benim için, ona kızgın olduğum doğru değil ama kırgın olduğum doğruydu beni tanımaması aileme uzak olması sürekli babamla telefondaki tartışmaları küçüklüğümden amcamla ilgili hatırladıklarım hep bunlar maalesef... Aklıma takılan ise amcamın teyzeme güvenmiyor olması teyzemle 5 yıldan beri görüşüyoruz

Bu gün teyzemlerle Pamukkale'ye gideceğim için bahçede beni almalarını bekliyordum. Pasif olan hayatım ilk defa renkli, normalde bu kadar sık dışarı çıkmazdım. Teyzemlerin arabası bahçe kapısına yakın bir yerde durdu doğrulup yanlarına giderken teyzemin arabada olmadığını fark ettim. Arabada Korhan vardı sadece ben arabanın önünde beklerken Korhan bir sigara yakarak arabadan inip arabaya yaslanarak sigarasını içmeye koyuldu. "teyzem nerede, neden gelmedi, bir şey mi oldu?"

"sakin ol ne kadar sordun öyle, planlarda değişiklik oldu bu akşam İzmir'e dönmemiz lazım malum işler."

"Peki ne olacak"

"Akşam yola çıkıyoruz hazırlığını yap alman gereken bir şeyler varsa sana eşlik etmek için geldim."

Korhan henüz bitmemiş olan sigarasını söndürerek " ben gidip amcanla konuşacağım sende hazırlığını yap akşama almaya geleceğim seni "

"Tamam" diyerek oradan uzaklaştım bahçe kapısını açarken arkama dönüp baktığımda Korhan duruşunu bozmadan içeri girmemi bekliyordu. Nedense Teyzemden çok onu merak etmeye başladığımın farkındaydım ama bu beni hiç olmadığım kadar heyecanlandırıyor ve içine çekiyordu. Bir insan tanımadığı birini bu kadar önemsiye bilir mi? Son günlerde nedense bunu düşünür olmuştum. Evet son günlerde korhanın samimiyetini düşünüyordum bundan hem rahatsızlık duyuyorum hem de anlamsızca bir huzur. 

Bugün ve Diğer GünlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin