Parti

156 56 6
                                    

Eve geldiğimizde Öykü,Selin ve Ecrin üstüme üşüştüler.

"Lan olum bugün önemli gün ya. Hani okuldayken bugün için düzenlenmiş parti vardı ya. Ona gitcez." dedi Öykü. 

"Uff ya. Canım hiç istemiyor da. Sizi mi kıracağım" dedim ve bana seçtikleri turkuaz elbiseyi giydim ve saçlarıma maşa yaptık. Onların saçları hazırdı zaten. Ben balıktayken herşeyi planlamıştılar.

Mertin üstünde beyaz bir gömlek altında da lacivertimsi bir pantolon vardı ve gayet şık duruyordu. Bende tam yanına yakıştım.

Öykü ve Kaan, Ecrin ve Berke, Selin tek başına çok uyumluyduk. Selin sap gibi ona bir eş ne biliyim? Kavalye falan lazımdı. İki arabaya doluşup okula doğru yola çıktık.

Okula yaklaştıkça muzik sesleri artıyordu. Çok eğlendikleri belliydi. Okulun köşesinde ağacın önünde yiyişen son sınıflar. Otoparka girdiğimizde Mert bana baktı.

"Hazır mısın?" dedi. Neye hazır mıydım? Bu çocuk niye böyle kelime oyunları yapıyor aklımı her hareketiyle karıştırıyor. "Neye hazır mıyım?" dedim.

"Bugün Rüzgâr, Doğa ve diğer sevmediklerini göreceksin hazır mısın?" dedi tekrar. "Kaç yıldır çektiklerim var ve o listeye sonradan eklenenler işte. Alışırım alışığım zaten." dedim.

Umarım öyle olur. Arabadan indik ve asansöre bekliyorduk asansör dedim de. Neyse. Asansör geldiğinde tereddütsüz bindim. Okulun parti bölümüne geldiğimizde insanlar hem alkol alıp eğleniyordu. Alkol almak güzel fikir bunun burada keyfini çıkarmam lazımdı. Boş bir masaya ilerledik.

Kulağı hoş gelen müzik bedeni salama gereği duyduruyordu. Mert kulağıma yaklaştı. Nefesi tenime çarpıyordu.

"Bugün içmek serbest."dediğinde elindeki biralardan birini bana uzattı ve çarptırdık.

Bir ara o kadar alkol almıştım başım çok ağrıyordu zonkluyordu adetâ. Çok yüksek sesli bir müzik başladı. Kendimi dışarı atmam lazımdı. İnsanlara çarparak çıkışa yöneldim. Bir ağacın köşesine çöktüm.

Bana doğru biri geliyordu.
"Çok alkol almışsın Cemre."dedi Rüzgar. "Bebeklerin nerede? Ha yalnız kalmışsın." dedim. Bebekleri.

"Saçmalama!" diye haykırdı. "Gel sana yardım edeyim"dediğinde üstüme eğildi. "Çek elini üzerimden adi herif. Hepsi hepsi senin yüzünden. Bu lanet tüm herşey senin suçun" dediğimde duygu patlaması yaşıyordum gözlerim doldu. Ondan uzaklaşmam gerekiyordu. Acilen!

Hemen kalkıp ormana koşmaya başladım. Benden hızlı koşuyordu ama koşmadı. En sonda bir ağacın dibine oturdu ve ağlamaya başladım. Niye ağlıyordum ki? Şerefsiz biri için. Acıyordu işte gerçekler can acıtıyordu.

Yaklaşık yarım saatir kusmadığım ağaç yolu bulmaya çalışmadığım yer kalmamıştı. Lanet baş ağrısı beynimi zonklatıyordu. Ensemden beynimin olduğu yere kadar zonkluyordu. En sonda pes edip bir ağaca sırtımı yasladım.

Ormanın içinden "Cemre nerdesin?" sesleri geliyordu. "Cemre!" ses git gide uzaklaşmakla yakınlaşmak arasında bir şeydi. Beynim o kadar allak bullak olmuştu ki. Sesleri görüntüleri ve duygularıma hakim olamaıyordum dilimden tek bir kelime düştü. "Burdayım." dedim. O kadar sessiz dökülmüştü ki bu kelime. Ben bile emin olamadım ilk başta ne dediğimin sonra sustum işte sadece sustum eninde sonunda bulunacaktım. Umarım.

ZaaF(Düzenleyeceğim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin