Evet insan kaçıranının karşısında kalbinin atmasından korkabilirdi. Yani o kişi bir deliyse...
Emir'in yanına geldiğimde hemen kolumdan tutup beni yine sürüklemeye başladı. Bir yandan topuklu ayakkabılarla yürümenin zorluğu bir yandan da Emir'in etime geçen parmaklarının zorluğu beni gerçekten kızdırıyordu. Sonunda dayanamadım ve bağırmaya başladım.
''Dur görmüyor musun halimi ?! Bu ayakkabılarla nasıl hızlı yürümemi bekliyorsun '' dedim ve sürüklenmemi durdurmaya çalıştım fakat başarılı olamamıştım. Emir hala beni sürüklemeye devam ediyordu. Sonunda bir arabanın önünde durduk. Bu araba bmw i8 di. Fazla güzel ve göz kamaştırıcıydı. Araba tıpkı Emir'in tarzını yansıtıyordu. Güzel ve siyah...
Emir arabanın kapısını açıp girmemi bekledi ama inadıma girmedim. Bana istediği her şeyi yaptıramayacaktı. Ben onun bildiği kızlardan olmayacaktım.
''Binmeyeceğim '' dedim. Sesimin huysuz bir bebek gibi çıkmasıyla kendime lanet okudum.
'' Bu arabaya bineceğini sende biliyorsun '' dedi sakin bir halle.
Evet zorla da olsa binecektim. Bunu biliyordum fakat biraz başını ağrıtmak istiyordum. Aslında planım bugün huysuzluk çıkarıp sonraki günlerde Emir'in güvenini kazanmak olacaktı. Eğer Emir'in güvenini kazanırsam belki bana acıyıp birine beğendirtmeye kalkışmazdı. Yani öyle düşünüyordum. Dünyanın en vicdansız adamının bile kalbi olduğuna inanmaya çalışıyordum. Belki de kendimi kandırıyordum.
''Ya sen ne kadar gıcık ve vicdansız bir ... '' derken beni koltuğa doğru itince sözüm yarım kalmıştı. Ayrıca elim sızlamıştı. Gerçekten nasıl biriydi bu böyle ?!
Emir sürücü koltuğuna yerleşince ona olan tüm öfkemi kusmaya karar verdim. Belki de bu geceden sonra onu bir daha hiç görmeyecektim.
''Ne kadar da vicdansız birisin ! '' dedim ona doğru bağırmaya başlayarak.
''Bilmene sevindim'' dedi hem dalga geçerek hem de arabayı hızlı bir şekilde çalıştırarak.
''Herkesin hayatını mahvettin. Şu anda olmayan hayatımı da mahvediyorsun ama şunu bil ki bir gün biriside senin hayatını mahvedecek '' dedim daha da çok bağırarak. Hala beni umursamamaya devam etti.
''Öyle biri çıkınca sana haber veririm '' dedi.
Sinirden tırnaklarımı yemeye başladım. Bu kadar uyuz bir insan türünün son örneği olmalıydı.
''Hala dalga geçiyorsun '' dediğimde arabayı hızlandırmaya başladı. Hızı seven bir insandım fakat fazla hızlı gidiyordu. Hem de çok fazla...
''Yavaşla'' dedim emniyet kemerini takarak.
''İşime karışma ! '' diye terslediğinde arabayı daha da hızlandırmıştı. Şu an ne yapıyordu bu böyle ? Ona doğru sert bakan gözlerimi yola doğru çevirdim. Yolun ortasında küçük, yavru bir kedi duruyordu. Emir ise arabayı daha da hızlaştırıyordu.
''Emir dur yavru bir kedi var !! '' dedim sesimi daha da çok yükselterek.
''Ne yapmamı bekliyorsun prenses '' dedi sahte bir şekilde gülümseyerek. Onun bu halleri beni endişelendirmişti.
''Emir dur lütfen. Kediyi mi öldüreceksin ? '' dedim . Sesimin korku dolu çıkmasına sinirlenmiştim ama bu durumda umursayamazdım.
''İnsan öldüren kediyi mi öldüremez '' dediğinde gözlerim dolmuştu. Dokunsalar ağlayacaktım. Yavaş yavaş araba kediye doğru yaklaşmaya başladı. Bu arada ne yapacağımı düşünmeye çalışıyordum ama olmuyordu. Düşünemiyordum. Bir an aklıma bir şey gelmişti fakat bunu hemen yapmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADIŞI
FantasyHayat korkunun bittiği yerde başlar. Peki ya benim korkum neydi ? Kendim miydi yoksa beni kaçıran karanlık ve ürkütücü bedene sahip olan bir adam mıydı ? Bazı insanlar farklı olmayı isterler. Fakat farklı olmak büyük sorumluluklarıda beraberinde...