"Günaydııııııııın!"
David'in hafif bir melodiyle süsleyerek bana seslendiğini duydum. Gözlerimi araladığımda yatağın iyice kenarına oturmuştu.
"Korkarım ki kahvaltıyı orada yapacağız. Uyanmak için planladığımız saati çoktan geçtik. Senin uykuculuğun yüzünden." tatlı bir sitem sezdiğim ses tonunu alçak tutuyordu.
Onunla gözgöze gelip doğruldum ve sırtımı yatağın başlığına yasladım. Sol elini ince örtünün üzerine, tam dizimin denk geldiği yere koydu.
"Eve ne zaman döneceğiz?"
"Çok mu istiyorsun dönmeyi?"
Kollarımı yukarıya doğru gererek esnedim. "Hayır. Burası o kadar güzel ki..."
David bana göz kırptıktan sonra ayağa kalktı. Elini bana uzattığında ona baktım. Ardından elini tutmamla beni yataktan çekmesi bir oldu.
"Yoksa kalkacağın yoktu. Sert çektiysem kusura bakma. Hadi hazırlanıp aşağıya in, seni arabada bekliyorum." dedi ve odadan çıktı.
* * *
"Anne bir gün anca bitti. Ablam başının çaresine bakabilecek yaşta." dedi Sam, yaşından çok daha büyük ve olgun bir ses tonuyla. Kollarını bağladı.
"Önemli olan bu değil. O cezalıydı ve kaçıp gitmiş olması, bu evi ona hapishaneden farksız kılar."
"Sence de onun başına bir iş gelip gelmemiş olması düşünmemiz gereken ilk konu değil mi?" dedi, Lisa'nın babası. Evde gergin olan kişi hep annesi olurdu. Onu sakinleştiren kişi ise ya babası ya da kardeşi Sam.
"Evet. Evet. Bu herşeyden önemli ama..."
"Ama ne hayatım?" dedi Lisa'nın babası.
"Bu konuda katı olduğumu biliyorsun, Mike."
"Diğer her konuda olduğun gibi." dedi Sam. Ateşe körükle gidiyordu. Ses tonu hala olağanüstü bir olgunluktaydı.
"Sam odana!" diye bağırıverdi annesi sinirle.
"Bak, bence zaten varolan öfkenin üstüne bir de endişe bindi. Aynı benim gibi. Ama sonuçta o genç bir bayan canım, değil mi?" dedi eşine sarılan Mike. "Sakin olalım. Elbet döneceği yer evi. O da birden bu baskıyı kaldıramamış olabilir."
Annesi sadece bir iç çekti ve geriye adım atarak eşinden ayrıldı.
Bu sırada koşar adımlarla merdivenleri çıkan Sam da sinirlenmişti. Annesi gerçekten de despot bir kadındı.
Ablasının odasına çok nadir girebilen Sam, fırsattan istifade onun kapısını araladı. Yatağı derli topluydu.
Şarj kablosu birbirine dolanmış halde, yanında laptop ile çalışma masasında duruyordu. Annesi ilk önce onu Lisa'nın elinden çekip almıştı ancak biraz önce onu saklayacak yer aradığı sırada koltuk altına sıkıştırdı. Kızının odasını düzenlemeye girdiğinde ise masaya bıraktığı bilgisayarı orada unutmuş olmalıydı.
Bilgisayarı alıp ablasının yatağına kuruldu Sam. Sims oynamayı ablası kadar sevmezdi. Masaüstü açıldığında tüm ekranı kaplayan Sims'leri gördü ve yeniden ilk kez gördüğü an gibi şaşırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIMSEPTION
Teen Fiction[BU VE BENZERI KURGUDAKI ILK HIKAYEDIR.] En ufak mimiklerine kadar hayallerimdeki erkeği, detayların manyağı olduğumu kanıtlayacak muhteşemlikte evi yaratmıştım. Yine günlerden birinde kendimi oyunda buldum. İnanması güç, değil mi? Gözümü kırptığ...