Uyandığımda ilk işim herkese kahvaltı ısmarlamaktı... Herkesi su dökerek uyandırmamın dışında Mert kendi uyanmıştı aslında sulu sulu öpücüklerim onu ıslanmaktan kurtarmıştı.
Herkes duşlarını aldı ve yola çıktık... Iki araba gittik. Ben,Mert,Ecrin,Berke, diğer arabada Öykü,Kaan,Selin...
Bütün yol boyunca biz sakin kalmışken. Selin çok bilmiş hareketleriyle Kaan'ın başının etini yemiş.
"Afiyet olsun da hesabı kime kitliyoruz?"dedi Ecrin.
"Ben öderim"dedi Mert. "Lan ben ödeyecektim"dedi Kaan. "Hayır ben"dedi Öykü. "Ben öykü'ye destek çıkarım"dedi Selin. "En yakışıklınız benim ben ödemek istiyorum"dedi Berke. "Ben ödemek istemiyorum"dedi Ecrin...
"Hay beynimi siktiniz. Ben ödeyeceğim sizi ben uyandırdım."dedim. Uzun bir süre yemek yedikten sonra...
"Başka bir emriniz var mıydı?"dedi garson ve bana göz kırptı.
"Yok kardeşim..."dedi Mert ince öfkeyle kulaklarım doldu. Sinir etme zamanı başlıyor.
"Ben aslında su alabilir miyim?"dedim endişeliydim her an yumruklar havada uçuşabilirdi.
"Peki hanfendi."dedi ve gülümsedi ve bende ona. "Ee en iyisi ben siparişinizi getireyim"
"Bencede."dedi Mert iyice sinirlendi. Garson ona dik dik baktıktan sonra mutfağa ilerledi. "Başkasına gülmenden nefret ediyorum."
"Bende güzel kızlarla konuşmandan imreniyorum ve özeniyorum."dedim itiraf ederek.
"Özenmek ayrı imrenmek ayrı sen kıskançsın..."dedi Selin. Yine çok bilmişti ama seviyordum onu en yakın arkadaşlarımın arasındaydı.
"Aldın mı cevabını?"diye sordu Mert ve Selin ile çakıştılar. Almıştım,sende alacaktın.
"Buyrun hanfendi suyunuz."dedi Garson nazikçe ve yine gülümserken... Gülümsedim yine. Zavallı çocuk dayak yiyecekti yine...
"Teşekkürler canım. Bir isteğimiz olursa söyleriz."dedim ve zarifçe gülümsedim. Masadaki herkes pür dikkat beni izliyordu.
"Lan olum alttan alttan yazma kıza döverim seni."dedi Mert.
"Hanfendi memnun bence beyefendi siz karışmayın."dedi garson ve sert bir yumruk yedi yüzüne adam yere düştü. Mert'e aslanın ceylana saldırdığı gibi üstüne çıktı. Öyle sert vuruyordu ki pişman olmuştum. Iki garson geldi ve Mert'i çocuğun üstünden ayrıldı.
"Ben bir lavaboya gideyim çok terledim"dedim. Çocuktan özür dilemeye gidiyordum.
"15 dakikan var. Küçük hanım burda olmazsa işler berbat hâl alır."dedi Mert. Kafamı onaylarcasına salladım. Onlara sırtımı çevirdiğimde gözlerimi devirdim.
Tuvalete ayaklarımı sürte sürte yürüdüm. Çocuğu gördüğümde bayılmış hâldeydi özür dilesem olmazdı. Tuvalette girdiğimde bir adam kapıda dikeliyordu.
"Oo bizim zaafta gelmiş."dedi adam.
"Ne istiyorsun?"dedim. "Seni istiyorlar."dedi adam. Ellerini saçlarıma daldırdı ve çekelemeye başladı. Yerde sürüklüyordu beni. Çığlık atsam duyarlar mıydı beni? Tiz bir çığlık boş koridorda yankı yaptı... Birşeyin kafama çarpmasıyla bilincim kapandı.
Islak hissediyordum kendimi terlemiş miydim? Ellerimle terimi silmek için ani bir hareket ettim ama canım yandı. Gözlerimi aralayıp etrafı inceledim... Üç tane adam vardı. Birinde kamera vardı,diğerleri konuşuyordu...
"Kız uyandı."dedi Kamera tutan.
"Patrona haber verin"diye devam ettirdi. Iki adamda çıktı odadan ve bir adam içeri girdi. Siyah takım elbisesi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZaaF(Düzenleyeceğim)
Teen FictionHerkesin bir zaafı vardır ama bazılarının sonradan oluşur. Sonradan olan zaaflar başkalarınında olabilir. Zaafın için mücadele eder misin? Onlar edebilecek güçte sevgiye ve isteğe sahipler. Sevgi mü? Istek mi? Tercih yapmak zorunda kalan bir kız. Te...