Bölüm 25

11.7K 696 216
                                    

Görseldeki teknemiz ve müziğimiz hazır, twitterdaki bazı arkadaşlarım çok kızacaklar ama neyse ipucu vermeyeyim, keyifli okumalar

     Yalnızca benden kaçma yeter
     Boş sözler de etsen duymak istiyorum seni
     Sağır olsan gönlüm sözlerini ister
     Dilsiz olsan gördüğünü
     Bilirsin özgür değildir gereksinilen kimse
     Gönlüm herşeyden önce seni ister
     Biz de diyebilirim ben yerine
                    Bertolt Brecht

Gözlerini tekrar kapattı. 'Allahım lütfen rüya olsun, lütfen' diye mırıldanıyordu, bu gerçek olamazdı.Dün geceyi düşündü; yürüye yürüye Bebek'e kadar gelmişti, Buğra'nın seslenmesiyle durmuş, sonra tekneye binmişti, zaten başka birisi olsa binmezdi.Sonra ön kısımda minderlere oturup bir şeyler içerken konuşmuşlardı, daha doğrusu konuşan Buğra olmuştu, Songül'le hala güven sorununu aşamadıklarını, ilişkiye başlayamadıklarını anlatmıştı.Kendisi ise mektupla dağılmasına şaşırmıştı aslında, bildiği şeylerin somutlaşması yıkmıştı onu, ama asıl yıkan Kerem'le olan ilişkilerinin imkansızlığını görmesiydi sanırım, hatta bu ilişkiyi ilerlemeden bitirme kararı almıştı...Buraya kadar tamamdı, ara ara ağlamıştı onu da hatırlıyordu, hatta Buğra'nın üstüne gelmemesi, soru sormaması hoşuna gitmişti, sonra onu neşelendirmek için gitar çalmıştı.Sonra?..Sonrasını hatırlamıyordu, geldiğinde Buğra rakı içiyor diye ona eşlik etmişti, arkasından gitar sesi ona ninni gibi gelmiş, minderlerde uyuyakalmıştı, uykuya dalana kadarını hatırlıyordu da kamaraya nasıl indiğini hiç hatırlamıyordu.

   Aklına gelen şeyle dişlerini sıktı, çok gerekli gibi bir de tekila içmişti, bu kadar karıştırmazdı aslında , ama akşamki psikolojisi sağlıklı düşünmesini engellemişti.İyi de hadi o sarhoştu, uyuyakalmıştı, Buğra niye onunla yatıyordu, onu aşağı indirince o da mı sızmıştı?.Üstüne baktı, kıyafetleri yerindeydi, sıkıntı yoktu, ama bu adam niye onunla uyumuştu ve şu anda beline sarılmış olan kolunu niye sıkılaştırıyordu? Nefesinin iyice kulağına doğru yaklaşıp, boştaki elinin göğsüne gittiğini farkedince kaskatı kesildi.Buğra kendine gelmeden buna bir son vermeliydi, yoksa bir daha asla ne birbirlerinin ne de Kerem'in yüzüne bakamayacak durumda olacaklardı.Göğsündeki eli çekmek için uzanmıştı ki;

   ''Güzelim, senin bu alkol sorununu ne yapacağız? Benim bildiğim kadınlar erkekleri bir yerlerden toparlarlar, ama bizde her şey ters''.
Aman Allahım, Kerem'di bu!Tuttuğu nefesini koyuverdi, onun sesiyle öyle rahatlamış, öyle mutlu olmuştu ki, bir daha görüşmemek için akşam almış olduğu kararları unutup, olduğu yerde hızla genç adama dönüp boynuna sarıldı, sonra dayanamayıp dudaklarına uzandı.Onun bu haline karşı Kerem'in şaşkınlığı kısa sürede yerini mutluluğa bıraktı ve aynı tutkuyla cevap vermeye başladı.Öpüşmelerine ara verdiklerinde Zeynep gözlerini onun gözlerinden ayırmadan, gerçekliğinden emin olmak ister gibi elleriyle yüzünün her noktasını okşayarak yokluyordu. Genç adam mutlulukla gözlerini kapadı,
"Her sabah böyle uyandıracaksan istediğin kadar içebilirsin"
"Kerem, inanamıyorum, nasıl öğrendin burada olduğumu?''

   ''Benim kaçık arkadaşım 'Sevgilin elimde, yarım saat içinde teknede olmazsan bir daha göremezsin, çünkü dertlerimi dinlemekten korkarım ki kendini alkolle boğacak ', diye mesaj attı''

   ''Bak sen, oysa sana haber verirse çekip gideceğimi söylemiştim, demek ki güvenmemek lazımmış''

   ''Canım, biliyorsun biz çocukluktan beri arkadaşız, senin o haldeyken burada olduğunu bana söylememesi mümkün değil, çünkü bunu gizlemenin dostluğumuza indireceği darbenin boyutunu bilecek kadar tanırız birbirimizi'', burnuna bir öpücük koydu, ''Ve kesinlikle güvenmelisin, bunca yıldır hiç boşa çıkarmadı bunu''

Aşk Beklemez #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin