Bölüm 38

10K 669 292
                                    

Herkese merhabalar, bölüm şiirimiz dün kaybettiğimiz büyük şair Gülten Akın'a ait, huzur içinde uyusun... Müziğimiz hazır, siz de hazırsanız iyi okumalar efendim...

Seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim

'Uyandım bir sabah gibi' değil, öyle değil

Nasıl yürür özsu dal uçlarına

Ve gün ışığı sislerden düşsel ovalara

Seni sevdim, sevgilerim senden geçerek bütünlendi.

Seni sevdim, artık tek mümkünüm sensin.

Gülten Akın

Zeynep uyandığında saat sekizi geçmişti, başını ensesine sokmuş uyuyan genç adamın nefesini hissetmesiyle yüzünde tebessüm oluştu, nasıl böyle rahat edebiliyordu anlamıyordu, kendisi asla burnu kapalıyken uyuyamazdı, o yüzden hiç bir zaman sevgilisinin göğsünde ya da boynunda bütün geceyi geçirebilen kadınlardan olamayacaktı ne yazık ki..

   Akşamı düşündü, Ahmet Bey'in gelmesini, nazik fakat bir o kadar da bağlayıcı sözlerini...Ona cevap verememişti, olayların bu kadar hızlı ilerlemesi, hatta kontrolünden çıkması onu tedirgin ediyordu. Kerem'le olmak istiyor ama bir yandan da işlerin bu kadar ciddiye binmesini istemiyordu, bu ilişkide dengeyi nasıl kuracaktı, işte onu bilemiyordu. Zaten genç adam da ona bu konuda hiç yardımcı olmuyordu.

   Ahmet Bey'in isteği üzerine iki-üç parça daha çalmış, son parçada Buğra da onlara katılmıştı. Yaşlı adamın kendi dairesine çıkmasından sonra biraz daha oturup sohbet etmişler, sonra da bir Zeynep Yılmaz klasiği olarak uyuyakalmıştı.En son hatırladığı Kerem'in onu yatağa yatırıp 'kapıları kontrol edip geliyorum' dediğiydi.

   Yavaşça yerinden kalkıp kıyafetlerini alıp banyoya geçti, günlük bakımını yaptıktan sonra ince askılı, uzun, tiril tiril beyaz elbisesini giydi, astarının bile  tülbent gibi bir kumaştan olması yaz sıcağı için ideal kıyafet yapıyordu, saçlarını tepede toplayıp çantasında unuttuğu rujunu almak üzere banyodan çıktı. Çıkardığı rujunu sürmek üzere dudaklarına götürmüştü ki Kerem'in sesini duydu,

   ''Gelin gibi olmuşsun''

   ''Uyandın mı uykucu?'' dedi o tarafa doğru dönerken.

   ''Söyleyene bak, odaya döndüğümü bile fark etmedin, mışıl mışıl uyuyordun''

   ''Evet ya, dayanamadım yine'' tekrar ruj sürmeye yeltendi.

   ''Dur, sürme ruju!'' diyen Kerem yanına yaklaştı, ''Önce günaydın öpücüğümü alayım'' , dudaklarını birleştirirken kollarıyla  belini sıkıca  sardı. Zeynep öpüşüne karşılık verdikten sonra güçlükle uzaklaştırdı kendini,

   ''Geç kalmayayım, baban bekliyor''

   ''Daha vaktin var, toplantı saat onda'', öpmeye devam ederken bir yandan da genç kadını geri geri ilerletip yatağa enlemesine yatmasını sağlamış, üzerine eğilmişti.

   ''Kerem baban diğerlerinden önce gelmemi istedi'', onun baştan çıkarıcı ellerini ve dudaklarını düşünmemeye çalışıyordu, kendi ellerinin ne ara onun ensesinde dolaştığını anlamadan. Ama genç adamın durmaya hiç niyeti yoktu, dudakları boynundan omuzlarına inmiş, askıları ittirmiş, göğüslerine doğru ilerlemeye başlamıştı.

   ''Bir şey olmaz, beş on dakika önce çıkarsın, gideceğin yer üst kat nasılsa'' dedi boğuk bir sesle.

   Zeynep kendini onun dokunuşlarına bırakmadan önce ''Kapı'' diyebildi son bir gayretle.

Aşk Beklemez #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin