Bölüm 10

35 9 0
                                    

Multi Özden :)))

Acaba burda da hoca mı diyorlardı? Bilmiyordum ki!Burası çok farklı bir ortamdı."Profösör" falan diyor olabilirlerdi.Neyse elbet öğrenirdim!

Profösör Hocamız kendini tanıtıyordu.4 yıldır bu üniversitedeymiş.Çok katı kuralları varmış,falan filan.

Alt tarafı Beslenme Ve Diyetetik okuyacaktık.
Tıp okuyacakmışız gibi rest çekiyordu! Dersler ne olabilirdi ki? Yiyeceklerin kalorilerini falan ezberletirlerdi herhalde.Bu neyin atarıydı yani!?

Adamın konuşmalarından sıkıldım ve Barış'a kaç dakika kaldığını sordum.

"Ne dakikası ya?" diye karşılık verdi gülerek.

Sanırım burda dakika da yoktu.Ne tuhaf yerdi burası! Kendimi Dünya'ya düşmüş Mars'lı gibi hissediyordum.
Hoş, Dünya'ya düşmüş Mars'lının nasıl hissettiğini nerden biliyorsam! Saçmalayan Asya çevrimiçi!

Kasıntı adam sonunda Amfi'den çıktı.Ben de arkadaşlık çabalarımı devam ettirdim.

"Sizin isimleriniz ne?" diye sordum.Anaokul öğretmeni mod:on

"Sen niye bizimle konuşmaya çalışıyorsun?" dedi bir kız atarlı atarlı.

"Amacım arkadaş olmak."

"Biz sana arkadaş aradığımızı söyledik mi?" dedi.Bu kız da diğeri gibi sertti.

"Hayır ama ben tanışmak istemiştim." dedim masum görünmeye çalışarak.

"Herkes bizimle arkadaş olamaz.Barış'ın dost canlısı görünümüne kanma.Hep böyle yapar.Kızlara arkadaş gibi görünür,sonrasını anladın sen." dedi.

Ayyy,düşündüğüm şey olmasın.Iyy iğrenç! Gerçekten böyle mi? Eğer öyleyse durum vahim.Ben de çok iyi çocuk diye düşünmüştüm.Tüh!

"Özden.Düzgün konuş." diye sert çıktı Barış.

Adının Özden olduğunu öğrendiğim kız omuz silkerek başını çevirdi.

"Sen onun kusuruna bakma.Aslında çok iyi bir kızdır." diye durumu toparlamaya çalıştı Barış.Tabi pek başarılı olamadı!

"Hı hı,çok iyiyimdir.Hatta benim diğer adım Melek." dedi Özden alayla.

"Bütün çömezleri getir başımıza." diye mırıldandı Özden tekrar.

Off,benden alt tarafı 1 yaş büyük,triplere bak!
Lisedeki 10.sınıflar gibiydi!

Kızın yüzünde de 10 kilo boya vardı.''Yeni boyandı.'' yazısı asılacak cinstendi.

"Neyse ben biraz dışarı çıkayım.Görüşürüz." dedim Barış'a.

"Tamam kusura bakma.Görüşürüz."

Bir an önce kendimi dışarı atmak istiyordum.Dilimi ısırmaktan parça parça olmuştu.

"Hey Kokarca. Baksana."

Amfi'den yeni çıkmıştım ki biri bana seslendi.Kim olduğunu tahmin etmek zor değildi.Sinirle ona döndüm.

"Benim bir adım var." dedim dişlerimi birbirine bastırarak.

"Sahi senin adın ne?Bak benimki Can."

"Ben de senin amcan." Böyle saçma bir cümleyi nasıl kurmuştum,bilmiyordum!

"Iyy 10 yaşa bağladın.Hadi söyle söyle ismin ne?" diye sordu.

"Asya" diye mırıldandım.

"Aa doğru lunaparkta söylemiştin,hatta ben de sana "Asya Kokarcası" demiştim.Şimdi hatırladım." Yine sırıtıyordu.

"Ya artık gerçekten sıkıldım.Şu lunapark olayını unutsak olmaz mı?" dedim kedi yavrusu gibi.

"No No No." dedi baş parmağını havaya kaldırıp sallayarak.Bunu yaparken alnını kırıştırmıştı.

"Biriyke ilgili dalga geçilecek bir şey buldum mu affetmem.Ki senin yaptığın da "bir şey" değil "çok şey."Ben bunu unutur muyum? Asla." dedi ukala bir şekilde.

Gurumumu ayaklar altına alıp yalvardım.

"Lütfen bana artık kokarca deme.Bunu okuldan birileri duyarsa rezil olurum." dedim gözlerimi kırpıştırarak.

"Ooo Kibar Kokarca.Nasıl da yalvarıyor! Ama üzgünüm bebeğim seninle karşılaştığımız sürece bir Kokarca'sın." dedi.

"Sen niye sürekli karşıma çıkıyorsun? İşine baksana." diye tersledim onu.

"Aa ne ayıp! Ben burda yeni bir arkadaşımıza yardım ediyorum okula alışsın diye.O beni tersliyor.Olmadı bu."

"Git başımdan." deyip yürümeye başladım.

"Bana "git" deyip kendin gidiyorsun.Ne dediklerin birbirini tutuyor,ne espri anlayışın var,ne ağzından tatlı bir cümle çıkıyor.Vasatsın Kokarca vasat!"


KOKARCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin