-BÖLÜM 19-

503 21 4
                                    

   Hani derler ya herkesin bir dönüm noktası var diye. O zamandan sonra her şey iyi gitmeye ve mutluluk dolu olmaya başlar. Acıların kaybolup mutlulukların seni bulmaya baslar ya.  Kimilerine gore bu zaman aşık oldugu kisiyi buldugu zamandır.

Ben aşık oldum...

Dönüm noktam mıydı, bilmiyorum ama gercekten bu duygunun beni zamanla yerle bir ettiğini görüyorum.
Aşk sevipte mutlu olmak mıydı yoksa sevipte acı çekmek miydi  ?
Sanırım ben sevipte acı cekenlerdenim.
Ve bu adam bir katil. Bana zarar veren ne yaptığı belli olmayan bir psikopat. Buna rağmen ona guvenebilmeyi nasıl başarıyorum inanılcak gibi değil. Güvenmeyeceğim diyorum aşık olmayacağım diyorum ve bir anda her şey yıkılıyor. Kendimi onun kokusunu alır gibi oluyorum.
Dayanamıyorum. Bu duygu her gün fazlalasmaya baslıyor. Beni sevmemesi ve hakkımda kötü seyler düşünüp uygulaması daha cok acı verici. 

O iyi biri olmaz...
Olmayacakta...
Bu evden gittiğimde beni hatırlamayacak. Baska bir kızın hayatını mahvedecek.  Ben ne olacağım bilmiyorum ama bir daha kimseye bu kadar çok aşık olacağımı sanmıyorum.
Emir'in gözlerine bakmayı sürdürdüm. Bu güzel kahverengi gözlerde benim kalbimin katili yatıyordu.
Bir daha asla atmayacak kalbimin...

  Kendimi ona birakacakken  kalbimin sesini bir kenara atıp mantığımı harekete geçirdim.  Emir'i itip gücümun yettigi kadar güçlü bir  tokat attım. Buraya kadardı.  Benimle oynayamayacaktı. Buna gerçekten bir son verecektim. Emir'e igrenir bir sekilde baktım.
"Senden nefret ediyorum " dedim.
O ise psikopatca gülüyordu. Sanki benim duygularımla oynaması onun icin zevk kaynağı gibiydi. 
"Benim senden nefret ettiğim kadar benden nefret edemezsin " dedi ciddileserek.  Gözlerim dolmuştu. Fakat asla geri adım atmadim.
"Geçmişte ne yaşadığını bilmiyorum. Ama kötü anılarının cezasını bana kesme " dedim ona karşı mesafemi koruyarak. Emir bana doğru yavaş yavaş gelmeye başlayınca geriledim. Ondan korkuyordum. Ne yapacağı belli olmuyordu. Titremeye başladım.  Sanırım ona olan güvenim de bitiyordu. Sırtım duvara çarptığında kurtulamayacagımi anlamistim.
"Belkide benim kötü anılarım sensindir" dedi kulağıma fisildayarak. Nefes alislarim hızlanmaya başladı.  Benden bu kadar çok nefret ettiğine sasirmistim ama benim icin yeni bir şey değildi artık.
"Benden neden bu kadar çok nefret ediyorsun ? " dedim sesim titreyerek ve gözyaşlarımı daha fazla tutamayarak.  Emir gözlerime baktiktan sonra geriledi.
"Neden kaçıyorsun ? Neden cevap veremiyorsun ? " diye bağırdım. Cevap vermeden dışarı çıktı. Bunu cevaplamaktan kaçıyordu. Ama neden ?!
                   ***
   Kapı açıldığında Emir'in geldiğini sanmıştım. Fakat Melike ve Can gelmisti. Baya mutlu gorunuyorlardı. Hatta birbirlerine o kadar doyasıya bakıyorlardı ki beni bile farketmemislerdi. Onlara özenmiyordum değil.  Eskiden yalnızca bir sevgilim olmuştu.  O kisiyi de annem öldüğünde bırakmak zorunda kalmıştım.  Yengemlerin zoruyla çocuğa yalandan bir şeyler uydurup ayrılmıştım. Çok üzülmustum fakat yengemlerden kurtulmak için kafamı derslere vermem o çocuğu bana unutturmustu.  Aslında uzaktan şöyle bir hayatıma bakınca gerçekten boktan olduğunu gorebiliyorum.
Melike sonunda Candan gözlerini ayırıp bana bakabilmisti. Tabiki baktığı gibi yüzü düştü. Hemen yanıma geldi.
"Ne oldu Gizem ? Bu halin ne ? " dedi. Sanırım içimdeki karamsar duygular yüzüme de yansımisti.
"Iyiyim. Yorgunum biraz " dedim.
Onun korumasını istemiyordum. Melikeyle odamıza çıktığımızda Melike odanın kapısını hemen kapadı.  Ben yatağıma oturduğumda o da benim yanıma oturdu.
Anlaşılan icinde Emir geçen yine bir seyler konusacaktik.
"Yine üzdü değil mi seni " dedi Melike.

"Konuşmak istemiyorum. Ne güzel Canla birbirinizi seviyorsunuz. Her bir vaktinizi değerlendirin "

"Sen böyleyken seni nasıl bırakmamı bekliyorsun " dediğinde cevap vermedim.

SIRADIŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin