Sabah erkenden kalktım. Heyecanlıydım. Boş boş oturmayıp kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştım ki Sevgi abla ve Mehmet abi geldi.
"Günaydın kızım, ne bu acele, biraz daha yatsaydın ya."
"Günaydın. Heyecanlandım galiba biraz ondan uyuyamadım."
"Kuzum heyecanlanacak bir şey yok. Gideceksin sınıfına, oturup dersini dinleyeceksin. Zaten başarılı bir öğrencisin eksiğin varsa da çalışıp kapatılır. Hem Tilkiyle aynı sınıfa aldırdık seni. Yardım da eder o sana."
Evet tuhaf konuşmalar ve sessiz dakikalar bol bol olacağa benziyor.
"Haklısınız. Ama elimde değil işte."
"Tamam Sevgi üstüne gitme kızın."
Sevgi abla kahvaltılıkları çıkarmaya başldı.
"Üstüne gitmiyorum Mehmet. Konuşuyorum sadece."
"Tamam tamam. Susuyorum ben."
"Aylincim sen diğerlerini de uyandır. Erkenden yapıp kahvaltımızı çıkalım."
"Tamam Sevgi abla."
Basamaklı hızlı hızlı çıkıp herkesin kapısını tıklatarak uyandırdım. Ama Tilki'den ses gelmiyordu. Odaya girmekle girmemek arasında kalmıştım. Girsem ve uygun değilse ayıp olur. Girmesem uyandıramayacağım. Gözlerimi kapayı kapıyı açmaya karar verdim. Kapıyı yavaşça açıp araladım. Gözlerim kapalıydı.
"Tilki, Sevgi abla kahvaltıya bekliyor."
"Aylin ne bu hal?"
Ses odanın bir köşesinden geliyordu ama oraya dönmedim.
"Müsait değilsindir belki diye şey ettim."
"İyi tamam sağ ol, gelirim birazdan."
Geri çekilip kapıyı kapattım. Biraz rezil olmuştum sanki ama olsun. Ya müsait olmadığı bir anda girmiş olsaydım ve görseydim. Daha kötüydü.
Kahvaltı masasına indim. Çocuklar da hemen hazırlanıp geldiler.
"Aylin abla bizimle aynı okula geleceğin için çok heyecanlıyız."
"Ben de Gürcancım, ben de."
"Valla ben de heyecanlıyım. Kimsenin bu kadar güzel ablası yoktur. Havalıyız hee."
"Teşekkür ederim Burakcım. Sabah sabah iyi moral oldunuz bana da."
"Hiç endişelenmene gerek yok abla. Bir şeye ihtiyacın olursa bana da sorabilirsin. Sınıfımı gösteririm sana."
"Teşekkür ederim beyfendi."
"Rica ederim hanımefendi."
Tilki de merdivenlerden inip yerine oturdu.
"Amma uzattınız, alt tarafı okul değişikliği."
"Aa oğlum öyle denir mi, Aylin için okul önemli demek ki heyecanlandı. Sen de biraz umursasan okulu..."
"Sevgi abla gidip geliyorum işte daha ne."
"Ona da şükür oğlum."
"Eyvallah abi."
Arabaya tıkış tıkış binmiştik. Ben önde oturuyordum. Benim yüzümden bu kadar sıkıştığımız için de biraz çekiniyordum açıkcası. Buna bir çözüm bulacaktım elbet.
Okula geldiğimizde önce Mehmet abi ve Tilkiyle müdürün odasına girdik. Her şey hazırdı. Tilkiyle aynı sınıftaydım. Mehmet abi işi gereği hemen ayrıldı. Biz de Tilkiyle sınıfa doğru yürümeye başlamıştık ki tuvalete gitmem gerekti.