Dersler geçti ve çıkışa geldik. Çağlayı zor bela başımdan savdım. Kitapçıya yaklaşmıştık. Aylin çok tedirgin duruyordu. Bir şey demedim.
Boynundaki fular gevşemişti ve o sırada esen bir rüzgarla yere düştü. Hemen almaya çalışırken boynunu gördüm. Gerçekten morarmıştı. Çağla haklı mıyı?
***
Fuları yerden alıp hızla boynuna bağladı.
"Sen burda bekle ben geliyorum."
Başımla onayladım. Ama o içeri girdikten birkaç saniye sonra ben de arkasından girdim ve hemen bir masaya oturdum. Aylin elindeki kağıdı satış tezgahından birine veriyordu ki müdür odasından genç bir adam çıktı. Yüzü gözü şişmiş adamı görünce Aylin bir iki adım geri attı.
"Özür dilemeye mi geldin?" Adam gülüyordu.
"İstifamı verdim."
Adam bir adım daha atmıştı ki kitapçının ışıkları gidip gelmeye başladı.
"Bence istifa etmene gerek yok. Ben seni affettim."
"Affetin mi? Şerefsizlik yapan sensin, beni mi affettin?"
"Aylin, düzgün konuş. Hem yüzümün halini görmüyor musun, ne yaptığını görmüyor musun?"
"Konuşmuyorum. Bir daha böyle bir şeye kalkışırsanız da tekrar yapmaktan çekinmem." Hemen kalkıp Aylin'in yanına gittim.
"Bir sıkıntı mı var?"
Adam sinirli bakıyordu. "Yok kardeşim, çalışanımla konuşuyorum. Git işine."
Kitapçıdakiler bize bakıyordu. Aylin eldivenini çıkardı ve elini adama uzattı.
"Umarım bir daha karşılaşmayız." Adam Aylin'in elini sıktıkacaktı ki Aylin'i omzundan tutup geri çektim. Dükkanın bir köşesine gittik.
"Aylin delirdin mi sen ne yapıyorsun?!"
"Hakkediyor."
"Boynunu o mu yaptı?" Az önceki sinirli bakışlarını bir anda benden kaçırmaya başladı. Ne olduğunu anlamıştım.
Bana o an gelen bir sinirle adamın yanına gittim. Çoktan yaralı olan burnuna kafa atmamla adam yere düştü ve bayıldı. Satış masasındaki kız bağırmaya başladı.
"Biraz buz koyun geçer." Etraftakilerin korku dolu bakışlarına cevap verdim. "Hadi herkes kendi işine hadi!"
Aylin şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Dükkandan çıktığımızda tek kelime etmedi.
"Yemek yiyelim mi?"
"Olur."
İkimiz de konuşmadan bir kafeye geçip oturduk. Bir şeyler sipariş edip beklemeye başladık.
"Sen mi dağıttın yüzünü?"
"Ne?"
"Adamın yüzünü. Sen mi yaptın?"