Merhaba :)
Verdiğim sözü yerine getirmenin haklı gururu içindeyim şuan. Bölümü Cumartesi'ye yetiştirdim. Bakalım bu sefer yarışı heyecanıyla birlikte anlatmayı başarabilmiş miyim? merakla görüşlerinizi bekliyorum ;) yorum olarak veya özelden mesaj olarak hiç fark etmez. hikaye hakkında çene çalıp geyik yapmayı pek severim bana katılırsanız ayrı bi mutlu olurum valla :)
Bu bölümde ithafım olacak, normalde pek ithaf yapan birisi değilim ama bu akşam tamamen içimden geldi. Okuduğunuz hikayeyi ilk defa okuyup bana devamını getirmem ve yayınlamam konusunda desteğini esirgemeyen arkadaşım adaşıma ithaf ediyorum bölümü ;) İyi ki varsın Büşü'cüm :))
Multi. deki şahıs Alp'in Ecevit'i benzettiği atom karıncası ;)
Keyifli okumalarınız olsun...
***********
Çalan alarm sesiyle birlikte gözlerini açan Esma aslında alarmın kendisinin değil de Ece'nin ki olduğunu anlayınca kafasını sertçe tekrar yastığa bıraktı. Bu kız ne zaman kendi alarmının sesine kendisi uyanacaktı? Gerçekten merak ediyordu Esma.
"Eceeee! Uyannn!"diyerek kendi odasından hemen bitişiğinde olan Ece'nin odasına bağırdı.
"Hmmm..."
Ece'den gelen seni takmıyorum hmm'laması ile birlikte yataktan kendisini kaldıran Esma, günlük Ece uyandırma ritüelinin ilk aşamasını tamamlayıp ikincisi aşamasına geçerek tehditlerini savurmaya başladı.
"Ece ben kahvaltıyı hazırlayana kadar gözlerini açıp masaya gelmezsen bir sürahi buzlu suyla başına geleceğim haberin olsun." Diyerek banyodan çıkan Esma mutfağa doğru ilerledi.
Yurttan ayrılıp yeni evlerine taşınalı bir haftayı geçmişti. Kızlar yeni evlerine alışıp kendilerine bir ev düzeni kurmaya başlamışlardı bile. Gerçi Ece ile sabahları, kurulan bu düzeni oturtmak biraz zor oluyordu ama Esma yine de halinden pek şikayetçi değildi.
Mutfakta kahvaltıyı hazırlarken Esma arkasından gelen ayak sürüme sesiyle birlikte gülümsedi. Bugün de tehdidi işe yaramıştı.
"Hofff!!!" diyerek tek gözü açık tek gözü kapalı olarak Esma'nın hazırladığı kahvaltı masasına oturdu Ece.
"Bütün gece göç etmeye kalkan bir sivri sinek grubunun istilasına maruz kaldım. Mübareklerin hava trafiği de Atatürk havalimanından daha sesli oluyormuş. Vızır vızır bir uyutmadılar gitti." Diyerek kollarını dayadığı masada avuç içlerini gözlerine bastırarak ayılmayı bekledi Ece.
Esma ise Ece'nin sabah sabah bulduğu benzetme karşısında gülmeden duramadı ama fazla dağıtmamak adına gülümsemesini Ece'ye göstermemeye çalıştı. Açıkçası Esma, Ece'nin sivri sinek muhabbetini açmasıyla vakit kaybetmek istemiyordu. Bugün önemli bir gündü sonuçta.
Üç hafta önce Ece deli gibi bir sinirle yurttan içeri girdiğinde bugün için yani Tevfik Varlıer'in düzenlediği yarış günü için büyük bir yemin etmişti. O yarışa her ne pahasına olursa olsun katılacak ve kimsenin en ufak bir yardımı, iltiması olmadan yarışı birinci olarak bitirecekti.
Ece'yi daha önce hiç o kadar kızmış ve hırslanmış olarak görmemişti Esma. Hal böyle olunca Esma bugün öğleden sonra gerçekleşen yarış için Ece'nin ne yapacağı konusunda fazlasıyla meraklaydı. Hatta Ece'de an itibariyle hiç mi hiç olmayan heyecanının tamamı şuan Esma da toplanmıştı. Eğer Ece o yarışı kazanırsa Esma adı kadar emindi ki Ece'nin yıllardır hayalini kurduğu ve arkadaşının sonuna kadar hak ettiğini düşündüğü her şey bir bir gerçekleşecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Formulaşk1
General FictionHayalleriniz uğruna nelere katlanmayı göze alırsınız? Mesela pembe kimliğinizi bir kenara bırakıp, mavi kimliğe bürünmeye cesaret eder misiniz? Olmaz mı? Ben böyle birisinin hikayesini biliyorum ya da hayal edebiliyorum diyelim. Ve size anlatmaktan...