Her son bir başlangıçtır

228 10 0
                                    

Deli gibi aşık olduğum kişinin teklifine hayır demiştim.
Bana açıklama yapma sadece evet ya da hayır de dediği halde.
Açıklama yapmama izin vermesini istedim, kabul etmedi.
Oturduğu yerden kalktı ben sevdiğim kızla arkadaş kalamam dedi. Tutmaya çalıştım açıklamamı dinlemesini istedim. Durduramadım, gitti.

Ya pes edecektim başka bir degisle durdurmaya çalıştığım halde gittiği icin gurur yapıp susacaktım, ya da sevdiğim adam için gururumu hiçe sayıp peşinden gidecektim. Seçim zamanıydı.

Hayatta her zaman istediğim şeyler için savaştım, savaşı kazanıp yenilmek değil mesele önemli olan elinden geleni yapmak. Yapacaktım.

Tutamadım gitti o gün beni dinlemyeceğinin farkındaydım sonraki gün ise köyden ayrılmıştı.
-şehir merkezinde bir tane daha evleri var-
Gelmesini bekledim gelmeyince mesaj atıp hiç bir şey olmamış gibi ne zaman geleceğini sordum. Bir sonraki gün konuşmak için doğru zamandı.
Karşımdaydı, cevabım için pişmanlık duyuyordum ama doğru olanı yaptığımı biliyordum.
Biraz uğraştırdı belki ama sonunda beni dinlemeye ikna ettim.
Hayır dedim seni sevdiğim halde hayır dedim çünkü ben kendimi biliyorum sadece tatilde burdayım yıl içerisinde ise aramizda yüzlerce kilometre olacak ne kadar çok sevsemde kendi açımdan bitmeyeceginin garantisini veremem sende veremezsin dedim, bitirmeme izin vermeden 'ben seviyorum benim açımdan bitmeyeceginin garantisini veririm' dedi.
Bak buraya geldiğimde ki bu her yıl olacak, ben karşımda eski sevgilimi değil hala sevdigim adamı görmek istiyorum dedim.

Herşey nerden nasıl başladı anlamamıştım tam 4 sene önceydi, yıl 2011.

İlk senemizdi kör kütük aşıktım daha öncede sevgililerim olmuştu ama elini tutmak sarılmak öpmek romantik sözler ne biliyim hep itici gelmişti bana sevememistim daha önce.

Sevdiğimi sandiklarim oldu hayatımda ama 4 sene sonra hala söyleyebiliyorum ki, hayatım boyunca tek bir insanı gerçekten sevmişim.
Asla kimse için değişmem derken kendimden vazgeçmeyi bile göze almışım ne aile ne arkadaş, iki kişilik bir dünya kurmusum baska kimse olmasa da bana yetermiş gibi hissetmiştim.

Evet aile dedim çünkü aileler zaten biz doğmadan çok önceden tanışıyorlar. İlk bizi öğrendikleri zaman önce herşey çok güzeldi annem ve annesi dalga geçer gulerdi gelinim damadım derlerdi, her şey toz pembeydi ta ki..

Her zaman yaptığımız şeyler bazilarina bizi öğrendikten sonra ağır gelene kadar. Geceleri gezmelerimiz, güneşin doğuşunu seyretmemiz, kahveyi beraber yapıp akşamları izleyeceğimiz filmi seçmemiz, özel günlerde sadece ikimiz olmamız, içmelerimiz, hatta gülüşmelerimiz bile batmaya başlamıştı.
Sorunlar başladı.
Ailem saydıklarım ağır konuşmaya, her gün kavga gürültü olmaya başlamıştı. Ailelerin arası açıldı ve tüm problem benim dayım dediğim insandan kaynaklıydı. Geceleri içip içip gelip benimle uğraşmaya başlamıştı.

Hep unutmak isteyip hayatım boyunca unutamayacağım bir şey şimdi anlatacağım..
Düğün gecesiydi tüm mahalle gitmişti sadece kuzenim Erica ve ben evdeydik.
Anneannemin evinde ortadaki holün sağında ve solunda olmak üzere 2 kapı var. Dayım yani Max'i ilk defa bu kadar içerken görüyordum kapıdan elinde cam bir bira şişesiyle girmişti.
-sabah hiç bir sey hatirlamayan kendi halinde bi insan olacağını biliyordum.-
Elinde siseyle üstüme üstüme yürüyüp bana hakaret edip bağırıyordu Erica manzarayı gördüğü gibi ilk firsatta mutfağa koştu. Maxle basbasaydik bilinci yerinde degildi ve kör kütük sarhostu ilk kapidan son kapiya kadar ustume yurudu artik geri gidecek bir adimim kalmadiginda kapiya yaslandigimi farketmistim.
Elimi uzatip kapiyi açmaya çalıştım, kitliydi. Çaresizlik.
Ne oldugunu anlamadan birkac saniye icinde gelisti olaylar ve koltuktaki yastığı yüzüne vurup şişeyi aldım kafasına var gücümle vurup arkama bakmadan diger kapiya kosmaya başladım dışarı çıktım Erica pesimden geliyordu kosabildigim kadar kostum.

Gidecek bir yerim yoktu tum ailem ayni yerdeydi, düğünde.
Brandon'ı arayıp nerde olduğunu sordum ve yanına gittim.
Hissettiğim tek şey ise başıma ne gelmiş olursa olsun onun yanındayken sanki tüm dünya karşımda dursa yine de bana bir şey olmaz, o benim yaslandığım duvardı.

Olaylar konuşuldu saatler sonra herkes evine döndü max çoktan uyumustu ve sabaha hiç bir şey hatirlamayarak kalktı ama canımı yakan asla o an değildi.
Canımı yakan eve döndüğümde yatağıma yattığımda Brandon'la mesajlasiyorduk ve olaylar karşısında sinirlenip benim ne hissetmis olabileceğimi bunca şey olurken bile asla ondan vazgeçmeyi kafamdan geçirmediğimi düsünmeyerek bana dediği ; ben senin ailenle uğraşmak zorunda mıyım? Oldu.

Büyük yıkımdı benim için çünkü hayatim boyunca ailem ben ne istersem onu yapip beni el üstünde tutarken dayimi dedemi teyzelerimi görmek için can atarken birini sevdim diye herkesin ilk defa böylesine degisebilecegini görüyordum.
Herkese her şeye rağmen vazgecmemistim sonucu ne olursa olsun katlanmayi goze almıştım ve o acıyı ben çekerken bile buna katlanamayacağını söylüyordu.

Belki de vazgecmeliydim ben böyle bakmamistim çünkü olaya, beraber savasacağız sanmıştım.

Gece boyu ağlayıp sabaha gözlerim yumurta gibi sistiginden gün boyu yataktan çıkmamıstım.
Karar vermeliydim ne yapacagima.
Düşündüm, yaşadığım tüm o acıları ve tek güvendiğim o iken söylediklerini.
Sonra hayır dedim.
Vazgeçmeyecektim.
Vazgeçmedim.

Benim HikayemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin