Kura.

175 56 13
                                    

Not: Arkadaşlar. Size güzel mi kötü mü bilmem ama hani kitabın ikincisi çıkacak demiştim ya hani. Çıkmayacak diyecektim ama tabiki ciddi değilim. Çıkacak hemde piyangosuyla onun yanında bir tane daha kitap yazmayı düşünüyorum biraz yoğun olacak ama olsun sizler için değer yani demem o ki ZaaF 2'nin yanına bir kitap daha yazıcağım ona da bir göz atarsınız diye düşünüyorum.

Uyandığımda mert yanımda yoktu ve ben giyiniktim. Akşam yaşananlar yaşanmamış mıydı yoksa...

Yataktan çıkıp toplayacağım sırada kanı gördüm. Gitmişti benden herşey, korkmamıştımda...

Duvara asılı bir postit vardı. "Yaşanmamış gibi göstermek isterdim korkma diye ama çarşafı değiştiremedim. Umarım pişman değilsindir."  değildim çünkü kendim istemiştim. Ama korktuğum şey ona nasıl bakacağımdı. Cesaretimi toplayıp kahvaltı yaptıkları yere indim.

"Hm. Sonra?"dedi Kaan. Onlara anlatmıyordu dimi. Hemen önlerine atladım. Atladığım için baş ağrısı başlamıştı artı başım dönüyordu. Birden kusmaya başlayınca Mert yanıma geldi.

"Ne oluyor?" dedi. "Belirti belirtileri."diye bildim sadece. "İyi misin?" dedi. "İyiyim."

Odaya çıkardı beni. "Mert senden üç şey istiyorum."dedim.
"Ne istiyorsun güzelim?" dedi merakla.
"Ben ölüyorum Mert farkındasın dimi. Benden sonra aşık olmanı,mutlu olmanı ve beni ziyaret etmeni istiyorum. Eğer ilk iki dediğimi yapıp beni ziyaret etmezsen seni döverim."
dedim yüzümde buruk bir gülümseme vardı. 

"Ölümü hakediyor gibi konuşma. Senden önce sıraya girecek bir sürü şerefsiz varken sen sadece kurasın."
Mutlu olacaktır o güçlüklere rağmen hayatına minik bir tebessüm ekleyecek kadar güçlü bir insandı o. Ya da değildi de ben mi çok inanıyordum buna bilmiyorum ama yapacağına sonsuz inancım var. Sonsuz demişken yine sonumun geldiğini anımsadım.

Birden etrafa kusmaya başladım. Ah bak iyi son üstüne gelirmiş. Ölümü hakediyor gibi düşünüyordum. Mert'inde dediği gibi. "Ölümü hakediyor gibi konuşma. Senden önce sıraya girecek bir sürü şerefsiz varken sen sadece kurasın." haklıydı belki benden önce ölmesi gerekenler vardı ve ben kuraydım. Ya da öyle düşünüyordum bu aynı "tebrikler araba kazandınız." der gibi "tebrikler ölümün kurasında sen seçildin."  demesiydi hayatın bana.

Kusmam bittikten sonra tek bir yere kusmuş olduğumu düşünüp gözlerimi açtığımda bir kaç yere kustuğumu farkedip yüzümü buruşturdum. Mert yanıma geldi ve alnımı öpüp bana sarıldı.

"Merak etme ben temizlerim."dediğimde tip tip baktı. "Sen hasta halinle benimle güzel günler geçirmek yerine odayı temizleyeceksin ha. Yok öyle yağma." dedi "Temizlikçi çağırırız. O evi temizlerkende bowling oynarız ha? Ne dersin?" dediğinde pekte iyi olmadığım ama çok eğlendiğim birşey olduğu için eğleniriz diye düşünmüştüm. Berke,Kaan,Selin,Öykü,Ecrin yola çıktık.

Güzel dekore edilmiş bowling salonuna girdik. Hoş müzikler ve bowling oynayan insalar vardı herkes eğleniyordu ufak bir kız hariç. O da Mert'i görünce sevindi ve Mert'in kucağına atladı.

"Mert abi. Hiç gelmiyordun özledim seni ufaklık." dedi kız. Ufaklık mı demişti ona. "Ufaklık naber bende seni özlemişim ama çok yoğundum." dedi Mert. Aralarında bir kod gibiydi ufaklık kelimesi...

"Tuğba buraya gel!" dedi 18 yaşlarındaki çocuk. "Mert abi ya. Abimi kızdırdım bana çok kızcak sende benimle gelsene. Nolur?" dediğinde Mert onu aşağı indirip elinden tutup çocuğun yanına ilerlediler. Çocuk ilk başta şaşırdı sonra Mert'e sarıldı. Ne konuştuklarını duymuyordum ama kızı kurtardığını tahmin edebiliyordum.

Tekrar bize doğru yürümeye başladılar. "Mert abi bunlar kim?" diye sordu kız. "Bu benim sevgilim. Onun yanındakine 'Boklu' demen yeterli. Buna yavşak de mesela. Buna da Playboy. Buna da Selin de işte ona bişi bulamadım. Ve diğeri Öykü." dediğinde Mert kız kıkırdadı. "Arkadaşlarınla böyle konuşmamalısın."dedi bilmiş edasıyla.

Sonra kızı aynı çocuk çağırdı kız sarı bukleli saçlarını savurarak koştu. Mert'e kur mu yapıyor bu velet? Mert'e döndüm. "Sana kur mu yapıyor bu velet?" diye sorduğumda herkesin ciddi olamazsın bakışları benim üstümdeydi ne yani olamaz mıydı bu?

Neyse. İsmimizi panolardan birinde görene kadar sessizdik.
Selin mızmızlandı. "Benim eşim yok!" dedi. Mert o 18 yaşlarındaki çocuğa bakıp çağırdı. "Bu kız seninle takım olacak,ben cemre,kaan öykü ve ecrin ve berke." dediğinde Selin çocuğa baktı çocuk seline bakıp gülümsedi. "Ben Deniz." dedi. Hepimizin adını öğrenmişti zaten.

Oyun başladığında ilk atışı Berke ve Ecrin sonra biz sonra selin ve deniz en sonda kaan ve öykü. Kapışma bitince Biz birinci (mert sağolsun.)  sonra berkeler sonra selinler en sonda kaanlar o puanı almalarınıda öykü sağlamıştı. Çok yorulmuştuk. Küçük kız bir kere daha Mert'e sarıldığında çocuğa ölümcül bakış atıyordum.

En sonunda eve vardık ve kendimi yatağa attım yatakta beni uykunun kollarına.

ZaaF(Düzenleyeceğim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin