Bölüm 37

10.5K 731 337
                                    

   Merhaba gece kuşları, öncelikle hepimizin cumhuriyet bayramımız kutlu olsun, bölüm biraz duygusallaşıyor sonlara doğru, müziğimizi o zaman dinlemenizi öneririm. Keyifli okumalar....

          Annem yok artık. Beni düşünen kalbi yok. Bitti...

          Anne diyemeyeceğim artık bir başkasına, sesimin anneme seslenirkenki tonuyla

          Biliyorum var olmaz bir daha yok olan şeyler, umurumda değil biçim değiştirişi maddenin, ruh diye bir şey de yok

          Ama gizli sevgiler bulunup çıkarılırsa yüreklerinden insanların

          Çıkarılırsa karanlığından unutuşun yaşanmış olan şeyler

          Ve tek bir insan yüreği gibi çarparsa bir gün insanlık,

          Hiçbir şey yok olmamış olacaktır, dönüşerek sonsuz, büyük ve bütün zamanları birleştiren bir sevgiye

                                                 Ataol Behramoğlu


   Kerem arabada oturmuş bir yandan elleriyle tempo tutturmuş direksiyona vururken bir yandan da Zeynep'i düşünüyordu. Onu düşünürken ağzı istemsizce kulaklarına doğru genişliyordu, hele iş yerine gelme fikri çok hoşuna gitmişti. Aslında farkındaydı, Zeynep onun toplantı hamlesine karşılık vermek için geliyordu, ama bilmediği bir şey vardı o da Kerem'in bundan rahatsız değil aksine çok mutlu olduğuydu. Genç kadını biraz da olsa çözmüştü, hiçbir konuda zorlanmayı sevmiyor, yap dediğin şey ters tepiyor ve inadına yapmıyordu, en iyisi onun fikriymiş gibi düşünmesini sağlamaktı ve Bodrum işinde bunu başarmıştı, biraz önceki olayda da doğru yolda olduğunu anlamıştı.

   Yirmi dakika kadar sonra Zeynep arabaya bindiğinde hala suratındaki gülümsemeyle oturuyordu.

   ''Kendi kendine neye gülüyorsun böyle?''

   Bu soruya kafasını iki yana sallamakla yetinip gülümsemeye devam etti.

   ''Kerem, söylemeyecek misin?''

   Arabayı hareket ettirmeden önce uzanıp dudaklarına sıcak bir öpücük kondurdu, ''Hayır söylemeyeceğim, merak et''

   Şirkete vardıklarında direkt Kerem'in odasına geçtiler. Annesinden dolayı mimarlık ofisine aşinaydı genç kadın, sadece bu oda daha erkeksi çizgilere sahipti,  nefret ettiği abartı ve kasvetin olmaması Kerem'in artıları hanesinde yerini almıştı. Bu sefer kendi kendine gülümseme sırası ondaydı, artı hanesini doldurmak için bahaneler uydurduğunun bilincindeydi tabi. Oturduğu koltuktan çizim masasının başında diğer iki mimarla çalışan genç adama takıldı gözleri, olayları kendi istediği şekilde yönlendirmek için yaptığı oyunların farkındaydı ama şimdilik anlamazdan geliyordu, kişiliğiyle ters düşmediği sürece ses çıkarmayacaktı.

   Sırtı ona dönük olarak masaya eğilmiş bir şeyler anlatan adamı izlerken aklına gelen düşüncelerle yüzü utançla kızarmaya başladı. ama gözlerini genç adamdan çekmesine neden olan bu utanma değil telefonunun mesaj sesi oldu; 'Gözlerin popomdayken dikkatimi toplayamıyorum', eli şaşkınlıkla ağzına gitti, nasıl baktıysa artık hissetmişti işte, hemen cevap yazdı 'Çok seksi ama!!!' onun telefonuna bakıp çaktırmadan gülümsediğini görünce ekledi 'Rahatsız olduysan Çetin'e bakayım biraz da ', genç adamın yanıtı omzunun üzerinden ters ters bakmak oldu.

   Çalışırken ilk tanıştıklarındaki gibi  mesafeli ve otoriter bir havaya bürünmüştü, kendinden emin ama insanları aşağılamayan bir tarzı vardı. Hala hayran hayran onu izlediğini fark edince buraya ne için geldiğini hatırlayıp ayağa kalktı, yanlarına gitti. Mimarlardan biri hoş bir kadın olan İpek idi, aslında onunla ilgili negatif bir his oluşmamıştı içinde ama yine de Kerem'i tedirgin etmek amacıyla kollarını kavuşturup alenen göz hapsine aldı ikisini de. Olmadık yerlerde sorduğu sorularla tacizine devam etti. En sonunda genç adam dayanamayıp mimarlardan ara vermelerini isteyince sessizce gidip koltuğa oturdu tekrar.Odadan çıkanların ardından kapıyı kapatan Kerem onun yanına gelip oturduğu koltuğun kollarından tutup üzerine eğildi,

Aşk Beklemez #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin