26.Bölüm

4.3K 375 476
                                    


Biz geldikk! Özleyenler parmak kaldırsın :p :))

Bu sefer temelli dönüş yaptım. Bir aylık bir boşluğu dolduracak uzunlukta bir bölümle geldim. Dört bin küsür kelimeyle bir kere daha kendi kendimin rekorunu kırdım. Umarım geçtiğimiz aylardaki yeni bölüm yazamama halimi telafi eder bu bölüm.

Ah ah ne kadar özlemişim sizi :) Öncelikle bir önceki fragman bölümdeki yorumlarına cevap veremedim canlarım ciğerlerim, hepinizden tek tek özür diliyorum :( Maalesef o sıralarda bayılarak yaptığım  yorumlara cevap verme işine girseydim fena vakit kaybedecektim(kendimi bilen bir insanım :p ). Ama yorumlarınızı okudum ve bazılarına geç de olsa geri döneceğim ;)

Sınavım için güzel temennilerde bulunan dua eden herkese çok çok teşekkür ediyorum. Pek güzel geçmedi sınav ama olsun desteklerinizi hiçbir zaman unutmayacağım, iyi ki varsınız!

Artık bir aksilik bir sıkıntı olmadığı  sürece bölümlere eski sistemde devam edeceğiz ;)

Aslında ne kadar çook söyleyeceklerim konuşacaklarım var ama lafı fazla uzatmayacağım. yorumlarda sohbet ederiz nasılsa ;)

Mul.tideki şarkı Kenan Doğulu "Doktor, derdime bul çare ;) "

Ve kemerler takıldıysa, arkanıza yaslanın ve yeni  bölümün tadını çıkartın. Benim sevdiğim bir bölüm oldu ;) 

Keyifli Okumlar!


************



Alp içinde bulunduğu an itibariyle kendisini Nasreddin hocanın eşeği gibi hissediyordu.

Evet, evet! Hani şu Nasreddin Hoca'nın ters binerek eşeğe göre doğru ama Nasreddin hocaya göre ters yöne giden eşeğin o amansız çelişkisi içindeydi Alp Öztekin.

Doğrular, yanlışlar, söylenenler, söylenmemesi gerekenler, söylenmeye niyetlenip de yutulanlar her şey, ama her şey birbirine girmiş vaziyetteydi.

İşte böyle bir anda masadaki muhabbetin konusu herkesin beğendiği hatunlarken Alp, Sercan'ın kendisine yönelttiği "Abi senin beğendiğin tip kim?" sorusu üzerine verdiği cevap herkesin kalakalmasına sebep olmuştu.

Duyduğu cevap karşısında "Na.. Nasıl yani?" diye kekeleyerek soru soran Egemen'in hemen ardından Sercan, sağ koluyla Ecevit'in suratını hayali bir çember içine alarak lafa atladı.

"Abi tamam, kız güzeli bir şey bende kabul ediyorum ama senin göz ardı ettiğin önemli çok çok önemli bir detay var ortada."

"Fazlalık demek daha doğru olur aslında."diyen Egemen'in söyledikleri, masada bulunanların çoğunun ufak çaplı bir gülüşlerini saklama çalışması yaşamasına sebep olurken muhabbetin gittiği yönün kendi gizli planlarını bozacağından endişe eden İlke ise daha fazla sessiz kalamadan konuşmaya dahil oldu.

"Ya bi saçmalamayın oğlum! Alp'ten bahsediyoruz, farkındasınız değil mi? Koskoca Alp Öztekin gay olacak hali yok ya."

İlke resmen gülmemek için suratındaki tüm kaslarını kasmaktan yüz felci geçirme aşamasına gelmişti. Alp ise masada dönen tüm bu muhabbet karşısında sanki söz konusu kişi kendisi değilmiş gibi konuşulanları büyük bir sessiz içinde dinliyordu. Aslında genç adam şuan içinde bulunduğu duruma katıla katıla gülmek istiyordu.

Formulaşk1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin