Hikayeyi daha bir taslakken okuyan sevgili dostum ve kuzenim Florya şöyle demişti ;
"Aslında gerçekte de kahramanlar var, hayatın asıl kahramanları biziz. Eğer istersek."Kendi yazdığım hikayenin gerçek kahramanı olmak istemekle ilgili değildi aslında, bana böyle bir hikayeyi yaşatan iyisiyle, kötüsüyle (hikayenin sonunda iyi mi kötü mü olduğunu anlayacaksınız) bu hikayenin diğer kahramanına teşekkür ederim.
Her ne olmuş olursak olalım.Tam tamına 3 seneyi geride bırakmıştık. Toplandığında 1 sene ya ederdi ya etmezdi beraberliğimiz ama 3 sene diyorum çünkü önemli olan yanyana olmak degil sevmekti.
Çıkmak ne demek? Biz hiç bir zaman 'çıkmadık'. Neden ilişkimizi bu basit kelimeye sıkıştırmak isteyelim ki?
Sevgili olmak ne demek?
Evet sevgilim derdim ama benim sevgili anlayışım isim koymakla olmuyordu.Ben bu düşünceye de karşıyım aslında.
'Sevgili'. Su kelimeye bir baksanıza. Diyor ki bir birine karşı sevgili.
Yani eğer iki insan birbirini seviyorsa onlar zaten sevgilidir, çıkmak ve sevgili olmak bana göre farklı şeylerdir yani..3. Senemizdi.
Pardon pardon 3. Yaz demek daha mantıklı olur....
Bir çok şeyi göze almıştık , her şeyi uzun uzun konuşup problemleri çözmeye çalışıyorduk.
Karşımda gördüğüm insan büyümüş, değişmiş, olgunlaşmış, ne istediğini bilen bir demir duvardi sanki.Demir duvar. Duvarlarını yıkmaya çalışırken, içeri girdikçe duvarın demir olduğunu, yıkılmayacağını anlamıştım.
Yıllarca uğraştım, kendi başıma yıkamayacağımı biliyordu.
O duvarı nasıl geçeceğimi de biliyordu ama sanki ne kadar sabırla yıkmaya çalışacağımı deniyor gibiydi.O yıl bana o duvarı nasıl geçeceğimi gösterdi.
Demiri eritmeme izin verdi.Özetle geçersek 2 seneyi, ilk sene çok koşturdu peşinden fakat 2. Sene onun geldiğini görmüştüm.
Artık eşittik.
Çok şey yaşamıştık ve büyümüştük.
Oyun bitmişti. Bir şeyler istiyorsak durup bize gelmesini beklemeyecek kadar anlamıştık hayatı.
İstediğimizi alma vakti gelmişti.Ben ona 1 adım atıyordum o bana 2.
O 2. Adımı attıkça ben 3-5 adım atıyordum. Adımlar çoğalarak büyüdü ve ortada buluştuk.
Sonunda kavuşmuştuk. Sırtımızı birbirimize dayayıp herkesin önünde durabilirdik.
Beraberken herkesten her şeyden güçlüydük. Beraber güçlüydük.Benim ailem gerçekten sevdiğimi ve vazgeçmeyeceğimi anlamıştı. Her ne kadar kabullenmeselerde, bu ilişkiyi engellemeye çalışmaları beni Brandon'a daha çok bağlıyordu.
Uğruna savaşacak bir şeyim vardı.
Zafer ya da yenilgi önemli değildi ,
Hatta gazi olmak şehit düşmek hiç önemli değildi.
Asla boşuna olmayacaktı çünkü, sonuçta her canlı ölümü tadacaktı.
Önemli olan hayatı olmayacaklarıyla kabullenip ot gibi sistemin parçası olarak ölmektense bir barikatta dönüşerek ölmekti.Sevgiliniz var ve aileniz kabullenmiyor mu? Her yolu deneyin siz kararlılığınızı sonuna kadar gösterip dik bir duruş sergilerseniz yapamayacağınız, insanlara kabul ettiremeyeceğiniz bir şey yok.
Ailem henüz kabullenmemişti, yalnızca beni kaybetmemek için susuyorlardı artık. Farkındaydım sessizce bitmesini biteceğini bekliyorlardı. Gerçek olduğunu düşünmüyor, bu da geçer diyorlardı. Ama bana karşı yalnızca susuyorlardı.
Derken onun için aile sorunları başlamıştı. Başta sorun çıkaran benim ailemken, benim ailem durdu ve onun ailesi başladı.
Anlamıştım tozpembe bir ilişkiye izin vermeyecekti Tanrı.Oysa ailesinin karşı çıkma nedeni benim ailemin önceki senelerdeki tepkisiydi. Bir nevi haklılardı, bir nevi de yanlışlardı.
Jenerasyon farkı dedim.
Her şeyi kabullendim.2 sene ailemle ettiğim tüm kavgalar, 1 kişi için herkesi her şeyi silerek, 2 kişilik bir dünya kuruşumu düşündüm.
Onun kendi ailesinin karşısında dimdik durduğunu görüyordum ilk defa.
Yaptıklarımı görmediğini düşünürken yanıldığımı farkettim.
Görüyordu, düşünüyordu.Elimi tutuşu.
Onu diğerlerinden ayıran en büyük şeylerden biriydi. Sımsıkı tutardı elimi sanki yaşadığımız her şeyin karşısında nasıl savaştığımızı gösterir gibi.Akşamları Brandon, abisi Mchaelson ve kuzeni Andy'yle dışarı çıkardık. Mchaelson eski kasa koyu yeşil mercedesleriyle (ben yadigar derdim ) gelir beni nerde olursam alırdı.
Yıllarca doğum günlerini beraber geçirdik. O sene de olduğu gibi.Beraber kitaplar okuduk, filmler izledik, bir arkadaşımın sorunu bile olsa hep yanımda durdu benimle beraber uğraştı.
Ben ailenle uğraşmak zorunda mıyım diyen kişi artık yoktu. Onun yerine belki bir gün bitsek bile, zor zamanımda ve kimse yokken, belki de düştüğüm anda; çok uzakta da olsa beni tutup kaldıracak biri vardı sanki yanımda.
Beni tutup kaldırıp tekrar giden.
Beni kaldırdıktan sonra seni ben kaldırdım diyip kendimi güçsüz hisettirmiyordu. Beni kaldırıp kendime gelmeden gidiyordu kendim kalkmış gibi güçlü kalmam için.Yokluğunda belkide bu yüzdendi güçsüz ve çaresiz hissedişim, şimdi anlıyorum.
Çok güzel bir yazdı.
Bir şeylerden fedakarlık vaktiydi.
Evi evimin karşısındaydı.
Hiç yerinde durmazdı. Bende öyle.
O yıl belki 1 ay evde kaldığı için benimde 1 ay evden hemen hemen hiç çıkmadığımı bilirim.Kimse beni yola sokamazken, kimse için birşeyler değiştirmeye değmez derken Brandon'ı her düşündüğümde her şeye değer dedim.
Kıyafetlerimden, gezmeme, ve hatta yiyip içmeme bile dikkat etmeye başladım. Ailesi bunun farkındaydı.Derken yaz yine bitti.
Yine dönüş vakti geldi.
Bu kez bitmeyekti, günlüğümün her sayfasına yazmıştım bu kez başka olacaktı. Yapabilirdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hikayem
RomanceInsan seveceği kişiye karar veremez aşık olduğun ya da olacağınız insani kendiniz belirleyemezsiniz eğer o kişi gerçekten kaderinizse elbet bir gün birleseceksinizdir ve Eğer gerçekten birini sevdiyseniz, her ne olursa olsun Savaşmaya değer.