Bölüm-28-Veda

125 9 0
                                        


Beş ay sonra..

Gelme peşimden, peşimden gelme bebek.Yüzüyorum yüzüyorum, ben bir bebekten kaçıyorum. İri kahverengi gözlü kırmızı dudaklı kumral tenli masum duruşlu bir bebekten kaçıyorum evet. Ucu yok mu bu nehrin sonu yok mu? Sebebini bende bilmiyorum ama bu kadar hızlı yüzen bir bebekten kaçıyorum.Sanırım yine kendi çukuruma bir başkasını almaktan korkuyordum. Evet korkuyorum hemde delirircesine. O bebekten o kadar korkuyorum ki bu duyguyu daha önce hiç bu kadar tatmamıştım.

"Gelme artık!" diyorum geliyor.. Nefes alış verişim zorlanıyor. Yüzüme zarla zor gelen oksijen yakıyor ruhumu. Nefes almaya çalıştıkça battığımı hissediyorum. Evet ben Zeren Soysal, katil bir Avare bir bebekten kaçıyorum. Arkamı dönüyorum aramızda hemen hemen bir metre olan bebeğe gülümsüyor bana sonra donuyor bakışları. Durdu evet. Bende durdum. Yüzüne baktım ürkekçe.

"İstemiyorsun!" dedi bir ses etrafıma baktım sesin geldiği yere. Arkama bakıyorum yok sağa bakıyorum yok sola bakıyorum yok, bebeğe bakıyorum yok. O ses neydi peki, kimden geliyordu?

"Sen o bebeği istemiyorsun, korkuyorsun!"

"Korkmuyorum!" diye bağırdım bir yandan yüzerken. Korktuğumu kimse bilmezdi benim. Korktuğumu ben bile bilmezdim genelde. Bebek donmuş bana bakıyordu yüzünde bir ifade yoktu. Birden ne oldu bilmiyorum ama bebeğin dudakları kımıldadı, ne dediğini anlamaya çalıştım.

"Ö-l-d-ü" diyordu evet evet tam olarak ÖLDÜ.

*******


"Zeren! Zeren uyan artık. Anne uyansana hadi." gözlerimi araladığımda üstümde yatan Devrimi fark ettim ilk.

"Neyden korkuyorsun?" dedi şaşkınca.

"Şey ben.. Ecevit nerede?" Parmağını uzatarak banyoyu gösterdi başımı sallayıp onu kucağıma alıp kalktım. Diğer banyoya gidip ikimizinde yüzünü yıkadım. Diş fırçalarına macunu döktüm ve birini Devrimin eline verdim. Dişlerimizi fırçalayıp salona indik. Ecevit işe gideceğinden hazırlanıyor olmalıydı. Devrime kakaolu süt hazırlayıp televizyonu açtım ve kahvaltı hazırlamaya başladım. Beş aydır tuhaftır ki güzel sıradan bir yaşam sürüyorduk. Öyle istediğim gibi bir hayattı ki bu.. Tam olmasını istediğim gibi ama bu gün gördüğüm rüya beni asmıştı resmen, kafamdan vurulmuş gibi hissediyorum. İçimde iğrenç şeyler yaşanacağını söyleyen bir ses var, hatta sadece söylemiyor biliyorum olacak. Bu gün en berbat günlerden biri olacak.Ama sadece biri işte. Beş ay güzel geçti diye bir ömrümü bitirecek bir gün gibi geliyor..

Ben kahvaltıyı hazırlarken Ecevit indi aşağı nemrut gibiydi yüzü. Devrimi öptü ve mutfağa yanıma geldi. Gözlerime baktı donukça. Anlam veremediğim fakat iyi şeyleri işaret etmeyen bakışlarında gezdi göz bebeklerim. Kahverengi gözleri güzelliğini kaybedecek derecede donuktu. Sanki beklemediği birşeyler gerçekleşmişti. Sabahki gördüğüm rüyadan dolayı korkuyordum zaten, şuan daha bir çok korkuyorum...

"Bir sorun mu var Ecevit?" dedim boğazımı temizledikten hemen sonra.

"Geçmiş bu kadar kalabalıkken sence sorun biter mi?" neyi ima etmeye çalıştığını pek anlamamıştım..

"Sorun her neyse bunu bana açık açık söyle." dedim düz bir şekilde.

"Sen.. Bir katil misin Zeren?" durdum şöyle bir yüzüne baktım. Evet ben bir katilim diye haykırmak istiyordum. Bir çok kişinin canına kast etmek zorunda bırakılmıştım. Sonunda da birilerini kendim öldürmüştüm zaten. Ama onlarda benim içimdeki Zereni katledenlerdi. Bu yüzden yapmıştım bütün hataları zaten bu yüzden kendimden nefret etmiştim. Ve şimdi şu dünya da sevdiğim tek adam bana katilmisin diye soruydu, evet ben katilim sevdiğim ruhumun katillerinin katili...

AVAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin