Utanç

162 61 15
                                    

Hastaneden çıkıp eve gelmiştik. Bakalım evdekiler kanser olayına ne tepki verecekti. Merak konusu açıkcası. "Neyi varmış Cemre'nin?"dedi Kaan. Bu çocukta değişik şeyler vardı, gerçekten aşıktı. "Habis beyin tümörü ve ömrü bir ay kalmış."dedi Mert.

"Şaka yapıyor olmalısın. Şaka dimi Mert. Şaka bu gerçek olamaz." dedi Ecrin. Gözleri dolmuştu. Berke üzerime yürüdü ve bana sarıldı. "Bir çözümü var dimi Mert? Cemre'yi ölüme terk edecek değilsin dimi?" diye Ecrini devam ettirdi Mert.

"Maalesef ama gerçek ayrıca tümör ilerlemiş durumda çabalamak zaman kaybıymış bu nedenle zamanın tadını çıkarmalıyız." Mert'in gözleri yine kızardı.

"B-ben banyo edeceğim."dedim sonra merdivenlerden yavaşça çıktım. Üstümü çıkarıp vücudumu suya bıraktım. Odaya girdiğimde Mert birşeyler okuyordu. Küfür mırıldandı.

Mert"ten

Mektupta yazanlar;

Sizinle uğraşmak istemiyorum artık güya sevgilinin 1 ay ömrü kalmış şüphen olmasın 1 aydan fazla yaşatacağım onu tek fark sensiz yaşayacak olmasıdır. İkinizin birbirinizden haberiniz olmayacağı bir hayat ne de olsa herşeyinizi biliyorum. Sırlarını Mert sırlarını biliyorum ve bunlar sayesinde seni iliğine kadar kurutacağım ve artık ölmek isteyeceksin Mert.

"Bunlar olmayacak dimi Mert?"diye sordu Cemre. "Hayır güzelim olmayacak tabiki... Bu puştu bulup mahvedeceğim."diye karşılık verdim. Cemre bornozla utanmadan karşımda duruyordu. Ya da fark etmemişti. "Odadan çık hadi."diyince çıktım odadan. Berke beni mutfağa çağırdı.

"Mert sana değişik mektuplar geliyor. Düşmanların var ve Cemre ölüyor. Çok büyük çöküşteyiz hepimiz en dipteyiz." dedi.

"Ben en dipteydim ama sizide en dibe çektim hepsi benim hatam ve hatamı telafi etmekte çoktan geç kaldım. Bu yüzden zamanımızı iyi değerlendirmek istiyorum Berke."dedim. "Ve ayrıca Tahalar bilmiyor neler olduğunu Cemre ile bu konuyu da konuşacağım bilmeleri istiyorum ama onun fikirleri beni daha çok ilgilendiriyor." diye devam ettirdim. "Şuan onun yanına gidip konuşmamız lazım."

Odaya gitmeden önce biraz televizyon izlemek için salona gittim belki de yüzmeliydim bilmiyorum ama kafa dağıtmam gerekliydi.

Cemre'den

Günlüğümü çıkarıp birşeyler karalamak istiyordum. İlginç ilginç şeyler yazdığım bu günlük çok değerliydi benim için. Saçma sapan şeylere yer verdiğim bir günlüktü. Başladım yazmaya artık içimden ne gelirse...

Yine ben geldim ama bir gideceğim ve zaman o kadar az ki... Sana yaklaşık olarak 30-35 gün sonra yazmayı bırakacağım ama bana kızma olur mu çünkü bunu kasıtlı yapmayacağım sen benim en yakın dostumsun, kelimeler ise sırdaşım. Beyin tümörü denilen şu lanet şeyden kurtulma şansım olsa keşke olsa da kurtulsak belalara mı bulaşacağız birlikte bulaşalım. Mertle bulaşalım gerekirse beni on kere diksinler beni onlardan ayırmasınlar istiyorum. Önceki sayfalarda acımı,sevincimi, aşkımı yazıyordum veya resim çiziyordum ama şimdi ölümümü yazıyordum sana ne kadar ironik değil mi? Öleceğini bildiğin hâlde yaşamak ve ayrıca bu gece bütün kayışlar kopacak ben Mert'in mutlu olmasını istiyorum artık bana dokunsun istiyorum korkmuyorum da artık. Olacaksa olsun hayatın tadını çıkarayım bir ay zaten ölüceğim... O kadar kilitledim ki kendimi öleceğime her an olacak gibi geliyor artık bu resmen önüne birinin atlayıp böö demesi gibi bir şey günlük ama sen yazılmaya devam edeceksin. Ben Mert'i tanıyorsam seni tamamlayacak son satırlarına kadar belki sayfa bitince bizim hikayemizi bitirecektir ama bilmiyorum. Bizi bitereceği zamanın hiç gelmesini istemiyorum aslında ben onun güzeli olurum hep o da benim nartistim kalır diye umarken biz ayrılacak işte.

İyice yazdıktan sonra güzelce okudum içimi dökebileceğim bir sırdaş... Bu gece gerçekten Mert'e bırakacaktım kendimi korkmuyor değilim korkuyorum ama insanların korkularıyla yüzleşmesi gerekecek ve ben bu gece bir korkuyla yüzleşeceğim namıdiğer "ufaklık"la. Baya samimi olduk sanırım.

Günlüğümü her zamanki yere sakladım daha doğrusu koydum. Kitaplığa kitapların altına koydum. İçeri Mert geldi.
"Konuşabilir miyiz?" dedi.

"Evet" dedim.

"Ailen hakkında onlara haber vermek ister misin?"

"Ben onlara ay sonunda söyleyeceğim kendilerini hemen üzsünler istemiyorum. Özelliklede Taha'yı yıkılır bunu duyunca bu yüzden geç duymalarını istiyorum."

"Pekâlâ"

"Mert sana bir şey söylemek istiyorum."

"Söyle."

"Ben bu gece herşeyimi sana emanet ediyorum. Kısacası senin olarak ölmek istiyorum."

"Emin misin Cemre?"

"Evet eminim." sanırım eminim. Eminden halliceyim. Emin gibi mi görünüyorum?

Akşama kadar olacakları düşüdüm ne bok yiyeceğim ben. Acım yanacak mı? Korkuyordum. Onun yüzüne utançtan bakamamaktan korkuyorum.

***

Akşam geldi işte korkulu rüyam.
Mert odaya girdi ve yanıma uzandı. "Emin misin?" diye yineledi sabah sorduğu soruyu "eminim."

Öpmeye başladı dudaklarımı moraracak sandım çok istiyordu ama kendini tutuyormuş gibiydi.
"Cemre canın yanarsa beni affet."

"Senin olmak istiyorum ama yavaş ol." dedim.

Beklenen an olayların nasıl geliştiğini tabiki yazmıycam o kadar sapık değilim tabikii.

Teog geçti bölümler geliyorsa votelerde gelsin bakalım. Hatta ikinci kitap geliyor yeap.

ZaaF(Düzenleyeceğim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin