Ve yepyeni bir hikâyeyle karşınızdayım!! Umarım beğenirsini.
Aylin;
Kiralık evimden bana ayrılan sürenin sonuna geldik. Elimde iki bavul. Sırtımda bir çantam. Cebimde telefon. Ellerimde eldiven. Üstümde ince bir hırkayla gecenin bir yarısı yatacak yer arıyorum. Yürümekten yorulduğum için en yakın yer olan, otobüs durağına oturdum. Sırt çantamdan suyumu çıkardığımda şişeyi boş buldum. Harika!
Sevgi ablayı aradım ve bir süre onda kalabilir miyim diye sordum, o da tabiki de kabul etti. Sevgi abla, annemin çok yakın bir arkadaşıydı. Ailem öldükten sonra bir süre onda kalmıştım. Çok iyi biri. Sürekli beni arar. 1 yıldır neredeyse her gün beni arayıp kontrol ediyor ve onunla kalmam için yalvarıyordu. Neden bu kadar yalvardığını bilmiyorum. Neredeyse elimden tutup zorla götürecekti. Ona özel gücümü söylememiştim. Hatta ailemden başka kimse bilmiyordu. Onda kalmak istediğimi duyunca çok sevindi. Mehmet abi -kocası- bana bu durakta beklememi ve beni burdan alacağını söylemişti. Keşke daha erken haber verseydim.
Elinde birası olan bir adam bana doğru gelmeye başladı. Arkamı döndüm ve uzaklaşmaya çalışırken yere düştüm. Bavulumdan destek alarak ayağa kalktığımda adam kolumu tuttu.
Sevgi;
"Tilki sesini alçaltır mısın? Çocuklar uyanacak. Reyhan hanım zaten sürekli bizi izliyor. Anlayacak diye çok korkuyorum. Biraz yardımcı olsan?"
"Ya Sevgi abla asıl o cocuk geldiğinde anlayacak. Onun için ne diyeceksin? 'A pardon benim bi çocuğum daha vardı tanıştırmayı unutmuşum. Futbol takımı kurmaya çalışıyorum da!' Mı? Sevgi abla bu yaşta kaç tane çocuğun olabilir? Ayrıca bu ev zaten 1 kişiyi daha alamaz. Ya ben giderim ya da o gelmez!"
"Tilki o da sizin gibi biri. Ayrıca çok yakın bi arkadaşımın kızı. Hem evimiz oldukça büyük. Ve maddi durumumuz da oldukça iyi. Hem çocuğum demezsem yeğenim derim. Kimse de bir şey diyemez. Mehmet onu almaya gitti. O da burada kalacak, sen de. Anlaşıldı mı?"
Tilki'ye bir şey kabul ettirmek çok zor. Bizim konuşmamızı yukarıdan dinleyen çocukları fark edince aşağı çağırdım. Tilki sinirle koltuğa oturdu. Burak, Zeynep ve Gürcan sorular sormaya başladı.
"Adı ne?"
"Kaç yaşında?"
"Nereden gelecek?"
"Özel gücü ne?"
"Çocukluklar bir saniye bekleyin bi. Adı Aylin. Yakında 18 yaşına girecek. Özel gücünü de...özel gücü de elektrik."
Derin bir nefesin ardından devam ettim.
"Aylin, benim çok yakın bir dostumun kızı. Ailesi öldüğünde bir süre benimle yaşamıştı. Mehmet onu almaya gitti. Aylin geldiğinde ona iyi davranın. Anlaştık mı?"
Çocuklar hep bir ağızdan bağırdı.
"Evet!"
Tilki ayağa kalkıp mutfağa doğru gitmeye başladı.
"Tilki? Anladın mı?"
"Bakarız."
"Tilkii?"
"Peki abla. Öyle olsun abla."
"İyi."
Tilki mutfağa girdiğinde çocuklarda sevinçle yerlerinde zıpladılar.
Aylin;
Adamı çarpmak için eldivenimin tekini çıkardım. Adam kolumdaki elini sıktığında tam kalkıyordum ki yeniden düştüm. Acıyla bağırdığımda kolumdaki el ve üzerimdeki gölge kalktı.