Cesaretlik

1.1K 86 14
                                    

Okulun son günleri yine boş dersler ve boş dersleri değerlendiren bizler... Doğuruluk mu? Cesaretlik mi? Bu oyunu oynamak kadar eģlenceli bir oyun yok. Rüzgâr şişeyi çevirdi.

"Doğruluk mu? Cesaretlilik mi?"dedi.

"Cesaretlilik"dedim

"Pekala"dedi "Beni baştan çıkar."

"Yapmam"dedim kesin bir sesle asla yapmazdım yapamazdım evlenemeden olmazdı.

"O zaman beni öp"dediğinde muzipçe güldüm yer belirtmediği için yanağına bir öpücük kondurdum.

"Hile lan bu"dedi Kaan. "Hileci seni!"

"Tamam yeter"dedi rüzgâr.

"Döndür Cemre"dedi Kaan. Benimle Öykü geldi.

"Doğruluk mu? Cesaretlik mi?"dedim.

"Doğruluk"dedi kimi sevdiğini biliyordum ve onu söylesin diye onu soracaktım.

"Kimi seviyorsun?"dedim. Kaşları çatıldı bence söylemeyecekti utanırdı.

"Hmm şey."dedi "Kaan" dediğinde ben bile şok olmuş ilk defa duymuş gibi davrandım çünkü söylemezdi söyleyemezdi... Herkes şok olmuştu ama kaan gülmeye başladı.

"Sen bana mı aşıksın?"dedi kahkaha atıyordu. "Oy kıyamam ya. Ben sana bakmam bu tipe kim bakar?"dediğinde Öykü koşarak sınıftan çıktı.

"Tebrikler kaan"dedim ve bende koşarak çıktım tuvalete gittiğimde ağlama sesleri duydum ve o kabine yöneldim.

"Ben çok üzgünüm öykü"dedim pişmanlık duyarak "ama intikam alacağız seni çok güzel yapacağım o zaman kaan peşinde sürünecek"dediğimde kapı açıldı.

"Gerçekten mi?"dedi ve bana sarıldı.

"Gerçekten"dedim bunu yapacaktım. "Hadi eve gidelim"

"Tamam"dedi. Okuldan çıkarken mert beni durdurdu.

"Hey yavru civciv"dedi gülümserken

"Oo zekâ küpü"dedim ciddiydim çok çalışkandı.

"Nerelere böyle?"dedi. "Bu yanındaki güzel kız niye ağlıyor?" cidden zekiydi bir kızla konuşmayı çok iyi biliyordu.

"Boşver zekâ küpü gözdeye selam söyle gitmemiz gerek"dedim

"Görüşürüz civciv"dedi.

Koleje gitmemize rağmen minibüsle gitmek hoşuma gidiyordu. Minibüse bindiğimizde ikimizde sessizdik ve bu sessizliği öykü bozdu.

"Keşke kaan'da mert gibi iyi davransa"dedi iç çekerek "o çok iyi bir çocuk yakışıklı da ama kaan gibi değil gözümde" sesi ağlamaklıydı.

"Şş tamam"dedim "evde konuşucağız o zaman herşey planlı olacak"

"Kimse hastalığımı bilmiyor" dedi "bu yüzden bana çirkin diyorlar"

"Kimse bilmeyecek ve sen çok güzel bir kızsın"dedim.

Minibüsten düşmek nasıl bir duygu bilir misiniz? Ben bilirim ayağın birbirine takılır ve yerle öpüşürsünüz ve arkadaşların yerle ilişkiye girdiğinizi görürse götüyle güler.

"Hiç komik değil"dedim kaşlarım çatık pantolonumu silkelerken iyi ki şort etek giymemiştim.

"Bence çok komik"dedi gülmemek için kendini tutarken. Haklıydı bende kendime gülerdim.

"Tamam gül"dedim "ben olsam bende gülerdim kendime" kahkaha atmaya başlamıştık ben hep böyleydim arada bir şarkı da söylerdim. Acımadı ki diye şarkı söylediğim için erkek arkadaşım beni çocuksu bulup benden ayrılmıştı.

"Kapıyı açacak mısın?"dedi düşüncelerimden beni çekip çıkaran öykü.

"Tamam be dalmışım" dedim "ama denize" bu esprime yüzünü buruşturdu ve ben kahkaha atmaya başladım. Eve girer girmez. Odama hucum ettik.

"Ilk bu hastalığın tedavisine bakalım"dedim "ardından tedavini olursun ki zaten çok güzel bir kızsın hastalık seni korkunç gösteriyor."

"Hastalığın tek tedavisi"derin nefes alıp bıraktı "bağışıklık ve benim bağışıklığım çok zayıf" sesindeki umutsuzluğun tadını alıyordum.

"Umutsuzluğa kapılma bağışıklığını güçlendirecek ilaçlar alırız. dedim sesimde umut vardı. "Bak şimdi bunları araştırırız. Bağışıklık kazandın diyelim. Kızım ilk kendine inanman gerekli ve apaçi gibi giyinmeyi bırakmalısın ve ona sexy davranmalısın ama fazla yakınlaştığınızda seninle dalga geçtiğini yüzüne vurmalısın."

"Haklısın"dedi. "Yarın ilk işimiz bana alışveriş yapmak sonra hastalığa çare buluruz"sesi daha umutluydu.

"Şimdi evine git iyice uyu,meyve sebze falan ye, abur cubur yasak"dedim "bağışıklığını güçlendirmelisin."

"Tamam anne"dedi ve aşağı inmeye başladık.

"Görüşürüz tatlım"dedim.

"Görüşürüz" dedi. Kapıyı kapatıp üst kata koşmaya başladım. Telefonumu aldığımda 13 cevapsız arama hepsi de Rüzgardan gelmişti hemen onun numarasını tuşladım.

"Hele şükür açabildin be kızım"dedi alkol almıştı. "Sen beni burda bırakırsan beni yavrularım alır" bu cümleyi kurdu. Gözlerim dolmaya başladı.

"Ne var? Rüzgar"dedim "Yavruların bırakabilmişsin bana döndün"

"Anlatmamı ister misin?"dedi "Seninle yapamadıklarımı anlatmamı ister misin?"

"Ne olur anlatma"dedim ağlıyordum ama hıçkırıklarımı yuttuğum için sesim normal geliyordu. "Evlenmemiz lazım,ben senin yavrularından değilim!"

"Evlenmek mi? Ben evlenmem ki" bu kadar kelimeden buna mı takmıştı.

"Cidden acınacak haldesin"dedim "Bitirelim mi istiyorsun?"

"Bana uyar bana kız çok"dedi gülüyordu.

"Bitti o zaman"

"Bu sefer olmaz bu kaçıncı? Bu affedilemez birşey ve ben bunu her seferinde affediyorum"

Kahkaha sesleri kulağımda yankılanıyor. "Affediyormuş da" bu ses Rüzgar'ın sesi... Gözümün önüme yaptıkları tiksindirici şey geliyor.

"Bunları birlikte yapacaktık güzelim sen kaybettin"diyor bana.

Ağlıyorum hıçkırıklarımı yutmuyorum,yutamıyorum.

"Şş ben geldim"diyor tanıdık ses. Mert bu. "Hadi uyan kabus bu"

Gözlerimi araladım Mert saçlarımı okşuyordu. "Ben geldim sakin ol bu bir kabustu"

"Bu kaçıncı mert?" dedim "Bu sefer affedilmeyecek"

"Tamam" dedi "hadi gel kafanı dağıtalım. Mert cidden çok iyi biri.. Playstation'ı ayarladı ve futbol oyununu açtı bize ne zaman gelse hep getirirdi. Kafam dağılırdı.

ZaaF(Düzenleyeceğim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin