Zor bela odaya geldik. Bir yanımda Tilki bir yanımda Mehmet abi.
Tam gidiyorlardı ki Tilkiye dönüp kulağına yaklaştım.
"Lütfen kimseye söyleme."
Yaşananların duyulmasını ve olay çıkmasını istemiyordum.
Başıyla onayladı.
"Teşekkür ederim."
***
Tatilden dönmüştük. Kendimi yük gibi hissediyordum. Eve hiçbir katkım yoktu, yiyip içiyordum ama bir şey ödemiyordum. Üstüne bu tatil masrafları da vardı. Ben de her fırsatta evdeki işlere yardım etmeye çalışıyordum.
Okulum burdan uzaktı. O yüzden sabah erken kalıp, daha evdekiler uyurken çıkmalıydım. Bugün okula dönüyordum. Erkenden kalktım, hazırlandım, mutfağa indim. Elimden geldiğince sessiz hareket ediyordum. Kendime kahvaltılık atıştıracak bir şeyler hazırladım.
Okul çantamdan telefonumu çıkardım. Daha doğrusu ikinci telefonumu. Eski model bir telefondu. Numaramı herkese vermekten hoşlanmam. Zoraki durumlarda da bunun numarasını veririm. Günlerdir kapalıydı. Açtım. Çalıştığım kitapçının müdürü aramıştı. Defalarca. Ev kiramı çıkarmak için, geçinmek için okuldan sonra orada çalışıyordum. Kazandığım para, para sayılmaz. Kiramı ödeyip zoraki alışverişlerime zar zor yetiyordu, ama tek gelirim oydu. Ailemden kalan para vardı, ama kullanmıyorum o parayı.
Az bir şey atıştırdıktan sonra sessizce bahçeye çıktım. Bir sürü cevapsız arama vardı. Sınıf arkadaşlarımın bir süre olmayacağımdan haberleri vardı ama iştekiler bilmiyordu. Kovulmuş olabilirdim...
Patronu aramayı düşündüm ama bu saate aramayı uygun görmedim, saat çok erkendi. En iyisi yüz yüze konuşmak olduğundan okul çıkışı kitapçıya gitmeye karar verdim. Sevgi ablaya erkenden okula gittiğimi söylemiştim zaten. O yüzden sessizce evden çıktım. Durağa gittim ve otobüse bindim. Saatin erken olmasına rağmen doluydu.
"Dünki film çok güzeldi, Ahmet'le beraber gittik. Çok romantikti yaa."
"Hayat sana güzel be."
Gerçekten de hayat onalara güzel...
Okulda arkadaşlardan kaçırdığım ders notlarını aldım. Sohbet muhabbet derken okul bitti. Koşa koşa kitapçıya gittim. Patronun ofisine gittim ve kapısını çaldım.
"Yüksel bey? Girebilir miyim?"
"Gir."
"Ben çok özür diler-"
"Oo Aylin hanım. Sizi buralarda görmek ne büyük şeref."
"Açıklayabiliri-"
"Durma anlat."
"Ben, evden atıldım ve..."
Açıklayamazmışım. Yolda gelirken ne söyleyeceğimi planlamıştım ama şimdi hiçbiri inandırıcı gelmedi. Yalan söylemeye başladım.
"...bir akrabamın yanına kalmaya gittim. Çok acil bir sağlık durumu yüzünden gelemedim. Benim...benim kuzenime araba çarptı ve ameliyat geçirdi. Yanından ayrılamadım hastanede çünkü yanında kalacak başka kimse yoktu."