Emir'e aşık olmuştum. Hatta onu çoğu zaman öpmek bile istemiştim. Bunları kendime söyleyebiliyordum. Fakat şu anda Emir'in beni öpmesi ikimiz açısından da çok anormal bir duyguydu. Kendimi çok mutlu hissediyordum ama Emir'in bana yaptığı tüm kötü şeyler aklıma gelince mutluluk duygusu uçuyordu. Yerine sımsıcak taze bir nefret geliyordu.
Emir'i omuzlarından sert bir şekilde ittim. Ona şaşırmış ve bir o kadar da kızgın bakıyordum. Beni öpmesinin amacı neydi ?!!
''Sen beni ikinci kere nasıl öpersin ? '' dedim sinirlenerek.
Emir dudaklarını yaladı ve bana karşı gülmeye başladı. Şu durumda bile gülmeyi başarmasına gerçekten şaşırıyordum !!
''Demek ki ilk öpücüğünü hatırlıyorsun '' dediğinde ona omuzlarından vurmaya başlamıştım. Ağzıma gelen her küfürü ona saydırıyordum !! Beni sinir ediyordu !! SİNİR !!
''Ya sen beni nasıl öpersin ! '' dedim ona vurmayı bırakmadan.
Ben ona vurmaya devam ederken Emir sırıtışıyla birlikte kollarımı tutarak ona vurmamı engelledi. Ona hala hayretle bakıyordum.
''Sadece seni susturmak içindi '' dedi.
''Çok pisliksin !! Senden nefret ediyorum !! Nefret !! '' diye saydırırken kollarımı bıraktı.
''Etmiyorsun '' dedi kendinden emin bir şekilde.
''Ediyorum !! Hem de herkesten çok nefret ediyorum '' dedim ve merdivenleri çıkıp odama gittim.
Şimdi yalnızlığımla beraberdik !! Ben ağlıyordum yalnızlığımda bana eşlik ediyordu !! Kaçırılmama mı üzülsem Melike'nin gittiğine mi üzülsem Emir'in hala duygularımla oynadığına mı üzülsem bilemedim !! Artık hayat benden daha ne kadar acı çekmemi istiyordu ki !! Tek isteğim ölmekti !! Evet ! Sanırım deliriyordum ama ölmek istiyordum. Daha fazla bu kadar sabredemezdim. Artık olmuyordu. Yapamıyordum. Pes ediyordum. İçimdeki her zaman umut dolu olan o savaşçı kız ölmüştü. Yakın zamanda benimde ölmem gerekiyordu. Yolun sonundaydım !!
***
Birkaç saat geçince pencerenin yanındaki sandalyeye oturup dışarıya baktım. Çok güzeldi. Tüm soğuğa rağmen ağaçlar hala ayakta duruyorlardı. Asla pes etmiyorlardı. Sonunda onları güzel bir yaz bekliyordu belki de.
Acaba bende böyle miydim ? Her şeye rağmen direnmiştim ama beni bu işin sonunda güzel bir şey beklemiyordu değil mi !! Zaten beklese de göremeyecektim !! Kendimi öldürmeyi planlıyordum. Nasıl olsa bir ölüydüm.
Odamın kapısı aniden açıldı. Ben ise hala pencereden dışarıyı seyrediyordum. Kimin geldiği umrumda değildi. Bana nazikçe sarılan bir kız gördüğümde çok mutlu olmuştum. Üzgün moddan çıkmıştım. Melike bana sıkıca sarılıyordu. Bende ona ...
''Döndün mü ? '' dedim ona sarılmaya devam ederek.
''Can beni vermedi Gizem '' dediğinde küçük çaplı bir şok yaşasam da Can'ın Melikeden hoşlandığını zaten anlamıştım. Melikeyi vermeye kalbi dayanamamıştı anlaşılan. Yüzüme yansıyan buruk bir tebessümle mutlu olduğumu hissettim. Fakat Melike'nin dönmesi hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Nasıl olsa bir gün ayrılacaktık. Bu yüzden biraz önce düşündüğüm kendimi öldürme planlarından vazgeçmedim. Kesinlikle deliriyordum. Ya da tüm bu olan biteni kaldırmak zor geliyordu. Bilemiyorum...
''Sen neden üzgünsün ? Bak geldim işte '' dedi Melike gözleri dolmuş bir şekilde.
''Yalnız kalmalıyım '' diyerek odadan çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADIŞI
FantasyHayat korkunun bittiği yerde başlar. Peki ya benim korkum neydi ? Kendim miydi yoksa beni kaçıran karanlık ve ürkütücü bedene sahip olan bir adam mıydı ? Bazı insanlar farklı olmayı isterler. Fakat farklı olmak büyük sorumluluklarıda beraberinde...