Herkese merhaba :) Kitabı bu sıralar yazamıyordum. O yuzden Mayıs ayında yazmayı düşünüyordum. Fakat sizler için birkaç bölüm yayınlayacağım. Okuyan ve güzel yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. Sizler sayesinde mutlu oluyorum. Keyifli okumalar :)
Gözlerimi korkudan mı açamıyordum yoksa Emir'in beni vurmasını görmek istemediğimden mi bilmiyordum...
Tek isteğimin Emir'in ölmemesiydi. Biliyorum. Bana o kadar çok şey yaptı. Fakat hala o dengesize aşığım. Engelleyemiyorum kendimi. Ondan ne kadar çok uzaklaşmaya çalışsam hep onun yanında olduğumu fark ediyorum. Ve bu gerçekten zor !!
Ne bir ses vardı ne de acı... Gözlerimi açtığımda Emir silahını çoktan indirmişti. Belki de hiç doğrultmamıştı bile.
''Bunu neden yapıyorsun ? '' dedi sakince.
Sakinliği bile öfkeliydi. Beni gözleriyle öldürüyordu zaten. Sorusuna karşılık bir şey uydurmalıydım. Ona ben sana aşığım gerizekalı diyemezdim.
''Çünkü sen benim tek sırdaşımsın '' dedim.
Aslında haksız da sayılmazdım. Ona en büyük sırrımı anlatmıştım. O da dinlemişti. Cevabım yalan sayılmazdı.
''Gizem çık şuradan '' deyince hemen ,
''Geldiğinde cansız bedenimi bulmaya hazır ol '' dedim.
Emir sinirden ellerini saçlarının arasına daldırdı. Çok sinirlenmişti. İstediği her şeyi yapabilirdi. Ama bunu yapamayacaktı. Emir hemen omzumun hizasında olan arabasına yumruk geçirmişti. O yumruğun bana gelmemesine sevinmiştim. Zaten bir kıza yumruk atacağını hiç sanmıyordum.
''Beni çok zorluyorsun Gizem '' dedi öfkeyle solurken.
O bu kadar sinirliyken bir şey diyememiştim. Her an kalbimi kırabilirdi. Zaten hep yaptığı şeydi. Peki benim yaptığım şey ? Tam bir delilikti. Ama insan aşık olunca anlıyor sanırım. Aşk insanı bambaşka birine çeviriyordu. Olmak istediğimiz kişi olamıyorduk sadece asıl olduğumuz kişi oluyorduk. Bir takıma aşk bize kim olduğumuzu gösteriyordu.
İyi bir şey miydi ? Hayır...
Kötü bir şey miydi ? Hayır...
İşte aşk tam böyleydi. Tamamen belirsiz...
İyi mi kötü mü bilinmezdi. Sadece içinizde olan garip garip duygulardı. Sizi siz yapan duygular...
Kendinizi bırakıp yalnızca aşık olduğunuz kişiye adardınız ruhunuzu. Onun üzülmesine izin vermezdiniz. O olmayınca sanki nefes almayı bırakır gibi olurdunuz. Onsuz yaşayamayacağınızı sanırdınız. Bu duyguları atmak kolay mıydı bilmiyorum. Ama ben atamıyorum. Sanki hiç gitmeyecekmiş gibi. Emir'i her gün hatırlayıp acı çekecekmişim gibi hissediyordum.
En kötüsü ise o bana aşık değildi. Hatta benden hoşlanmıyordu bile. Platonik aşk gerçekten çok zor. Bazen düşünüyorum. Emirle hiç karşılaşmasaydık ne olurdu ? Aşk gibi belirsiz bir duyguyu yaşayamaz mıydım ? Kimse bana prenses demez miydi ? Başka birinin omzunda ağlayamaz mıydım ? Sırlarımı kimseye anlatamaz mıydım ?
Emir benim hatam olabilir ama asla pişmanlığım olmayacaktı...
''Ben yokken de Cesur'un yanına gitmeyeceksin. Tamam mı ? '' dedim Emir'e bakarak.
''Bu yaptığını ödeyeceksin Gizem '' dedi tehditkar bir şekilde.
Elbette biliyorum. Bunu bana ödetecek. Hemde bin kat daha ağırı ile !!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADIŞI
FantasyHayat korkunun bittiği yerde başlar. Peki ya benim korkum neydi ? Kendim miydi yoksa beni kaçıran karanlık ve ürkütücü bedene sahip olan bir adam mıydı ? Bazı insanlar farklı olmayı isterler. Fakat farklı olmak büyük sorumluluklarıda beraberinde...