Bölüm 7

14.3K 791 94
                                    

Merhabalar,bu hikayeye başlarken 10 bölümde bitireceğimi düşünüyordum, ama daha uzun olacak anlaşılan.Öncelikle hepinize okuduğunuz ve yorumladığınız için teşekkür ederim, multimedyada genellikle bölümün ruhuna uygun müzik oluyor, söylemeyi unutmuşum, okurken dinlerseniz daha iyi olacak gibi...Keyifli zamanlar herkese ...

Görüntüleri arasında karanlık gecenin

Yitirilmiş sevincin düşünü kurdum

Ama kalbimi kırarak beni uyandırdı

Görüntüsü yaşamın ve ışığın

Edgar Allan Poe

Evden çıkar çıkmaz sert esen lodosla birlikte yağmur damlaları çarptı yüzüne, kapşonu kafasında, elleri montunun ceplerinde aşağıya doğru yürümeye başladı.Kış bitmek bilmiyordu, oysa Nisan başlamıştı ama yine bir İstanbul klasiği yaşanıyor, tam havalar ısınıyor derken bir anda yağmur ve soğuk bastırıyordu, bu yıl da baharı atlayıp yaza geçeceklerdi anlaşılan, aslında kışı severdi ama kış gibi olacaktı, kar yağacak, sanki bütün pislikler örtülmüş, kısa süreliğine de olsa beyaz herşeye galip gelmiş gibi hissedecekti, tıpkı Newyork'daki kışlar gibi.Son zamanlarda çok fazla düşünür olmuştu, oradaki evini, yaşamını, arkadaşlarını,..Babasının ölümüyle bazıları destek olmaya gelmişlerdi, özlem giderememişlerdi ama yine de yanında olmaları, onları görmek iyi gelmişti.

Hava koşulları nedeniyle ortalarda pek kimse yoktu, hızlı adımlarla iskeleye geldi, bomboştu, gişeye yaklaştı, 'vapur seferleri iptal edilmiştir' yazısını gördü, beklediği bir şeydi ama yine de bakakaldı, ne yapmalıydı şimdi?, cep telefonunu çıkardı, neyse ki çekiyordu, internetten deniztaksinin numarasını buldu, aldığı yanıt olumsuz oldu, bu havada çalışmıyorlarmış, bekleme salonunun kapısına doğru yürüdü, açıksa orada geceleyebilirdi, kapıyı zorladı ama yok işte açılmıyordu, niye Ozan'ı dinlememişti, yarın sabah gelip akşama dönebilirdi, hem böylece Kerem denen o salakla da karşılaşmamış olurdu, ama yok illa burnunun dikine gidecekti, bu da bir Zeynep Yılmaz klasiğiydi işte!

Kendisiyle kavgasını sonraya bırakarak otel bulmak için etrafına bakındı,Halki Palas'ı duymuştu, oraya gidebilirdi, yol tarifinden baktığında bulunduğu yere evden daha uzak olduğunu farketti, ya o eve geri dönecek ya da yer olduğunu umut ederek otele gidecekti, evet ev daha yakındı ama O'nunla sabaha kadar aynı ortamda özellikle de o evde kalmak istemiyordu, söylene söylene otelin olduğu yöne doğru yürümeye başladı.

İskeleden uzaklaşıp yazlıkların olduğu bölgeye yaklaştıkça ışığı yanan ev sayısı azalmıştı, rüzgarın ve yağmurun sesine ara ara köpek uğultuları eşlik ediyordu, korkmaya başladı, adımlarını hızlandırdı.Birden aklına oteli aramak geldi, ya boş yere gidiyorsa? ; telefonuna baktı, bu alanda çekmiyordu, çaresizce durakladı, ne ileri ne geri gidebiliyordu..

**************************

Kerem kapanan kapının arkasından öylece bakakalmıştı; bir yanı Zeynep'ten kurtulduğu için seviniyordu, onunla daha fazla aynı ortamda olmak istememişti, aralarındaki çekimi anlayacak yaşa ve tecrübeye sahipti, fakat bu çekim işleri iyice arapsaçına döndürmekten başka bir işe yaramazdı; bir yanı ise boşlukta kalmış gibiydi.Ne kadar aksi, ukala, dikbaşlı olsa da hatta bugün girişte fena halde hakkından gelse de O'nun gitmesi bir eksiklik oluşturmuştu içinde.Peşinden gitse miydi?, bu düşünceyi hemen aklının gerisine itti, hala kapanan kapının önünde dikilip kaldığını farkedince, kafasını sallayıp salona geçti, pencereler zangırdıyordu, kapıyı ve camları kontrol etti, Zeynep ne yapıyordu acaba, korkuyor muydu? 'Yok canım'diye geçirdi içinden, ondaki tavan yapmış egoyla korku filan bilmezdi, zaten korkulacak ne vardı ki?, bu mevsimde adada sadece yerleşik halk bulunurdu ki onlar da birbirini tanırdı, yazlıkçılar ve günübirlikçiler için hava şartları henüz uygun değildi.Ama İstanbul'a geçemezse ne yapardı?, Ne yapacaktı canım, koca kadındı bakardı başının çaresine, otele filan giderdi..

Aşk Beklemez #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin