Bölüm 4

173 6 5
                                    

( Görselde Kenan var.)

Hakan Kenan'la konuştuktan sonra kendini rahatlamış hissetmesine şaşırmıştı. Sabahtan beri içini kemirip duran o duygu yerini biraz boşvermişliğe bırakmıştı sanki. Şimdi çelişkili duygularla dolan beyni bir karara varmaya çalışıyordu.

Sahiden herşey Kenan'ın söylediği kadar kolay olabilir miydi? Evli bir insanla beraber olmak onun düşündüğü kadar büyük bir problem değil miydi? Peki ya kadının kocası duyarsa ne olacaktı? Ya başına olmadık belalar alırsa? Bunları göze alacak kadar mı aşıktı Selin'e?

Hakan bunları düşünerek akşamı etmişti. İş çıkışı dalgın dalgın caddeye doğru yürürken birinin arkasından seslendiğini duydu. Dönüp arkasına baktı. Bu Kenan'dı.

-Hakan! Beklesene. 

Kenan hızlı adımlarla yaklaşırken Hakan yavaşlamıştı. Sonunda nefes nefese kalan Kenan kilolarına içinden bir küfür savurdu ve Hakan'ın yanına geldi.

-Yine dalgın dalgın yürüyordun. Konuştuklarımız bir işe yaramadı mı?

-Yok abi ben de konuştuklarımızı düşünüyordum. Ne yapacağıma bir türlü karar veremiyorum.

-Bak Hakan ben sana bir şey anlatayım. Bir çocuk daha bıyıkları yeni terlerken, mahallesindeki küçük bir kıza aşık olmuş. Aralarında 7-8 yaş varmış. Kız daha çok küçükmüş ama güzelliği, tatlılığı çocuğun aklını başından almış. Çocuk kızın etrafında pervane oluyormuş. Ne isterse ne söylerse yapıyormuş. Ondan başka hiç bir şey düşünemiyormuş. Her gece onunla bir gün evlendiğini hayal ederek uyuyor, her sabah onun hasretiyle uyanıyormuş. Seneler böyle geçmiş. Kız büyümüş güzel bir genç kız olmuş bizim şaşkoloz çocuk da vasat bir delikanlı. Büyüdükçe kıza olan aşkı da büyümüş. Artık daha bir deli sever olmuş kızı. Ama bir türlü açılamamış. Kendini beğenmemesinden korkuyormuş. Bir de kızın ona abi diye hitap etmesi canını çok yakıyormuş. Günün birinde mahallede bir dedikodu duymuş. Uğruna yanıp tutuştuğu kızın bir delikanlıyla konuştuğu söyleniyormuş. Bahsedilen kişi mahallenin en zengin ailesinin tek oğluymuş ve çok da yakışıklıymış. Bunu duyduğunda önce öleceğini sanmış. Sonra o çocuğun ağzını burnunu kırmayı. Ancak bunun hiç bir işe yaramayacağını, kendisini kızın gözünde küçük düşüreceğini biliyormuş. Bu yüzden başka bir plan yapmış. Pusuya yatar gibi kızın nereye gittiğini, nerden geldiğini, ne yaptığını izlemiş günlerce, hangi saatler arası yalnız kaldığını not etmiş ve planı için gerekli herşeyi ayarlamış. Kızın okuldan döndüğü saatte babasının eski arabasıyla sokağın köşesinde beklemiş. Kız yanından geçerken camı açıp seslenmiş ve arabasıyla bırakmayı teklif etmiş. Kız da yıllardır güvendiği, abi dediği çocuğun arabasına binmiş. Arabada kıza ilaçlı bir içecek vermiş ve sıcaktan bunalan kız da içeceği memnuniyetle kabul etmiş. Çok klişe bir plan ama harika bir şekilde işe yaramış. Kız bayılmış ve o da kızın fotoğraflarını çekmiş. Kız uyandığında ise her şeyi eski haline getirmiş ve kızı sıcaktan fenalaştığına ikna etmiş. Hatta kız uyandığında hastane kapısındalarmış fakat kız birşeyi olmadığını, eve gitmek istediğini söylemiş. Hatta çocuğa onu hastaneye kadar getirdiği için teşekkür bile etmiş. 

Hakan hikayenin burasında dayanamamıştı:

-Vay hayvan vaay. Kıza bir şey yapmış mı peki?

Kenan biraz bozularak:

-Yavaş ol oğlum. Daha hikayenin sonunu dinlemedin. Ama merak ediyorsan söyleyeyim. Hayır kıza elini bile sürmemiş. Sadece fotoğraflarını çekmiş ve kızın konuştuğu çocuğun annesine göndermiş. Tabii bu olaydan sonra kızın namı almış yürümüş bütün mahallede. Kimse artık bu kızla evlenmek istemezken... Kurtarıcısı gelmiş.

-Yok artık ya. Hem kızı rezil etti hem de kendini onu bu rezillikten kurtaran kişi olarak gösterdi. Adam tam...

Hakan lafını bitiremeden Kenan araya girdi:

-Tam aşıkmış değil mi? Tam deliymiş kıza. Evet kız onunla evlenmeyi kabul etmiş ve evlenmişler.

-Yapma ya!

-Evet evlenmişler. Yani sana söylemeye çalıştığım şey insanlar aşkları için neler yapıyor anladın mı? Tabi ben seninkinin gerçek bir aşk olduğunu bile düşünmüyorum. Çünkü sen şıpsevdi adamsın, yarın başka birini bulursun.

-Yok bu sefer öyle değil. Bu sefer çarpıldım diyorum anlasana.

-Tamam öyleyse neden vazgeçen sen olacaksın? Savaş ve al onu. Kocası vazgeçsin. Zaten araları bozuk olmasa hatun sana yeşil ışık yakar mı?

-Yani benim yüzümden boşansın mı? Gerçi onu başkasına bırakırsam da ben ölecekmişim gibi hissediyorum ama.

-Boşansın ne var. Dünyada ilk boşanan o mu olur? Oğlum düşünme artık. Geçici bir hevesse al hevesini gönder. Yok daha farklıysa da o boşanır, evlenirsiniz.

-Kulağa pek hoş gelmiyor dimi? Hakan çaresizce başını eğmişti.

-Hayat bu. Güçlü olan ayakta kalır. Ve güçlü olmak için biraz acımasız olmak gerekir.

-Tıpkı anlattığın hikayedeki gibi.

-Evet aynen onun gibi. 

Kenan bunu söylerken sesinin titrediğini Hakan'ın anlamamasını umdu. Ne de olsa anlattığı hikayedeki kişinin kendisi olduğunu bilmesini istemiyordu.

YanılgıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin