Merhaba...
Keyifler yerinde mi diye soramayacak kadar zor günler içindeyken lafı fazla uzatmayacağım.Sadece küçük bir teşekkür edip sizi bölümle baş başa bırakıyorum.
Bu bölümde geçen bölümlerdeki bir yorumunda Anıl'a yakıştırdığı bir sıfatı çok beğendiğim sevgili okuyucularımdan uyumus'un sıfatını kullandım Anıl için. Yorumlarında bana ilham olduğu için kendisine çok teşekkür ederim :)
************
"Bilinçsizce söylenen her sözün cezasını vicdanlar ödermiş."
Alp'in çenesinin cezası olarak vicdanının önüne sunulan yüklü fatura, söz konusu vicdanı çok zor durumda bırakmıştı.
"...Çocuk ürküyordu ve sen Alp..."
Gamze'nin söylediklerinden sonra daha fazla evde duramayıp dışarı atmıştı kendini genç adam.
Arkadaşının Ecevit denen atom karınca hakkında söylediklerini düşündükçe duvarlar üstüne üstüne geliyordu. Bu sebepten, kendisini en özgür hissettiği yere gitmek üzere çıktı evden ve İstanbulPark'a doğru yönlendirdi arabasını.
Geçen saatlerin ardından seyirciler için tahsis edilmiş olan koltuklarda oturan Alp, daldığı düşüncelerden telefonunun sesiyle çıktı gün yüzüne.
Tevfik bey'in sağ kolu olan Hasan'ın ismini ekranda görünce telefonu açmak zorunda olduğunun bilinciyle suratını buruşturdu. Aslında kimseyle konuşacak havada değildi ama Alp çok iyi biliyordu ki; Tevfik bey birisine ulaşmak isterse ne yapar eder ulaşırdı. Şimdi boşu boşuna hasta ve iyileşmek üzere inzivaya çekilmiş olan adamı uğraştırmaya gerek yoktu.
Zaten büyük ihtimalle Tevfik bey'in Hasan'a kendisini arattırma sebebi, Ecevit hakkında ne düşündüğünü merak etmesindendi.
Düşünceleri arasında kaybolarak daha fazla Hasan'ı bekletmeden aramayı cevapladı Alp.
"Merhaba oğlum, nasılsın?"
Derince bir nefes aldı Alp.
"Şöyle böyle..."
Alp'in pek de formunda olamadığını anlayan Hasan, lafı fazla uzatmadan direk konuya girdi. Zaten Alp'in telefonda uzun uzadıya konuşmaktan hoşlanmadığını en iyi bilen insanlardan biriydi Hasan.
"Tevfik bey seninle görüşmek istiyor. Müsait misin?"
Önce düşündü biraz Alp, ihtiyar ile yapacağı konuşmayı bu kafayla gerçekleştiremeyeceğini bildiğinden görüşmelerini akşama aktarmanın çok daha iyi olacağı kanısına vardı. Hem birkaç saat uyuyup kendine gelirse vicdanının sesinden de biraz uzaklaşmış olurdu.
"Bütün gece hiç uyumadım. Birkaç saat uyumak istiyorum." diyerek saatine baktı Alp ve konuşmasına devam etti.
"Akşama ihtiyarın yanında olacağımı bildirirsen sevinirim."
"Tamam evlat, iletirim."
Telefonun kapanma sesiyle birlikte Alp de oturduğu yerden kalktı ve evine doğru hareket etmek üzere arabasına ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Formulaşk1
Ficción GeneralHayalleriniz uğruna nelere katlanmayı göze alırsınız? Mesela pembe kimliğinizi bir kenara bırakıp, mavi kimliğe bürünmeye cesaret eder misiniz? Olmaz mı? Ben böyle birisinin hikayesini biliyorum ya da hayal edebiliyorum diyelim. Ve size anlatmaktan...