Bölüm-16-Yaralı Kaplan

549 24 11
                                    

Bu bölümde Avarenin içindeki güçsüz Zereni yazdım. Çok içime sinerek yazdım. Ben beğendim inşallah sizde beğenirsiniz. :)

Media; Suzan

Ecevitin söylediği şarkı.

***********************************

Zeren;

Esmayla konuştukdan sonra biraz sigara içip uyudum. Yarın Ecevitle yabancı gibi buluşmam gerekdi.Yarın ya yabancı olacaktık ya da ben devreye girecektim. Çünkü imkanı yoktu yeniden biz olmamızın. 

Ona olan duygularım gıram eksilmemişti. Hala ilk anki ilk günkü gibiydi...Sevdamdı o benim hala. Bu haytdaki her şeyden öndeydi benim için. Keşke başka bir zamanda başka bir nedenle başka kişilerin çocukları olarak tanışsaydık... O zaman yemin olsun bırakmazdım sevdiğim adamı bir saniye bile. O bana destek çıkmamasına rağmen en büyük destekçimdi. En sevdiğim liman en güzel sığındığım limandı...

Canımı verirdim onunla güzel anılar yaşamak için. Ecevit olmadan boşa yaşıyormuşum gibi geliyor. O varken canlanmıştı bu ahlaksız kızın hayatı. Onun gülüşüyle onun dokunuşuyla onun var oluşuyla hayat kazanmışım gibi.

Hele bir gülüşü var sanarsın ki cehennem yok heryer cennet heryerde bir bahar havası...

Bir şey hem can yakıp hem de yaktığı canın ilacı olabilirmi... Aşk denilen pezevenk duygu böyle birşey işte. Seni satar aşk. Parasıda acısı...

***********************************

Sabah uyanıp kahvaltı için dışarı çıktım.Yolda olsam dahi yine de yaktım sigaramı. Aç karnına içince daha çok zarar veriyor bu meret. Yavaş adımlarla yemek yiyebileceğim güzel bir yer aradım.

Az ileride güzel bir yer olduğunu bildiğim için direkt oraya gidip oturdum.

Güzel bir köy kahvaltısı yaptıktan sonra yol uzun olduğunu bildiğim için yavaş yavaş yürüyerek gidecektim pederin barakasına...

************************************

Pederin barakasına ulaşdığım da daha bir saat vardı gelmesine. Bu gün pederin buraya hiç uğramayacağını biliyordum bu yüzden buraya çağırmıştım onu.

Bu gün kız kardeşinin ölüm yıl dönümüydü. Dere kenarında içip ağlayıp efkar yapacaktı her sene bu günkü gibi.Dik bir şekilde oturup beklemeye başladım geleceği vakti.

Bir süre sonra iri bedeni belirdi barakanın girişin de. Siyah kaslarını belli eden(!)düz bir tşört giymişti altınada düz siyah bir pantolon... Yine ölüm meleğini anımsattı bana sert mizacı ve o sert duruşuyla. Ayağa kalktım.

"Hoş geldin.."

"Sende.."

"Avare.." dedi elini yanağıma koyup baş parmağıyla yanağımı okşarken..

"Dokunma bana!"Hayır Dokun! bunu istiyordum cidden. Ama elini ittirmiştim.Çünkü Zeren gibi değil Avare gibi davranmalıydım sadece beş dakika.

"Konuşalım." dedim.

"Peki.Konuş.Ama önce söyle affettinmi cidden beni." dedi.

"Affettim. Dayanamamki ben sana. Aşığım ulan senin gibi bir piçe. Öldürsen de canımı alsan da aşığım sana.Arada hızlı attığın da diyorum ki kendi kendime atma amına koduğum bittecek bir gün o da gidecek fazla zorlama ama siktiğimin organına söz geçmiyor anlatamıyorum derdimi.." dedim içimdekileri tamamıyla hem dürüstce hemde tam da Avareye yakışır şekilde söyleyerek.Avare dürüstü fakat onun dürüstlüğü bile can yakardı..

AVAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin