"Bir sorun mu var?" Dedim çekingen bir şekilde. Tabiki bir sorun var. Sorun; ben! Kesin Reyhan teyze anladı yalan söylediğimi ve şimdi beni evden gönderecekler. Galiba bana ayrılan sürenin sonuna geldim, yine.
***
Sıklaşan nefesimin ardından oluşan sessizlik beni korkutmaya başlamıştı. Mehmet abi konuşmaya başlamak için boğazını temizlediğinde son derin nefesimi de aldım ve içimde tuttum.
"Çocuklar... Size bir sürprizimiz var."
Sürpriz? Yüzlerindeki ifadeyi incelediğimde tuhaf bir gülümseme sezdim. Pekala, galiba evden atılmayacağım... Uzun süredir tuttuğum derin nefesimi bıraktım.
"Hepimiz için bir rahatlama olacağını düşündüğümüzden...tatile çıkıyoruz!" Sevgi abla sözünü bitirdiği an çocukların sevinç çığlıkları evi doldurdu.
"Ne zaman????" Diye sordu Zeynep.
"Yarın." Sevgi ablanın verdiği cevap çocukların daha da neşelenmesine sebep oldu.
"Şimdi doğru yatağa yarın erken kalkcaz. Hadi." Mehmet abinin sözü ile çocuklar zıplar gibi odalarına koştular.
Ben de tam ayağa kalkmıştım ki Sevgi abla yanıma geldi.
"Aylincim, sevinmemiş gibi duruyorsun. Bir sorun mu var?"
"Y-yoo. Sorun yok ama...ben gelmesem?"
"Olmaz öyle şey. Sende bizin ailemizin bir parçasısın. Bizimle geliyorsun."
"Ama Sevgi ab-"
"Aması falan yok."
"Ya-"
"Aylin."
"Peki."
Sevgi ablanın attığı sıcak gülümsemeye aynı şekilde karşılık verdim ama ben tatile gitmeyi sevmem ki. En azından uzun bir süredir. Sevgi abla herkese iyi geceler diledi ve odasına çıktı. O sırada Mehmet abi de Tilkiyi gelmeye zorluyordu. Anlaşılan o da gitmek konusunda pek hevesli değildi.
En sonunda Tilki pes etti ve Mehmet abi yukarı çıktı. Bende o sırada bahçeye yönelmiştim. Bahçe kapısından dışarı iki adım attım ve yüzümü karakmış gök yüzüne döndüm. Lacivert bir kağıdın üzerine dökülmüş simler gibi görünen yıldızların en parlaklarına baktım.
"İyi geceler." Kelimeler dudaklarımdan fısıltıyı andıracak şekilde dökülmüştü.
İçeri geri girdiğimde kimse yoktu. Bahçe kapısını kapattım ve dış kapının da kapalı olduğundan emin oldum. Mutfaktan bir bardak su alıp odama çıktım. Suyu baş ucumdaki komidine koydum. Dolabın üstünden bavulumu çıkardım ve gerekli olanları yerleştirdim.
Hazır olan bavulu kapalı kapımın yanına koydum. Komidinin üstünden suyumu aldım, yarısını içtim ve geri koydum. Üstümü değiştirip eldivenlerimi suyun yanına koydum ve telefonumu yastığımın altına yerleştirip kendimi uyumaya zorladım.
***
Alarmımın çalmasıyla uyandım. İlk iş olarak eldivenlerimi ellerime geçirdim ve banyoya girip rutin işleri hallettim. Odaya dönerken Sevgi ablanın çocukları uyandırdığını gördüm. Yırtık açık renk pantolonumla sıfır kollu beyaz ve üstünde desenler olan tişörtümü giydim. Saçlarımı düzleştirdim ve dolabımdan ince ve çok az uzun olan hırkamı giydim. Günlük makyajımı yaptım ki bu çoğu kız için makyaj kategorisine bile girmiyordu. Bu makyaj malzemelerimi küçük el çantama telefonum, kulaklığım ve bir miktar parayla birlikte koydum. Son olarak kokusu bana çok hoş gelen bir parfümden abartı olmayacak şekilde sıktım ve bavulumla birlikte odadan çıktım. Beyaz bez ayakkabımı da elime alıp kapımın önüne koydum. Bu sırada merdivenlerden inen bir adet Tilkiyle göz göze gelen ben, iç sesimi susturamayarak ne kadar yakışıklı olduğunu kabul ettim.