Kim derdi okula adım atmayan Tilki'nin bir kız için ders çalışacağını. Oluyormuş işte. Akşam eve gidince gizlice odama çekilip çalıştım. Anlattığı şeyleri hatırlamaya başladım.
Akşam yatarken kafam biraz daha rahattı. Resmen benimle vakit geçirmek zorunda bırakmıştım ve bundan memnundum.
***
Aylin;
Sabah kalktığımda akşam işe gidebilmek için Sevgi abla ve Mehmet abiye söyleyeceğim mazereti düşünmeye başladım. Ve aklıma Tilkiyle yaptığınız anlaşma geldi. Hazırlanıp hemen odadan çıktım ve Tilkinin odasını önünde durdum.
"Tilki?" Kapısından çok sesli olmayacak şekilde sesleniyordum.
"Tilki kalktın mı?" Kapı aniden açılınca geri sıçradım.
"Günaydın."
"Sana da günaydın. Noldu sabah sabah?"
"Hani biz anlaşma yaptık ya."
"Hıı. N'olmuş?"
"Ben bugün işe gideceğim."
"Napiyim?"
"Sevgi ablaya seninle kütüphaneye gideceğiz okul çıkışı desem, uyar mısın?"
Yüzünü ovuşturup saçlarını karıştırdı. Uykulu gözlerini kapayıp başını kapıya yasladı.
"Tamam."
"Teşekkür ederim."
Okula gittiğimizde kendimi iyi hissetmiyordum. Midem bulanıyordu. Çantamı sıraya koyup elimi yüzümü yıkamaya gittim. Hasta gibi hissediyordum. Belki kamptan belki başka bir şeyden dolayıydı.
Sırama geçtiğimde Kaan yanıma geldi.
"Günaydın. Nasılsın?"
"Günaydın. Biraz hastayım galiba."
"Geçmiş olsun. Ben de diyecektim çıkışta ders çalışalım mı?"
"Çok isterdim ama maalesef, işe gitmem lazım."
"Peki, anlıyorum."
Gün içinde başım ağrımaya başlamıştı. Çıkışta Tilki yanıma geldi.
"İyi misin? Hasta gözüküyorsun."
"Biraz hastalandım galiba."
"Bu halde işe mi gideceksin?"
"Evet."
"Ben de geleyim."
"Neden? Sen gez dolan. Ben ararım akşam beraber gireriz eve, anlamazlar."
"Anlamazlar da, sen bu halde bir de bir yerlerde düşer bayılırsan, o zaman anlarlar."
"Abartma Tilki."
Okuldan çıkıyordum ki Çağla yanımıza geldi.
"Zil çalar çalmaz kaçtınız hemen, nereye?"