Anne? Baba?
Bulunduğum yerde çevreme bakmaya başladım. Taş çatlasa dört kattan oluşan müstakil evler her bir yanımı sarmıştı. Buna rağmen yeşil, hala buralara fazlasıyla hakimdi.
İnsan bazen rüya gördüğünü anlar. Sanki kötü bir rüyaya karşı "İstediğin kadar beni üz, dilediğimde uyanabilirim." tavrı takınırken, iyi bir rüyadan uyanmamayı seçebilir.
Şu an olan her şeyin rüya olduğunu biliyordum. Hep derim, buraya ait bir ağaç bile görsem direk tanırım.
Willow Creek.
Ceza mevzusunun bilinç altımın en diplerine işleyeceğini biliyordum.
Ve bu rüya, kesinlikle uyanmak istemeyeceğim bir rüyaydı.
Kaldırımda yürürken tüm mutluluğumla bu atmosferi ciğerlerime kadar çekmeye özen gösteriyordum.
Çevremdeki koşu yapan ve birbirleriyle konuşan insanların hepsini tanıyordum. Büyük bir mutlulukla herkesin ne yaptığını, bu dünyada işlerin nasıl gittiğini izlemeye koyuldum.
"Merhaba, benim adım Katrina."
İrkilerek sesin geldiği yöne döndüm. Bu kadını da adım gibi iyi biliyordum. Çünkü yarattığım Ashley ve Gerard Fox çiftinin evliliği bu yüzden bitmişti. Gerard, Ashley ile gün geçtikçe azalan aşkı Katrina'da bulmuştu.
Tabii bunların tümü benim kurgumdu. Tamamen benim isteğimle gerçekleşmişti. Simsti bu, hareketsiz bir oyun olmamalıydı. En azından ben oynarsam.
Neydi bu, Friendly Introduction mı?
"Ben de Lisa."
Bu kadının annemden daha yaşlı olduğundan emindim.
"Günün nasıl?"
Ask About Day?
Sanırım her konuşmaya karşılık Sims komutu düşünmektense bu rüyayı en güzel şekilde görüp öyle uyanmalıyım.
"Mükemmel, senin?"
"Benim de."
"Ne iş yapıyorsun?" gülümsedim.
Ask About... Tamam tamam.
"Dedektifim..."
Tabii ya, normalde büyük organizasyon ya da şovların öncesinde sahne alıp insanları eğlendirmesi lazımdı. Oyundaki orjinal işi buydu, eğlence sektöründeydi. Ama ben onu bir süreliğine aileme ekleyip mesleğini değiştirerek dedektif yapmıştım.
"...sen? Öğrenci olmalısın."
"Evet. Liseye gidiyorum. Lise son sınıf."
Başıyla beni dinlediğini belli edecek şekilde onay verdi. "Görüşürüz!" dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.
"Sana da Dag dag! " diye mırıldanıp yürümeye başladım.
Biraz sonra sağımda kalan evi farkettim.
Koskocaman, grinin açık ve koyu tonlarında boyanmış duvarları ve yere kadar uzanan devasa camları olan evin kapısının önündeydim.
Fox Ailesi'nin evi.
Gerçekten bu kadar muhteşem bir ev yapabileceğim aklımın ucundan geçmezdi. Simler benimle konuşamadığından,hoş ben her defasında onlarla hayali diyaloglar içerisinde olurdum, yaptığım bu ev hakkındaki görüşlerini falan alamazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIMSEPTION
Fiksi Remaja[BU VE BENZERI KURGUDAKI ILK HIKAYEDIR.] En ufak mimiklerine kadar hayallerimdeki erkeği, detayların manyağı olduğumu kanıtlayacak muhteşemlikte evi yaratmıştım. Yine günlerden birinde kendimi oyunda buldum. İnanması güç, değil mi? Gözümü kırptığ...