Bölüm-29-Dört Duvar

48 6 0
                                    

Evet arkadaşlar biliyorum ki suçluyum uzun süredir bölüm yazmıyorum.Özür dileyerek lafı uzatmıyorum. -,-


***************

Bir kelime daha baştan var oluyor bedenimde, kısıtlanmak. Kendimi kaybettiğim kısa sürede var olmaktan tiksindiğim hayatımı ve olacakların sonucunda geleceğim noktayı unutmuşum meğer. Dört duvar burası, kısıtlı bir dört duvar. Kafam rahat ama içim hiç değil. Gökyüzünü özlüyorum, Devrimi özlüyorum, arkadaşlarımı özlüyorum evet sonunda itiraf ettim ben çok özlüyorum. Kendime itiraf etmekte güçlük çeksem de ben Eceviti çok özlüyorum... Ellerimden kayıp gittiği o gün hala tek bir anı bile silinmedi şu pervasız zihnimden. Ben geçtiğimiz o yedi sekiz ayı geri istiyorum. Onlarla yaşadığım üç mevsimi geri istiyorum...Olmuyor giden hiç bir günün yerine asla yenisi gelmiyor. Yarınlar o geçen dünleri dolduramıyor ve ben bilmem kaçıncı kez yine ölüyorum...

"O mu?" dedi biri. Gözlerim kapalı zihnim açıktı. Sanırım beni kast ediyordu, bu sadece bir sezgi. Kadınlarla dolu bir koğuş en az 25 kişi vardır sayılarını pek bilmiyorum incelemedim. Mahkemeye kadar burada yargılanacağım söyleniyor. Kendimi savunmayacağım hatta savunamayacağım. Çünkü elimde ne kendimi savunacağım bir kaç cümlem, bu cümleler olsa bile bunu yapacak mecalim yok.

"Bilmiyorum üç gündür burada kimseyle konuşmadı. Çelimsizin teki kim bilir neden burada."

"Öyle demesene İlknur tanışalım bir neymiş, derdi neymiş, neden buradaymış öğrenelim."

"Sen bilirsin de abla fuhuşdan girmiş gibi hali var. Üstüne başına saçına baksana.."

"İlknur! Hangimiz masum nedenlerden buradayız kızım ne diyorsun sen haddini bil." bu konuşmanın ardından bana doğru yaklaşan adım sesleri ve tek bir nefes.

"Uyumadığını ve duyduğunu biliyorum kaldır kafanı." diye emretti baş ucumdaki kadın. Gözlerimi hafifce aralayıp bir şey mi vardı der gibisinden başımı salladım.Orta yaşlı uzun boylu koyu kahve saçlarının arasında biraz beyazlaşmış saçları vardı. Üzerinde pembe bir tşört (ki ben eskiyim diye bağırıyor) onun altında kahverengi dizlerinin altında bir etek giymişti.

"Kalk otur." dedi yine emir vererek. Dediğine itaat ederek yukarı doğru kaydım ve bacaklarım toplayıp bağdaş kurdum.

"Hoş mu geldin" dedi boş bir gülüşle.

"Hayır çok boş geldim." dedim Cevabımı beğenmiş olacak ki bunu belli eden bir gülüş sergiledi. Yatağın boşta kalan kısmına oturup bi ayağını kendine çekti diğer ayağı dışarıda kalacak şekilde oturdu.

"Niye buradasın?"

"Buradayım işte nedeni o kadar önemli mi?"

"Burada hepimiz aynı konumdayız senin yaptığın yanlış veya değil bu bizi ilgilendirmez biz sadece biliriz.Şimdi söyleyecek misin?"

"Hangisinden başlamalıyım ki.." birden kahkaha attı kadın. Anlamsızca yüzüne baktım ne yapıyor bu kadın.

"Hmm beğendim bak bunu. En afillisinden başla. Yaşın daha genç ne yapmış olabilirsin ki."

"Yakınım olan birini öldürdüm." dedim donukca. Kadın birden katılaştı. Gözlerine dikkat etmemiştim ama yeşile dönük bir elaydı sanki.

"ee" dedi beklentiyle.

"Babamı felç bıraktım."Aynı yüz ifadesiyle baktı yüzüme devamını bekliyordu.

"Bir kızın tecavüze uğraması için planlar yaptım ve başarılı oldum." dedim. Kaşları çatıldı çenesi titrer gibi oldu ve derin bir nefes çekti boğucu havadan.

AVAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin