Bölüm 33

11.1K 728 258
                                    

Sevgili arkadaşlar hikayemiz 100000 okunmayı geçmiş, hepinize tek tek teşekkür ediyorum. Bu sefer Türkçe bir parça kullandım, iyi okumalar...

Her şey seni bekliyor her şey gelmeni

İçeri girmeni

Senin elinin değmesini

Gözünün dokunmasını,

Ve her şey tekrarlıyor

Seni nice sevdiğimi...

Cemal Süreya

''Aşk olsun dede, hala unutamadın o olayı?''

   ''Unutulacak bir şey mi, yüreğime indiriyordu zibidi''

   Kerem iyice meraklanmıştı, ama soramıyordu da, onun bakışlarının farkına varan Deniz yetişti imdadına,

   ''Ablam Amerika'dayken Ozan'la tanışıp arkadaş olduğu dönemde dedem arıyor bir gün, telefonu Ozan açıyor ve gayet rahat bir biçimde 'Zeynep duşta, müsait değil, iletirim kendisine' gibi laflar ediyor, dedem burada şok tabi, Ozan'ı da tanımıyor o zamanlar, arkadaşlıklarının derecesini bilmiyor''

   ''Şimdi tanıyor ama, bu bir şeyi değiştirmiyor'' dedi babaannesi, ''Ne kadar iyi bir çocuk aslında''

    ''İyi çocuk ama zibidi , fırlamanın teki''

    ''Ama dede, kardeşim gibi o benim''

   ''Ozan'ı tanıyorum, çok düzgün bir adam'' dedi Kerem rahatlamış bir şekilde.

   ''Düzgün düzgün, benim torunumdan uzak dursun da''

   ''İlhan Bey bir kere kıl kaptı ya artık ağzıyla kuş tutsa yaranamaz bitti''

   ''O da lafını bilecekti hanım, hem kızın telefonunu açıyor hem de karşıdaki kimdir nedir bilmeden abuk subuk konuşuyor, neyse başka konu mu yok, tazele bakayım şu rakımı Umut''

   ''Hayır dede o kadar yeterli, istersen limonata vereyim bak yengem taze yaptı''

   Yemeğin devamı sorunsuz geçti, genç adam arada çaktırmadan Zeynep'i izliyor, onun ailesine olan bağlılığı, onlarla sevgi ve saygıya dayalı olduğu belli olan ilişkisi hayranlığını arttırıyordu. Baştan sinir olduğu Umut'u tanıdıkça oldukça esprili biri olduğunu görmüş, Zeynep ve Deniz'e olan düşkünlüğünü anlamıştı.

   Yemek bitmiş, kahveler içilmiş, ayrılık vakti gelmişti. İkisi de bunu hiç istemeseler bile başka çareleri yoktu.

   " Biz biraz çıksak mı şöyle dördümüz?", bunu söyleyen Umut'a minnetle baktı Zeynep, ama

   "Oturun oturduğunuz yerde, geç oldu, sabah yola gidecekler. Ne içecekseniz burada için işte..Ben yatıyorum" diyen dedesiyle suratı düştü.

   Kerem ses çıkarmadan, keyifle ondaki değişimleri izliyordu, yüzünün önce parlaması, sonra solması çok çok tatlıydı.   Şu an tek istediği ona sımsıkı sarılmak ve kokusunu içine çekmekti, ama İstanbul'a kadar beklemek zorundaydı. Hem kendine hakim olmak hem de dedesini kızdırmamak adına kalkması en yerinde davranış olacaktı.

   "Ben artık gideyim, sabah kaçta çıkarız?

   "Onbir iyi mi kızlar? Sen arabayı al, sabah gelirsin çıkarız, oldu mu?" Hem Kerem hem kızlar onayladılar Özlem'i.

   "Kerem oğlum sen onda kahvaltıya gel, sonra çıkarsınız" dedesi geceyi noktalamıştı.

   Onun gitmesiyle içinde oluşan boşluğu düşünmemek için mutfağı toplamaya girişti.Annesiyle babaannesi de gelmiş sohbet ediyorlardı.

Aşk Beklemez #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin