Oyun

268 68 17
                                    

Rüzgar'dan:

Uzun bir süre Berke denilen ibneyle birbirimize girdikten sonra hastanenin güvenlik görevlisi ayırdı. Bizi ne bende dudak kaldı ne de onda burun...
Canım acıdı mı? Hayır. Canım bundan sonra acısa ne olurdu? Ben zaten 6 yaşında annemi kaybetmenin, babamın beni siktir etmesinin acısını daha zor atlatmışken... Bir kızın gidişi,kavga etmem ne kadar canımı acıtabilir ki? Ama intikam ateşimi körükler yavaştan oyunlar başladı artık. Mert'i vurdurmam, Cemre'yi tecavüz etmeye kalkman biraz korkutmuştur onları... Korkutmak yetmez öldürmek gerekir bazen. Siz hiç bir haşereyi korkutarak çıkardınız mı evinizden? Hep onları ilaçlayarak çıkardınız. Şimdi benimde onları ilaçlama zamanım. Ki zaten Mert Cemre'ye dokunduğumu öğrenirse küplere binecek...

Yavaş ve yaygan adımlarla telefon kulubesine yürümeye başladım. Cemre'nin ona dokunmaya çalıştığımı söylemeyeceğine adım gibi emin olduğumdan Mert'i arayacaktım. Taburcu olalı bir günü geçmişti. Telefonu elime aldım ve numarayı tuşladım.

"Efendim"dedi Mert.

"Ceee. Düşmanın yakınlarda dikkat et."dedim "Niye düşmüyorsun peşime. Ne o? Yoksa duymadın Cemre'ye yapmaya çalıştıkları."

"Piç ne yapmaya çalıştın?"dedi öfkeliydi. Öfkeli olması hoşuma gidiyordu. "Söylesene lan."

"Asansörde iç çamasırlarıyla karşımda kaldı ya. Hiç anlatmadılar mı sana bunları? Acıyorum sana acınacak haldesin." dedim. "Tek acınacak halde değilsin. Bitmiş durumdasın yakında fişini çekeceğim. Merak etme."

"Siktir git amına koduğumun piçi"dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Ardıdan telefoncuya yürüdüm. Bir kaç tane sim kartı aldım. Cemre'ye mesaj atacaktım.

"Zaafım ne kadar savunmasız kalmış"diye mesaj attım hatların birinden.

"Göğüslerin çok küçük"diye yine mesaj attım öbür hattan.

"Orada seni tatmin edebilirdim"dedim yine baska bir hattan.

"Mert'ten daha iyi tat veririm sana." başka bir hat daha. Yaklaşık 7 tane hattan mesaj atmıştım.

Evin yolunu tutmadan önce bara uğramalıydım. Onu o halde becerememiştim. En azından bir tane faişeyle birlikte olmuş olurdum. Bara girdiğimde barmen direk esmer,ela gözlü kızı işaret etti. Kızın yanına yaklaştım. Bugün benim oyunum belli oldu. Hayatın zevkini çıkarmak...

Kız işinden gayet iyi anlıyordu. Beni dudaklarıyla bile baştan çıkarabiliyordu... Çok iyi anladığı işlerdendi. O orospuydu orospuluk yapmakta iyi olacaktı tabi.
***

Gözlerim araladığımda kız kolumun üstünde yatıyordu. Bu derece masum görünen birinin orospu olması imkansız gibi görünüyordu ama öyleydi. Belki başka hikayeler çıkacaktı altından ama kız favorilerime çoktan girdi. Kızı dürtmeye başladım.

"Pantolonum nerede?"dedim umursamazca.

"Komidinin üstünde"dediğinde gözlerini hala açmamıştı. Pantolonumu kaldırırken bir telefon fark ettim. Mesaj gelmişti. Mert Bey yazıyordu. Hemen üste gelen mesaj yana kayarak yazıyordu.

Kimden:Mert Bey

Tamam sabah ses dinleme cihazını bir yerine yerleştir.

Oyun vakti yeni gelmişti oyun yeni başlıyordu. Komidinin üstüne not bıraktım.

Gayet iyiydim. Seni beğendim. Barmenden bana ulaşabilirsin. Takılırız.

Üstümü giyinip sokakta yürümeye başladım. Acaba Cemre'yi kaçırıp yaşamak için benimle birlikte olması gerektiğini söyleyip,benimle birlikte olduğunda videoya alıp Mert'e yollasam ne olurdu? Ya da zorla ona dokunup bunları Mert'e yollasam ne olurdu? Bunları bilmiyorum ama işin sonunda ikisinden biri ölecekti.

Cemre'den

"Mert sakinleşmelisin. Dokunamadı bana."dedim gözlerim dolu doluyken bir kelime etse ağlayacak kıvama gelmiştim.

"Dokunabilirdi. Seni orda becerebilirdi. Ben seni ellemeye kıyamazken. O seni çıplak bıraktı. Cemre"dediğinde sonunda gözyaşlarım kendilerini tutamadı. Ikişer ikişer atladılar. Peki hiç düşünyor muydu? Tepkisiz kaldığımı böyle bir olayla karşı karşıya ilk kez geldiğimi bilmiyordu. Belki bilmek istemiyordu. Ama benim tek istediğim onun dudaklarını öpmekti ya kalp atışları dindiriyordu beni yada öpmesi...

Onun başkasına gülmesine,başkasıyla konuşmasından nefret ediyordum. Sadece benim olsun istiyordum. Önceden herkesin paylaştığı çocuğu sadece kendime istiyordum. Herşeyiyle yanlışlarıyla bile...

Dudaklarını yine araladı. Birşeyler demek istiyordu. Ama ben engel olmak istiyordum. Dudaklarımı dudaklarına koyduğumda gözleri şaşkınlıktan irileşsede bir süre sonra öpüşmeye başladık. Kendimi kaybediyordum. Mert'in tşörtünün ucundan tutup çekeceğim sırada Mert bende uzaklaştı.

"Kendini kaybetmene izin veremem."dediğinde kendimi şekeri elinden alınmış bir çocuk gibi hissediyordum. Acizlik paçamdan akıyordu. Aciz görünüyordum ya da öyle hissediyordum. Mert'in gözünde aciz olmaktansa, Rüzgar'ın gözünde aciz olmak isterim. Ikisinin gözünde de aciz olmuştum. Rüzgar bunu yüzüme vuruyordu...

O an ki acizliğimle dalga geçiyordu. Bu acı vericiydi. En acı verici olan bölümü acizlik diye adlandırdığım şeyi Mert ile paylaşması oldu. Ne istiyordu benden bilmiyordum. Bilmek isterdim. Mert evden ayrıldı. Saat altı buçuk gibi evden ayrılmıstı şuan saat sekiz...

Zil çaldı koşarak kapıyı açtım. Mert içeri girdi. Sarhoştu. Içki kokuyordu keşke tek içki koksa... Kadın parfümüne karışmış içki kokusu...

"Bunu nasıl yaptın?"diye sordum sesim titriyordu. Ağlamamam lazımdı.

"Seninle olamıyorum. Başkalarıyla kendimi avutuyorum."dediğinde sanki benimde göğüsüme bir mermi çarptı. Başım dönüyordu,gözlerim buğulu görmeye başladı. Odama koşmaya başladım. Merdivenlerde gözlerim tamamen karadı. Birkaç yere çarptıktan sonra vucudumu belli bir zemine değdirmiştim.

Dip Not:Bu bölüm Rüzgarı tanımayan arkadaşa gelsin. Onun ağzından istemişti bölümü yarısı onun ağzından oldu.

Birde yine kısa bir bölüm pek uzun yazamıyorum. Beynim yanıyor. Kısa kısa ilerleyeceğiz maalesef.

ZaaF(Düzenleyeceğim)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin