O seneyle ilgili aklımda kalan en büyük şey gerçekten aşkımın kör kütük olmasıydı.
Seviyordum ve ona olan sevgimden başka hiç bir şey göremiyordum.
Her şeyimin ilkiydi, son kalsın istiyordum.
Benim için evrende ondan başka erkek kalmamış gibiydi.
Daha önce sevemeyen, kıskanmayan, romantik şeylerden hoşlanmayan, birinin elini tutmayi bile düşünemeyen ben kendimi taniyamiyordum.Tüm yazarlar şiirleri bizim için yazmış ve sanki tüm şarkıcılar şarkıları bizim için söylüyor gibiydi.
Yanındayken hissettiğim kalbimin atışları, huzur ve sonsuz güven hissi. İşte başkasında bulamadığım buydu.
Kafamı omzuna yaslayışımda bile tüm dünya duruyordu sanki, bu kadarla böyle hissediyorsam elimi tutusunda her dokunusunda ne hissettiğimi siz düşünün.Böyle bir aşk hayal edin. Yaz bitti. Evime dönme vakti gelmişti. Aslında o yaz annem istese tayinini oraya cok yakin bir yere aldirabilirdi. Bunu en çok ta ben istiyordum. Küçüklüğümden beri memleketimde yaşamak istemişimdir. Olmadı olmayacak.
Benim yüzümden.
Çünkü annem tek bir tuşla buraya yerlesebilecegimizi soylemisti, ama yaşadığım yerdeki arkadaslarimla konusmak aşık olduğum çocuk burda bile olsa beni etkilemişti iyi ki suan o arkadaşım için pişman değilim senelerdir can kardesim ve hic yeri degismedi. En sevdigim insan hem abim hem sevgilim hem babam oldu ve hala yanımda.
Sevdiğim çocuk ta hala burda belkide en iyisi boyle olmuştur herşey de bir hayır vardır diyorum.Onunla aynı şehirde yasayamadik hiç. Hep geleceğini söyledi, simdiye kadar gelmedi ama bu seneden sonra geleceğini düşünüyorum universteyi Istanbulda okuyacak, bana oldukça yakın.
Düşünüyorum da 3 sene boyunca geleceğini söylemesi, benim kendi sehrimde her oturduğum mekanda birden kapıdan girecekmis gibi hissetmeme ve her sokakta yururken bir köşeyi döndüğümde sanki karsimda gorecekmis gibi düşünmeme neden oldu.
O bekleyiş o umut, sonu gelmeyen özlem.
Mesafe ilişkileri çok zordur, birini platonik bile sevseniz sevginiz çoğunlukla onu gördüğünüz zaman depreşir. Hele olay aşk ise bir yerde araya özlem, tutku, ten uyumu, dokunma isteği, görme arzusu giriyor ki bunlar olmayınca insan zamanla içten içten erimeye başlıyor. Eridikçe hem kendini hem o uzağındakini yakıyor.Mesafe aşkı öldürür mü?
-Mesafe ucuz aşkları öldürür, büyük sevgileri yüceltir.
Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp, ateşi alevlendirdiği gibi.2 ay süren yaz serüveni bitmişti. Evime dönmüştüm. 2 ay daha her gün telefondan görüşmeye devam ettik. Bir gün aramıza giren yine sayısız insandan biri bu kez beni inandırmıştı. Alex annemin kuzeninin oğluydu çok ta severdim, Brandon'la arkadaşlardı.
"Bir gece bana mesaj atıp üzgünüm ama bunu sana anlatmam lazım " dedi.
"Brandon senin için hepimizin önünde' ben onu küçük kardeşim olarak görüyorum da o bana baya aşık kırılmasın diye bisey demiyorum' dedi" dedi.Fotograflar attı tanıklar gösterdi derken sinirlenip Brandon'la tartışmaya başladık.
Evet sormam gerekirdi ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz kendi kafasından uyduracak kadar aptal değil ya bu çocuk diye düşünmüştüm.
Bunu yapabilecek cesareti olan görmüş olsam bile sayısız şekilde , Brandonla benim hakkimda kötü ne soyledilerse Brandon'un yüzüne asla soyleyemediler.-Brandon 96 doğumlu, 1.80e yakin boyu, siyah saçları, sanki çizilmiş gibi guzel kaşları ve onlarin altında belirli bir rengi olmayan, yeşil giyince yeşil güneşe bakinca bal rengi, gece karanlığında kahve tonlari ve duygu yogunlugu yaşadığı anlarda özellikle gözleri yaşandığında mavi olabilen gözleri var. Boyuna göre minyon tipli hatta zayif bile sayilabilir. Genel olarak en belirgin özellikleri: merhameti, korumacılığı ve siniri.-
Nedendir bilmem yaş olarak, fiziki açıdan yada baska yönlerden Brandon'dan çok daha büyük olanları Brandon'un karşısında titrerken gördüğüm çok oldu.
Benim gördüğüm ve onların gördüğü bambaşka biri.
Ben onun içindeki sevgiyi, şefkati, sadakati, merhameti ve gururu (olmasa da olurdu ) görüyorum.Dediğim gibi ona sormam sadece ona inanmam gerekirdi ama kafam karışmıştı. Tartışmalar başladı kavgaya döndü, ağır cümleler kurduk (asla hakaret değil) ve sonunda ben olmuyor gibi konuşunca Brandon bitsin dedi.
Hani şu kendi açısından asla bitmeyecek diyen biri vardi ya. Herkesin gidebileceğini gösterdi.
Ama benimde suçumdu, ne olursa olsun iki kişilik bir dünyaya baskasinin girmesine izin vermemeliydim.Evet birdaha asla olmaz artık herkes yoluna dendi belki ama çok uzun bir zaman hiç konusmadigimiz halde oyle cok düşündüm ki onu.
Zamanla düşüncelerim değişmeye başladı.Hani asıl ne olduğunu uzaklaşıp olaylara uzaktan bambaska bir pencereden bakınca anlıyorsun.
Hala hissediyordum. Sevgiyi, özlemi, hasreti ve en çok ta acıyı.Acıya alışmak dedikleri bu olsa gerek.
Düşünsenize o ilk günkü acı olduğu gibi kalsa hic eksilmeden her gün yinelese hic kimse sag kalmazdi heralde.
O sopsoguk buz gibi ve koyu karanlık acı valizini toplayip bir yere gitmiyor aslında.
Sadece şekil degistiriyor zamanla daha katlanilabilir bir hal aliyor ve bu sekilde dayanabilecegimiz bir isimle çıkıyor karşımıza.Acım katlaniabilir bir hal alıp kendime gelmeye başladığımda her şeyi uzun uzun düşünecek çok zamanım oldu. Ozaman anladim iste kör gibi aşık olduğumu. O geçen yaza aylara baktım iyisiyle kotusuyle guzelce tarttim ve en baskın hissim, yorulmuş olmamdi.
Gerçekten yorulmuştum.
Kendime kalbimi kanıtlamaktan ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan ve dahası kocaman bir sahada tek başıma koşmaktan yoruldum.Sevdiğim kadar sevilmedigimi hissediyordum. Kostugum kadar bana gelmediğini.
Gerçekten çocukmuşum o yazdan önce neyin ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yokmuş. Acı insanı olgunlaştırırmış.
Her şeyi o öğretti bana.
Kahve yapmaktan, bulaşık yıkamaya, nargileden tutta alkolun ne demek olduguna kadar. İçmeyi ondan öğrendim içip içip sağlam kalmayı da. Ama nedense ne zaman onu düşünüp acı hissetsem ictigimde sağlam kalamiyordum.
Aşkı ondan öğrenmiştim ve acıyı da.
Ağlaya ağlaya o büyük aşkı bitiriyorduk.Daha da kötüsü zaman ilerledikçe Acım azalıyor ofkem bitiyor tek hissettiğim sadece yorgunluk oluyor. Bir daha yorulmak istemiyorum.
Bu şekilde yorulmak istemiyorum.Onunla en güzel anımı düşünüp en guzel anlari yaşarken o his geliyor aklıma bazen. Hep hayatim boyunca kalsın isterken ayni zaman da keske onu unutabilseydim keske onu sevmeyi birakabilseydim derken buluyorum kendimi.
Zaman her şeye ilaçsa fazlası intihardır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Hikayem
RomanceInsan seveceği kişiye karar veremez aşık olduğun ya da olacağınız insani kendiniz belirleyemezsiniz eğer o kişi gerçekten kaderinizse elbet bir gün birleseceksinizdir ve Eğer gerçekten birini sevdiyseniz, her ne olursa olsun Savaşmaya değer.