Multimedya Gizem...
Uyandığımda etrafı tekrardan bulanık görmeye başladım. Bir an bana olanlar aklıma gelince kalkmaya yeltendim fakat olmadı. Bir şeyler beni tutuyor gibiydi. Ve canımı da acıtıyorlardı. Gözlerimi biraz daha açtığımda ellerimin ve ayaklarımın iplere sıkı sıkı bağlandığını gördüm. Üstelik bir arabadaydım. İçimdeki panik büyürken ne yapacağımı merak etmeye başladım. Daha doğrusu ne yapabilirdim ki ben. Bu halde imkansız gibi gözüküyordu. Tanıdık bir sesle kanımın çekildiğini hissettim.
''Sonunda prenses uyandı '' dedi sesin sahibi. Bu sesi artık her yerde tanıyabilirdim. Beni kaçıran ve iğrenç bir oyuna getiren lanet birısini. Ben bu oyuna nasıl gelmiştim ?
Birde ona karşı hiç yaşamadığım duygular hissetmiştim. Tam bir aptaldım. Hem de duble bir aptal. İçimdeki korku artıkça ağlayasım geliyordu. Tüm bu belalar nerden buluyordu ki beni ? Zaten bok gibi bir hayatım vardı simdi daha da kötüsü olmuştu. Ne olursa olsun korkumu Emir'e göstermemeliydim. Fakat bu da imkansız gibiydi. Derin bir nefes aldım. Ve sesimin titremesini önlemeye çalıştım.
''Bana ne yapacaksın ? '' dedim gayet sakin bir tonda. Sesimin bu kadar sakin çıkması beni bile şaşırtmıştı. Eee yılların tecrübesiydi sanırım.
''Göreceksin '' dedi Emir soğuk bir tonda. Evet işte şimdi gerçekten bitmiştim.
Araba durduğunda artık bacaklarımda titremeye başlamıştı. Vücudum kaskatı kesilmişti resmen. Ben kaç saattir bu haldeydim acaba ? Hiçbir yerimi kıpırdatamıyordum. Ben kendime bakarken olduğum yerdeki arabanın kapısı açıldı. Bu kişi Emir olmalıydı. Kendimi düşünürken onun indiğini bile fark etmemiştim. Beni hızlı bir şekilde çekip kucağına aldı. Canım o kadar acımıştı ki yengemin dayakları bile bu acının yanında fıs kalırdı. Gözlerim hemen Emir'e döndü. Yorgunluktan gözlerinin altı şişmişti ama hala o karizmasından ödün vermiyordu. Ona nefretle baktım. Annemin arabasına çarpıp kaçan ve hala yakalanamayan bir adamdan bile bu kadar çok nefret etmemiştim. Hislerim bir kez daha haklı çıkmıştı. Şimdi de başım büyük beladaydı.
***
Emir beni bir ormana doğru götürdü. Orman baya bir dikti fakat Emir beni taşırken hiç yorulmamıştı. Sanrım biraz cılız olmamdı ya da Emir'in kaslı olmasından dolayıydı. Neredeyse bir saat boyunca beni taşıdıktan sonra büyük ahşap bir evin önünde durdu. Tabi bu arada ecel terleri döküyordum. Emir Atalan bir katil miydi acaba ? Ve şimdiki kurbanı ben miydim ? Bu içimi kemiren düşüncelerden uzaklaşıp evi incelemeye başladım. Büyük ve ahşap yapılmıştı. Ormanın en dik tepesindeydi ve buraya birilerinin geleceğini hiç sanmıyordum. Çok fazla uzaktı şehre. Acaba hala İstanbulda mıydım? Emir evin kapısına sert bir şekilde tekme atınca kalbim daha da çok hızlandı. Bu evden canlı çıkamayacağımı kabullenmeye başladım.
Neyden bahsetmişti bana ? Şu kızları kaçıran örgütten bahsetmişti. Melike bu konuyu bana detaylı bir şekilde anlatmıştı hatta kızların bulunamadığınıda !!
Umarım yengem ve amcam polise en kısa sürede haber vermişlerdir. Gerçi yengem dönmemem için dua ediyordur ama amcam kesin haber vermiştir. Amcam yine yengemden iyidi. Benimle çok konuşmazdı. Bana bir kere bile vurmamıştır. Kapı açıldığında düşüncelerimi hemen böldüm. Şimdi sıra kötü ve kabus dolu düşüncelerimdeydi. Kapıyı gözlerinin altı morluklarla dolu ve elbisesi yırtık pırtık bir kadın açtı. Her halinden belliydi hayattan soğuduğu. Kadına çok üzülmüştüm. Sanırım bende bu kadın gibi olacaktım. Korkum daha da artıyordu. Kadın yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADIŞI
FantasyHayat korkunun bittiği yerde başlar. Peki ya benim korkum neydi ? Kendim miydi yoksa beni kaçıran karanlık ve ürkütücü bedene sahip olan bir adam mıydı ? Bazı insanlar farklı olmayı isterler. Fakat farklı olmak büyük sorumluluklarıda beraberinde...