Merhaba :)
Keyifler yerindedir umarım. Zira ben fazlasıyla mutluyum.Son günlerde o kadar güzel yorumlar alıyorum ki ne yalan söyleyeyim havalara uçmama az kaldı :P :)
Yorumlarıyla beni mutlu eden, yazma hevesime ayrı bir şevk olan herkese çok ama çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız ;)
Lafı fazla uzatmadan keyifli okumalar diliyorum...
Not: Multi. de benim yazarken ara ara dinlediğim teoman ile atiye'nin düetini yine koyuyorum. Jenerik müziği gibi bir şey oldu ama hikaye'ye tamamen uyan sözlerini dinlemekten zevk alıyorum ben. Sizin de dinlemenizi tavsiye ederim ;)
Bu sefer gerçekten kaçtım :) Yeni bölüme kadar kendinize iyi bakın!
***********
"Gözlerini mi açıyor o?" diyen Alp'in sesiyle gözlerini açtı Sercan.
Ecevit'in gözlerini açtığını gören Ömer ve Alp aynı anda içlerindeki havadan daha ziyade yüksek miktarda endişe olan nefeslerini dışarı verdi.
Ece ise aynı anda aslında uzun süredir açık olan oyuncu bilinciyle ciddi bir savaş içindeydi. Oyuncu bilinç, Alp'in onu kucağına alıp koşturmaya başladığı sırada kendisine gelmişti ama içinde bulunduğu durumdan o kadar utanıyordu ki Ece, gözlerini utançtan açamamıştı.
Kendisini fena halde sıkıştırıp, kaza yapmasına sebep olarak almıştı ya o Anıl denen itici yarışı. Ah! Ah!
Adi pislik!
Şimdi Ece açsa gözlerini kaburgasındaki sızıdan ziyade; karizmasındaki çiziğin acısına başlayacaktı ağlamaya.
E nerde görülmüş erkek milletinin zırıl zırıl ağladığı? Ece'nin bildiği kadarıyla erkekler ağlamazdı sonuçta. Hal böyle olunca biraz daha baygın taklidi yapmak en mantıklısı gibi gelmişti o an genç kıza.
Lakin düşünemediği bir şey vardı Ece'nin eğer arabadan çıkar çıkmaz veya birkaç saat sonra ya da birkaç gün ne zaman olursa olsun çizilen karizmasındaki acı hep yaşartacaktı gözünü.
Kısacası boşunaydı bunca zaman kimliğinin açığa çıkmasını dahi göze alarak baygın taklidi yapması.
Artık son şansının bilincinde olarak açtı Ece gözlerini yavaş yavaş.
Sıcacık evinde anne baba ilgisi ve sevgisiyle büyümüş kişilerin endişe diye niteleyebilecekleri kıvılcımlar bulunan üç çift bakışın kendisine çevrildiğini görünce, aniden yattığı yerden kalkmak istedi. Ama keskin bir acı, daha yarı yolda hareketine kırmızı ışığı yakmış ve onu olduğu yerde durdurmuştu.
"Dur. Dur sakin ol. Ani hareketler yapma"
"İyi misin Ecevit? Neren ağrıyor? Hastaneye gidelim mi?"
Ece ne kadar canı yandığını dışarı yansıtmak istemese de yüzü her şeyi ele veriyordu. Allahtan birkaç derin nefesten sonra ve hareketini ani değil de yavaşlatarak tamamlayınca acısı biraz olsun dinmişti.
"İyiyim. Ani hareket edince bir an ağrı girdi sadece göğsüme."
"Başka bir yerinde ağrı var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Formulaşk1
Художественная прозаHayalleriniz uğruna nelere katlanmayı göze alırsınız? Mesela pembe kimliğinizi bir kenara bırakıp, mavi kimliğe bürünmeye cesaret eder misiniz? Olmaz mı? Ben böyle birisinin hikayesini biliyorum ya da hayal edebiliyorum diyelim. Ve size anlatmaktan...