Rüzgâr'dan
Bunca zaman boyunca sevgilimdi. Umursamadım ve şuan ölüyordu. 1 ayı kalmıştı. Benim laflarımı içkiliyken ona sarmamı çekip ölecekti. Sanırım ben onu çok güçlü gördüm gözümde benim yüklerimi taşıyacak kadar güçlüydü herşeyin gücü bitermiş ama ben onun bitmez sanırdım.
Hastaneye doğru giden yola saptım aniden belki onu bir daha göremeyecektim. Bu yüzden gitmeliydim yanına eminim benden kaçacaktı. Bana kızacaktı belki de vuracaktı. Vursun ama ölmesin istiyordum. Bu zamana kadar sadece onu istememişim onu anladım onu sevmişim...
Belki de doğrudur o gidince güçleneceğim belki de zayıflayacağım ama emin olduğum tek şey var onu gerçekten sevmişim yada seviyorum.
Arabayı usulca otoparka park ettim. Önüme gelen ilk hemşireye onu sordum. "Cemre Poyraz nerde?" dediğimde kadın bunu beklemiyormuş gibi baktı önce. "Gelin bakalım."dedi kadın bilgisayara oturdu biraz bekledi en sonunda "3. Katta 203. Oda" dediğinde teşekkür etmeden koştum.
İçeri aniden daldığımda Mert kafasını uzatıp baktı. "Beklenmedik misafirler sevilmez Özen." dedi. "Misafirlerinizi ne zamandan beri soyadlarıyla konuşursunuz. Demir." dedim.
"Ayrıca senin için değil. Onun için geldim. Onu görmek istedim sadece. Merak etme çok uzun olmaz." dediğimde ağladığını farkettim ağlamış mıydı? Ben en son ufakken görmüştüm ağladığı sinir krizi geçirirken ağlardı. "O seni istemiyor görmek!"diye bağırdı.
"Sana sormadım onun cevabı ilgilendirir beni." diye direttim. Cemre usulca kızarmış gözleriyle bana baktı ardından Mert'e. "Bırak kalsın diyeceği yalanları merak ediyorum"dedi Cemre.
"Mert sen çık."dedi ardından. "Ne saçmalıyorsun?"diye çıkıştı Mert. Cemre ona baktığında kapıya yöneldi "eğer ona dokunursan seni sikerim." dedi ve çıktı.
"Biliyorum aptalca gelecek ama son bir kez görmek istedim seni. Yaptıklarımdan pişman mıyım? Bilmiyorum ama ya sen gidince ben zayıflarsam hani sen zarar görünce ben mutlu oluyorum sanıyorsun ya,zayıf düşersem ne olacak? Bu neyi kanıtlayacak ben bunun cevabı içinde geldim buraya." dedim.
"Hâlâ kendini düşünecek kadar bencilsin belki ders almışsındır diye düşümüştüm. Hâlâ lanet olası gücünden bahsediyorsun bana bu kadar önemli bu güç olayı. Herkes zayıf düşecek sen bile. Ama şunu bil ki Mert senden güçlü kalacak."dedi nemli gözleri gözlerime çarpıyordu.
Yanına yaklaşıp koltuğa oturdum. Kulağına yaklaşıp "Üzgünüm ama kendimden ödün veremem bu bana aykırı Cemre. Ödün verdikçe yıkılırım." dedim sesim titremişti.
"Sorunda bu zaten ödün vermiyorsun soğuksun ve itici. Sadece seni düzeltirim diye çıktığımı seninle yada ödün ver diye çıktığımızı mı sanıyorsun benim senden bana ödün vermeni değil sevmeni istedim ve sanırım. İstediğim şeyi yapamadım. Ben çabaladıkça sen yıktın. Ben ufak bir çocuktum Rüzgâr kum havuzunda oynayan ufak bir kız çocuğu sende benden olgun bir çocuktun geldin ve kulemi sen yıktın ama bir kerecik izin vermedin benim senin kulene girmeme şimdi izin versende girmeyeceğim."dedi durduk ikimiz öylece. "Çıkabilirsin artık. Beni öldürürken görmüyordun öldüğümü şimdi ölürkende görmene gerek yok!" dediğinde ayağa kalktım ve odadan çıkmak için hareket ettiğimde bir kez daha gözlerine baktım bu sefer aşk değil öfke görüyordum.
Cemre'den
Ne istiyorlardı benden ölüyordum zaten onların öldüremediğini küçük bir kanser yapıyordu bana mutlu olması gerkirken gelip beni ziyaret etmekte neyin nesiydi? Ziyaret değil pardon hesap sorma gibi bir şeydi bu. Niye ölüyorsun der gibi, daha ben öldürecektim der gibiydi.
Mert içeri girdi ve sorgulayıcı gözlerle baktı. "Bir şey yok sadece konuştuk."dedim. "Bugün buradan çıkacağız ve en güzel bir ayımızı yaşayacağız ve buna hiç kimse engel olamayacak."dedi.
Keşke hayatımıza önceden girseydi dediklerimiz vardır yada hayatımdayken kendi belli etmesi gerekenler... Mert belli ediyordu ama ilgi çekmiyordu.
Öleceğimi abime, anneme, babama nasıl anlatacaktım. "Ben beyin tümöründen öleceğim mi?" olacaktı cümlem belki ayın son günü söylerdim. Onları sevdiğimi ama herkesin birgün öleceğini ve benim için o güne sayılı günler kaldığını falan söylerdim. Günlüğüm kimin olacaktı içindeki tüm duygularımı Mert'in okumasını isterim.
Dip Not: Arkadaşlar günlükten bilerek bahsetmedim. İlerleyen bölümlerden en son yazdıklarını ve yazacaklarını sizlere yazacağım. (Çok boktan cümle oldu neyse.) yine kısa bir bölüm olayları bölüp bölüp bölüm yazmayı tercih ediyorum bu yüzden kısa yani. İmla hatalarım çok var biliyorum bende sizi seviyorum.
-Çılgın Yazardan sevgilerle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZaaF(Düzenleyeceğim)
JugendliteraturHerkesin bir zaafı vardır ama bazılarının sonradan oluşur. Sonradan olan zaaflar başkalarınında olabilir. Zaafın için mücadele eder misin? Onlar edebilecek güçte sevgiye ve isteğe sahipler. Sevgi mü? Istek mi? Tercih yapmak zorunda kalan bir kız. Te...