Severek Ayrılanlara

212 10 4
                                    

Ihlamurlar
çiçek açınca geleceğim,
demişti adam.
Kadın o zamana kadar
bilmiyordu,
Ihlamurların çiçek açmadığını.

Artık sevgimi ve sevgim karşısında çektiğim acıyı kaldıramıyordu kalbim.

Ellerim küçücüktü, yumruklarımda..
Ve kalbim,
Kalbim de küçücüktü.
Küçücük kalbimle kocaman sevmiştim.

Artık alışmaya çalışmak, unutmaya alışmak vaktiydi.

Alışmaya çalışmak diye bir şey yok, alışmak zorundayım.

Her şeye kızgındım yine.
Mesafelere, anılara, hasrete, kalbime..
İzlediğim filmlerde bana onu anımsatan sahnelere, dinlediğim şarkılarda bana onu hatırlatan şarkıcılara.

En çok ta kendime.

Bir hayli kırgınım demiş şair,

Bir hayli kırıldım,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
Gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım
Aslında ne sana, ne olanlara...
Kendime kırgınım...
Maziye hiç değil, an'a kırgınım.
Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına,
Dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara,
Beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına...
Bir hayli kırgınım...
Beni ben kırdım oysa,
İyi değil.

Gökyüzü bile anlamını yitirmiş gibi geliyordu.
Bazen okadar uzak hissediyordum ki onu bana, ona tutunacak hiç bir şey olmaması daha çok koyuyordu sanki.
Ondan bana kalan hiç bir şey yoktu.
Ne bir eşya ne bir koku ne de bir sokak.

Yalnızca tek bir şey onu yanımda hissettiriyordu.
Yıldızlar.
Geceleri dışarı çıkıp yıldızları en net görebileceğim yere giderdim.
Belki farketmeden de olsa aynı yıldıza bakmış olma ihtimalimiz belki birbirimizi bize gösterirdi.
Ona tutunmaya çalışmayı bırakamamıştım.

Ara sıra yazıyordum birkaç cümle konuşuyorduk ve sonra sitem dolu mesajlar başlıyordu tartışıyorduk ve konuşma bitiyordu.

Her gün iltifatlar, teklifler geliyordu ve geldikleri gibi geri gidiyorlardı. İstemiyordum, kaldıramıyordum kendimi bir başkasının yanında görmeyi.

Sonra bir yabancıyla tanıştım, tanıdık bir yabancı, daha önceki hikayelerimde geçiyordu fakat isim vermemistim.
Sarışın mavi gözlü sportif ama psikolojikmen ciddi problemli birinden bahsetmistim, ta kendisi.

Başlarda beni etkileyen şeylerin sonradan numara olduğunu anlamamla bitti.
Önce güzelce araştırmış neyi severim, boş zamanlarimda nerde ne yaparim, ne dinlerim, hangi takımı tutarım, siyasi düşüncem ne, nereliyim nerde okuyorum ve akla gelinebilecek bir çok şey.
Tanistigimizda o beni zaten tanıyordu. Ben acı çekiyordum oysa beni anladığını söylüyordu. Hakkımda onca şeyi yalnızca tahmin ederek konuşması beni suphelendirmisti.
Ama yaram olduğunu bilip sarmak için geldiğini söylemişti.

Artık Brandon'un yokluguna dayanabilecegimi düşündürüyordu.
Kısa bir süre toparlandığımı hissettim.
Bir kaç hafta hatta.
Fakat o haftalar sonunda bana bakışları konuşması hareketleri kurduğu cümleler bana yeniden Brandon'ı hatırlatmaya başlamıştı.

Yaramı sarmaya çalışırken üstüne birde pişmanlık duygusu eklenip katlanarak bana geri döndü.

Sevdiğim biri varken kimseye şans tanımamalıydım. Bu hem bana, hem ona yazıktı. Hemde 3. kişiye.
Toplam 1 ay suremedi bu yüzden.

Aylar daha geçti.
Yıl bitiyordu ve yine ama yine yaz geliyordu.

Tatilin basinda 1-2 haftalık kuş adası kaçamağı yaptım sonra evime döndüm ve kardeş gibi sevdiğim kuzenim Yasmine'in gelmesini bekledim.

Geldi. Hayatımın en güzel günlerinden di geçirdiğimiz 15 gün.
Odbill, Genzo, Serina, Noyal, Ezgy , Zeyna ve daha bir çok arkadaşım hep beraberdik. Gece gündüz kalmamıştı.
Bu kez tatil hızlı ve güzel başlamıştı.

Bir gece,
Dışarda kalabalık bir ortamdaydım, yukarı baktım ve yıldızları gördüm.
Tüm sesler kısıldı, vücudumda bir ürperme hissettim. Müsade istedim, kalktım.
Telefonu elime aldığım gibi Brandon'ı aradım ya da yazdım tam olarak hatırlayamıyorum. Sesini duyduğumu düşünüyorum ama hattı yok.
Konuştuk ilk defa konuşmanın sonu kavgayla bitmedi.
Bana memlekete gittiğim zaman, söyleyecekleri olduğunu ve konuşmamız gerektiğini söyledi.

10 gün sonra bilet kesilmişti ve memleket zamanı gelmişti.

İşte başlıyorduk ya da bitiyorduk.
Bilmiyordum.
Tek bildiğim
Ayrılık zamanı çoktan dolmuştu.

Benim HikayemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin