Kenan, Hakan'ın anlattıklarını dinledikten sonra:
-Bu kadar mı? diye sordu.
-Ne bu kadar mı? Daha ne olsun abi? Evliymiş diyorum.
Kenan gülmeye başladı. Sonra da, daha az önce varlığından utandığı göbeğini hoplatarak kahkaha atmaya. Hakan karşısında soğuk terler döküyordu. Sinirlenmişti. O ana kadar kucağında titreyip duran ellerini yumruk yaptı ve yavaşça sıktı:
-Neye gülüyorsun? Çok mu komik?
Kenan arkadaşının alınmasını istemediğinden derin derin nefes aldı ve kahkahalarını sonlandırmaya çalıştı:
-Yok yok ondan değil. Ben de kocası falan duydu, olay çıktı sandım senin haline bakınca... Oğlum ne olacak sanki evliyse evli.
-Yok. Kocasının haberi yok ama... Ben evli bir kadınla. Yok abi yapamam ben öyle şey.
-Oğlum sen bu kadına aşık mısın? Eh haline bakılacak olursa sırılsıklam aşıksın. O da sana karşı boş değilmiş. Kendi ağzıyla söylemiş işte rahatsız olmadım, ben de etkilendim diye.
-Ama bu onun başka biriyle evli olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
-Amaan... Takıldığın şeye bak. Oğlum üç günlük dünya... Keyfine bak.
Hakan afallamıştı. Olayı hiç böyle düşünmemişti. Ona göre bir insan evliyse veya nişanlıysa, sözlüyse hatta başka birisinin sevgilisiyse bile ondan o manada uzak durmak gerekirdi.
-Abi olur mu öyle şey. Ben başıma dert almak istemiyorum. Ama o aklımdan çıkmıyor. Şimdiye kadar hiç kimseden böyle etkilenmedim ben. Aklım fikrim o oldu. Yatıyorum o, kalkıyorum o... Yemek yerken, otururken, yürürken hatta konuşurken bile o aklımda. Önceden bir umudum vardı. Şimdiyse...
-Hakan. İyi de senin bugüne kadar hiç uzun bir ilişkin olmadı ki. Gömlek değiştirir gibi sevgili değiştirirsin sen. Bu duruma bu kadar takılmış olmana sebep bence kesinlikle elde edememiş olman. Neden en başından gidip konuşmadın?
-Yapamadım. İlk gördüğümde resmen çarpıldım abi. Ne zaman konuşmayı düşünsem titremekten başka bir şey yapamadım. Kalbim ağzımdan çıkacak gibi oluyordu.
Hakan duygularını tüm çıplaklığıyla anlattığı için kendini biraz garip hissetmişti. Gözlerini kaçırdı. Kenan'ın yeniden gülmeye başlamasıyla gözlerini ona dikti:
-Sana da iyi maskara olduk. Anlattığıma pişman ettin abi.
Kenan umursamaz bir tavırla bıyık altından güldü:
-Yok be oğlum. Bak sen al hatunu, onun da gönlü varmış. Gez, toz,tadını çıkar. Sonra tekrar bana gel konuş. Bak bakalım bu kara sevdalı hallerinden eser kalacak mı?
Hakan dirseğini masaya dayamış, eliyle şakağını ovuyordu. Başı ağrımıştı belli ki.
-Yani sen... Bu kadar takma mı diyorsun bu evlilik mevzuunu?
-Aynen! Takma. O takmıyorsa hele sen hiç takma.
Hakan düşünceli bir iç çekişten sonra hızlıca bardağında kalan çayın son yudumunu da içti:
-Ben geçiyim odama artık. Sonra görüşürüz. Dedi ve yavaş adımlarla kendi masasına yöneldi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanılgı
General FictionArkadaşına onun hayatıyla ilgili tavsiyede bulunurken her şey kolay görünmüştü gözüne. Ama sözlerinin kör bir kurşun gibi hayatını delip geçeceğini tahmin edememişti.