Bölüm 58

7.8K 608 227
                                    


   Merhaba gece kuşları...Çarşamba rutinimize dönelim diye bölümü yetiştirmeye çalıştım, yorumlarınızla fikrinizi alırım artık. Fotoğraf Moda'dan, müziğimiz Adele'den 'Love Song', keyifli okumalar dilerim...

İki kalp arasında en kısa yol:

Birbirine uzanmış ve zaman zaman

Ancak parmak uçlarıyla değebilen

İki kol

Cemal Süreya


''Bak ben...''

''Git Kerem, çirkinleşmeyelim''

Gidemezdi, böylesine saçmalayıp, böylesine kırıp döküp gidemezdi, ''Zeyne..''

Daha fazla konuşturmadı genç kadın, "Babam evliydi ve onunla ilişkiye giren annen de bunun pekala farkındaydı. Evet bir yanlış yaptı. Ama bu yanlışı tek başına yapmadı. Aradan neredeyse bir yıl geçmesine rağmen senin farkında olamadığın şey ben ne annene benzerim ne de babama''

Çaresizlikle gözlerini kapattı, yılgın bir sesle konuşmaya başladı, ''Üçüncü şahıslar yüzünden bizi harcayamayız''

''Üçüncü şahıslara gerek bile kalmıyor Kerem sen yetiyorsun, görmüyor musun?''

''Ben, çok üz....''

''Git lütfen!''

Genç adam bir atak daha yapmak istedi ama onun bakışlarıyla durdu, sıkıntılı bir nefes aldı, ''Peki, şimdi gidiyorum, ama bu konunun ilişkimize zarar vermesine izin vermeyeceğim'' , yerinden kalktı, bir kaç adım atmıştı ki geri döndü, hala tüm ifadesizliğiyle koltuğunda oturmakta olan Zeynep'e yaklaştı, alnına uzun bir öpücük kondurdu, ''Seni özleyeceğim'' dedi ve çıktı odadan.

Kapanan kapının arkasından zorlukla tuttuğu gözyaşlarını bıraktı genç kadın, dışından sessizce akan gözyaşlarına içindeki çağlayan eşlik ediyordu.

Kerem hastanenin bahçesine çıktığında boğulacak gibi hissediyordu. Nasıl böyle bir aptallık yapabilmişti? Bu kadar hassas bir konuda böylesine patavatsızca konuşmak olmamıştı. Daha ağzından çıkarken pişman olmuştu, sonunda her şey istediği gibi ilerlerken ve bu aşamaya gelmek için o kadar uğraş vermişken yaptığı tam bir geri zekalılıktı. Tekrar geri dönmekle arabasına gitmek arasında kısa süreli bir kararsızlık yaşadı. Ama Zeynep'i biraz yalnız bırakmak daha iyi olacaktı, üstüne giderse her şey ters tepebilirdi. Arabasına bindiğinde aklına gelen düşünceyle Ozan'ı aradı;

''Kerem, naber dostum?''

''Ozan ben iş için Mardin'e gidiyorum, Zeynep'i bu gün yalnız bırakmasan olur mu?''

''Hayrola, isteme öncesi kaçacağından mı korkuyorsun? Fakat ne yalan söyleyeyim. ben de korkuyorum''

''Ya ben bir salaklık ettim, kırdım onu. Şimdi kendiliğinden anlatmayabilir, sen yanında olsan, dinlesen hatta bu ahmak kafalı adamın ona deli gibi aşık olduğunu söylesen...''

''Hıımm, durum o kadar vahim yani... Pekala, zaten nöbet sonrasıyım, erken çıkacağım, giderim yanına''

''Sağ ol dostum, bu çok iyi olur''

''Senin için değil, kendimi düşünüyorum, sevdiği adamla arası bozulmuş bir Zeyno hiç çekilmez, başıma kalmasın diye sana yardım edeceğim''

Telefonu kapattığında bir nebze de olsa rahatlamıştı. Zeynep yalnız kalmayacaktı, çünkü biliyordu bugünkü olayı asla kendiliğinden anlatmazdı kimseye, ama içine atmasını da istemiyordu, konuşup deşarj olmalıydı. Bakalım kendisi nasıl rahatlayacaktı? Kendisini nasıl affedecekti?

Aşk Beklemez #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin